Çok huzurlu bir şekilde uyurken,alarmın sesi benim en güzel rüyamı bozarak uyandırdı. 2 kez ertelediğim alarm her 5 dakikadan bir yeniden çalmaya başladıkda artık sinirlendim ve kızgın suratımla telefonumu yere attım. Terliğimi ayağıma geçirip ,"Yine kötü güne merhaba" deyerek ayağa kalktım ve lavoboya kadar gittim. Dişlerimi fırçaladıktan sonra, kahvaltıyı hazırlamak için aşağıya, mutfağa indim. Buz dolabını açar-açmaz nefis kokuları burnuma çekerek, " Ama günün bu tarafını çok seviyorum" dedim. Kahvaltıyı hazırladıktan sonra, üst odaya kalkıp, merdivenlerden "Orkun, uyan!" diye seslendim ve aşağıya doğru indim. O hep geç gelir kahvaltıya ve ben o gelinceye kadar kahvaltımı edib evden çıkardım. Yine kahvaltımı bitirdikten sonra, odaya kalkıp üzerimi değişmeye başladım. Orkun uyanınca ben hemen lavoboya kaçtım ve üzerimi orda değişmeye başladım.. Orkun ayağa kalkıp, lavobonun kapısı tıkladı ve bana seslendi;
"Neden benden kaçıyorsun ki? Ben senin kocanım."
Ben o öyle söyledikden hiç 1 dakika geçmeden kapıyı açtım ve aynanın karşısına geçip makyajımı yapmaya başladım. Orkun ise hala benimle konuşmak için fursat kolluyordu.
"Ada, seninleyim, beni cevaplarmısın?"
Ben umursamazca ona bakarak:
"Ne istiyorsun Orkun? Benimle uyuyorsun,yetmiyor mu?"
"Ben seni anlamıyorum,sana dokunamıyorum,ama biz evliyiz! Ama nihayet, seni evde bula bildim,ben uyanınca sen hep gitmiş oluyordun,bu gün ya ben erken uyandım,ya da sen geç çıktın"
"Benim bu gün abimle buluşmaktan başka işim yok, eve erken geliceğim"
"Saat kaçta evde olursun? Ben de o vakit geliyim,birlikte olalım"
"Hayır,sen işinden olma. Sonra konuşuruz"
Ben makyajımı bitirdikten sonra evden çıkmak için platform ayakabılarımı giyince Orkun anahtarlarımı götürmememi söyledi,heralde evde beni bekleyecek. Tam hazır olunca evden çıktım ve doğru abimle buluşmak için bir kafeye gittim.
1 saat sonra kafeye vardım ve abimin oturduğu masaya oturdum.
"Hoş geldin,Ada"
"Hoş bulduk abi,nasılsın?"
"İyim,seni sormalı?"
"Karışık"
"Nasıl yani?"
"İlişki durumum karışık,abi. Hani bu iş çabuk bitecekti. Benim sabrım yok artık."
"Ada, ben de seninle bu konuda konuşmak için gelmiştim"
"Hangi konuda?"
"Sen evlisin. Ve boşanman çok yalnış olur,ailemizi sarsıtır. İnsanlar ne der,ne söyler? Nasıl anlatacağımı bilmiyorum şu an."
"Abi sen ne diyorsun?! Farkındamısın?!"
"Siz artık 4 buçuk aydır evlisiniz, meğer sizin aranızda hiç mi bir şey olmadı?"
"Tabii ki hayır! Ben onun yüzünü bile zar zor görüyorum abi. Ben onu sevmiyorum,bu evlilik bitecekti hani? Sizin yüzünüzden evlendim,ama bir de gelmiş evli kalmam gerektiğini söylüyorsun bana"
"Ada, iyi düşün. Orkun seni çok seviyor, sen de denemlisin. Boşanmayı unut"
"Sizi anlamıyorum.. Anlayamıyorum.. Bunu nasıl yaptınız? Hani intikam? İntikam alıcaktık?"
"İntikamı hall ettik zaten. Artık bu iş olur, yani sizin evli kalmanız. Çünki bu senin iyiliğin ve geleceğin için"
"Bence bu sizin itibarınız için!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzük Parmağım
Jugendliteratur"Lanet olsun,ben ne yapıcam? Benim hayatım,bir düzenim,en esası da hayallerim vardı,şu evlilik nereden çıktı ki?! Ne diye aileme inandım,güvendim! Artık onların hiç biri ile konuşmayacağım! Peki ya Orkun? Hani bizim düşmanlarımızın oğluydu. Gizli dü...