Hiçbir Günah Allah'ın Rahmetinden Büyük Değildir

1K 443 217
                                    

Biliyorsun ki Elhamdulillah Müslümansın. Rabbim seni fıtratullah üzerine yaratmıştır. Lakin sen kendi benliğinden ayrılıp farklı kişiliklere bürünüyorsun. Müslümanım diyorsun fakat Müslümanca yaşayamıyorsun. Sor bakalım kendine gerçek bir Müslüman gibi yaşayabiliyor musun?

Mesela sen bir günah işlediğin zaman onun yanlış ve günah olduğunu anlar hemen Rabbime sığınırsın. Tövbe edersin. Fakat ne yazık ki, sen tövbe ettikçe sanki daha çok günah işliyorsun.

Nasıl mı?
Örneğin; Arkadaşlarla bir yerlere gittiğinde ya da evde televizyon izlerken hemen kendi kendine tuhaf tuhaf konuşmaya başlarsın. Yorum yapmaya başlarsın.  Onun kaşı böyle, onun burnu böyle, onun ayakları böyle... Yoksa sen hâlâ işlediğin günahın farkında değil misin?

Kısacası sen Allah'ın kendi ruhundan üfleyerek yarattığı Can'a, Canan'a bu nasıl bir varlık, bu nasıl bir sima diyorsun. İşte çoğumuzun hatası, günahı bu.

Sence böyle davranmak müslümanlığa yakışır mı? Allah bizleri bu dünya ya bunları yapmak için mi yarattı?

Bak yüreği güzel insa işte bu yüzden senin tüm geçmişine ve yaptıklarına dair güzelce ve samimiyetle Allah'a yalvararak tövbe etmeni öneririm.

Bayezid-i Bestami Hazretleri... Bir gün tımarhanenin önünden geçmektedir. Tımarhane hizmetçisinin tokmakla bir şeyler dövdüğünü görür ve sorar:
"Ne yapıyorsun? "
Hizmetçi: "Burası tımarhanedir. Delilere ilaç yapıyorum. "
"Benim hastalığıma da bir ilaç tavsiye eder misin? "
"Hastalığını söyle. "
"Benim hastalığım günah hastalığı... Çok günah işliyorum. "
"Ben günah hastalığından anlamam... Ben delilere ilaç hazırlıyorum. "
Parmaklığının arasından konuşulanları duyan bir deli. Beyazid-i Bestami Hazretleri'ne: "Gel dede, gel! Senin hastalığının çaresini ben söyleyeyim" diye seslenir.
Beyazid-i Bestami Hazretleri, delinin yanına sokulur: "Söyle bakalım, benim derdime çare nedir?"
Deli,  şu ilacı tavsiye eder: " Tövbe kökü ile istiğfar yaprağını karıştır... Kalp havanında tevhit tokmağıyla döv, insaf eleğinden geçir, gözyaşıyla yoğur, aşk fırınında pişir... Akşam sabah bol miktarda ye... O zaman göreceksin senin hastalığından eser kalmaz. "
Bu güzel ilacı öğrenen Beyazid Hazretleri: "Hey gidi dünya hey! Demek, seni de deli diye buraya getirmişler" diye oradan ayrılır.

Ne de güzel bir ilaç öyle değil mi? Sende bu ilacı hayatında uygulayarak mutlu olabilirsin

Çevremdeki güzel insanları gözlemliyorum da bakıyorum ki bazı insanlar Allah'tan ümidini kesmiş, " Biz tövbe etsek de Allah bizim duamızı kabul etmez, tövbemizi de kabul etmez, çünkü bizler hatalı kullarız, günahkâr kullarız " diyor. Oysa hiçbir günah Allah'ın rahmetinden büyük değildir. O Afuvv'dur yani bağışlayandır.

Tefsir-i Safi'de nakledildiğine göre bir gün Resulullah'ın ashabından olan Muaz bin Cebel ağlar bir şekilde Resulullah'ın yanına geldi. Allah Resulü'ne selam verdi. Resulullah cevabını verdi ve "Nedir seni ağlatan? "diye sordu.
Muaz bin Cebel arz etti:

"Ya Resulullah, dışarıda hoş sima bir genç, çocuğu ölmüş bir ana gibi kendi gençliğine ağlamakta ve sizinle görüşmek istemekte. "
Allah Resulü " Onu yanıma getir" buyurdu. Muaz gidip onu Resulullah'ın yanına getirdi. Genç adam selam verdi. Allah Resulü de cevabını verdikten sonra aralarında şu konuşma cereyan etti:

"Ey genç, nedir seni ağlatan? "
"Nasıl ağlamayayım ben; nice büyük günahlar işlemişim ki eğer Allah onlardan sadece bazısı için beni cezalandırsa, beni cehennem ateşinde yakacaktır! Biliyorum ki onlardan dolayı beni cezalandıracak ve bağışlamayacaktır. "
"Acaba Allah'a şirk mi koştun? "
"Allah'a sığınırım ona şirk koşmaktan. "
"O zaman haksız yere birisini mi öldürdün? "
"Hayır."
"O zaman Allah günahlarını muhkem dağlar kadar büyük bile olsa bağışlar! "
"Benim günahlarım sağlam dağlardan da büyüktür! "
"Günahların, yedi yer, denizler, kumlar, ağaçlar ve onlarda olan mahlukat kadar da ağır olsa yine de Allah bağışlar! "
"Benim günahlarım bütün bunlardan da büyüktür! "
"Eğer günahların gökler, yıldızlar, arş ve kürsi kadar da büyük olsa yine Allah bağışlar! "
"Bunlardan da büyüktür benim günahlarım! "
Bu cevabın ardından Allah Resulü öfkeli bir şekilde ona baktı ve şöyle buyurdu:

Sen Kimsin ve Neden Yaratıldın (Düzenlemede)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin