-Arkadaşınızı geçirdiği kazadan dolayı kaybettik.Biz üzgünüz,ama kaza anında ölmüş.
-Ne nasıl ama bu olamaazz.
Duygu bunu derken üzülmüştü aslında ama Zeynep'in öldüğüne üzüldüğü kadar da sevinmişti.Çünkü Zeynep'in bildikleri hayatını mahvedebilirdi.
-Hanımefendi,hanımefendi!Beni duyuyor musunuz?
-Ha' evet bn dalmışım.Siz ne diyordunuz?
-Ceseti teşhis etmeniz gerek.
-Hayır,ben bunu yapamam.
-Ama...
Daha lafını bitirmeden Duygu girdi araya:
-Bakın,size bunu yapamıyacağımı söyledim.Lütfen ısrar etmeyin!
Duygu çok sert konuşmuştu polis ısrara daha fazla devam etmedi ve tekrar söz aldı:
-Sizi anlıyorum,bu yüzden bize Zeynep'i tanıyn başka birinin cep telefon numarasını verebilir missiniz?
-Zeynep'in arkadaşı yoktu,zaten biz yakın arkadaş değiliz sadece Zeynep benim Facebook arkadaşımdı ve iki gün önce tanıştık(yüz yüze geldik).
Evet Duygu yalan söylüyordu.Aslında bir açıdan doğruydu fakat onlar masum iki arkadaş değildi.İnternet üzerinden birlikte bir cinayet işlemişlerdi fakat Zeynep bunun nasıl olduğunu bilmiyordu.Bu yüzden olanları adalete bırakmaya karar vermişti.Zaten karakola gidiyordu.Telefonda aradığında da en son bunu söylemişti.Duygu da buna ağlıyordu.Zeynep'in kazasına değil.