Her Taşın Altında Aşk

Doğum Günü Kutlaması

Bir eylül sabahı...
Çok sıcak bir eylül ayı geçiriyorduk bu sene...
Babamın işleri nedeniyle yurtdışında saphonika ülkesine taşınmak zorunda kaldığımız için burada yazlar uzun  sürerdi, saphonika ülkesinin küçük sevimli taşca adlı  bir kasabasında iki yıldır yaşıyoruz. Burası yemyeşil,çiçeklerin hiç solmadığı,yamaçları kumsallara açılan,manzarası mavi bir gölle tamamlanıyordu... Nefis havasıyla insanı büyülüyordu,o masmavi göle baktıkça içi kıpır kıpır oluyor insanın, ne kadarda sevimli bir kasaba... Buraya ailecek çoktan alışmıştık. İnsanları içten,yaz ayları çok sıcak ve uzun geçiyor neredeyse dolabımın hepsi yazlık kıyafetlerimle dolu.
Babam ülkeler arası elçilik yapıyor ve her sabah erkenden evden çıkıyor. Bu sabah yine erkenden yola koyulmuştu bende beni göl kenarına bırakabileceğini sordum:
+Babacım beni göl kenarına elonika'nın yanına bırakabilirmisin ?

-kızım bu saatte ne yapacaksın orada?

+babacım bugün elonika'nın arkadaşının doğum günü kutlaması var ve beni de davet ettiler. Hazırlıklara yardim etmeyi ve Gitmeyi çok isterim.

- peki kizim. Nerede bu doğum günü kutlaması?

+ Göl kıyısında iki katlı canope cafe var babacim orada kutlanacak.

- peki kızım dikkat et kendine,eve gecikme!

+ Tamam babaların bi tanesi sen hiç merak etme akşam saat 6'da evdeyim.

- Anlaştık bebeğim. Gidebiliriz,hadi hazırlan.

- hemen Geliyoruuuuuuuuuuum...

:diyerek kahvaltı masasından kalktığım gibi odama çıktım.
Dolabımı açıp,sarı sade tişörtümü çıkardım,siyah dar paça pantolonumu üzerime geçirdikten sonra kestane'ye çalan saçlarımı saldım,gözlerim kahverengi ve büyük olduğundan bir kestane şeklini almıştı,hafif bir makyajla işlemi sonlandırıp,aşağıya indim. İsmim gibi sade,bi o kadarda şık olmuştum.

+Gidebiliriz babacım

-tamam kızım sen arabaya geç ben geliyorum.

+Tamam babacım.

: diyerek annemin yanına gittim boğazın'a sıkıca sarılıp  biz çıkıyoruz Nurdan hanım diyerek bir öpücük kondurdum o tatlı yanağına.  ayakkabılıktan sarı babetlerimi ayağıma geçirip,bahçedeki kırmızı,pembe,sarı ve beyaz güller arasından geçerek arabaya doğru yöneldim,arabanın yanına geldiğimde, aklıma elonika'nın arkadaşına ne hediye alacağımı unutmuştum dusundum ve bu tamamen aklımda yoktu. Babam kapıda belirdi. Ve neden arabaya binmediğimi sordu:

+ Arabaya neden binmedin yavrum?

-şeeeyy... Baba... Aslında...

+Sadeee! Kızım. Ağzında geveleme ne soliceksen söyleee...?

+Babacığım elonika'nın arkadaşına  hediye alacağım tamamen aklımdan çıkmış. Ne yapabileceğim konusunda hiçbir fikrim yok. :(

-dert ettigin tek şey bu olsun kızım sıkma canını bakarız bir çaresine atla arabaya hadi! 

+ peki babacım...

:Diyerek arabaya bindim. Hala ne hediye alacağımı düşünüyordum. Araba bir anda durdu...
Babam:
+Hadi kızım geldik

-nereye?? ... Demeden

+çok soru sorma in hadi!

:dedi ve arabadan indikten sonra etrafıma bakındım...
Vaaaaaaav babam beni hediye dükkanına getirmişti. Büyük ve çok gösterişli bir mekan diyerek kapıdan içeri girdim. Babam önümdeydi

+hadi kızım acele et biraz,işe gitmem lazım.

-Tamam babacım.

: diyerek, koşturmaya başladım ne kadar geniş koridorları var. Duvarların renkleri nar çiçeği renginin açık tonlarında çok dikkat çekici görünüyor. İnsanın hediye yerine bu mekan'ı satın alası geliyor ☺ koridorda ilerledikten sonra sağ tarafta küçük bir takı satılan bölüme girdik. Vay canına ne kadar güzeller...
Babam biliyor işini Annemde bu yüzden aşık galiba diye kikirdeyerk geçirdim içimden. Sonra babam:

+hadi kızım seç arkadaşına güzel bir hediye.

-öncelikle teşekkür ederim babacım buraya zaman ayırıp beni getirdiğin için. Amca şu uğur böceği olan kolyeyi verebilirmisin? 
 
Satıcı amca:
+hay hay küçük hanım tabikide hediye paketi istermisiniz? Şöyle en kalplisinden?

- olur :)

+Al bakalım güle güle kullan.

+teşekkürler...

: Diyerek takı bölümünden çıktık. O geniş ve dikkat çekici koridorlardan kapıdan çıktık. Arabaya bindik. Ve babam'a teşekkür ettim.  Artık doğum gününe tam anlamıyla hazırdım.