my "TEACHER" / VMin

1.Bölüm

Bir bardaydım ve bar da saçma şarkılar çalıyordu.

Arada bir gözümü kapattıp açıp beynimdeki radyoyu açık unutup unutmadığımı kontrol ediyordum ama yok kapatıp açınca frekans değişmiyordu neyse bu işte bir iş vardı ama.

Yalnız şarkıda güzelmiş 'birrrr çoook sıkıldım ikii yerimm çook darr ooooo ' tam şarkıya ayak uydurmuş söylüyordum ki aklıma bir şey dank etti bir dakika bir dakika...

Durun siktir bu benim alarm şarkımdı yine mi geç kaldım okula ben.

Taehyung yine alarma en sevdiği orjinal ve yeni bulduğu küfürleri savuruyordu ama bugün ona ters giden bir şeyler vardı ama hayırlısı şuan bunu kafasına takamazdı okula geç kalmaması gerekiyordu.

Vakti yoktu hızlı hazırlanması gerekiyordu o yüzden hiç vakit kaybetmeden banyoya girdi ve gündelik islerini hallettti ve okul kiyafetlerini giymeye başladı.

Bugün de okula geç kalamazdı çünkü matematik öğretmeni Bay Kim bu sefer gerçekten onun ağzına sıçardı.

Adamın her dersi günün ilk dersiydi ve Taehyung'un da geç kalma gibi bir alışkanlığı vardı.

Artık Bay Jin'in gözüne batmaya başlamıştı ve son sözleri ise şunlardı:'Bay Kim eğer bir daha bu sınıfa benden gec gelirseniz inanın yapacaklarıma sizde inanmazsınız.'

Diyip kötü adam kahkahası atmıştı adam resmen Taehyung aslında korkmazdı ama Bay Kim'in yaşı oldukça gençti ve adam resmen psikopattı ve sevgili okul müdürü Kim Namjoon ile gizli bir aşk içindeydi.

Bunu nerden mi biliyordu sormamış kabul ediyorum resmen ayaklı dedikodu kazanı bir Tavşana sahipken bunları nasıl bilemezdi ama yine de seviyordu onu.

Bunları düşünerek vakit kaybetmişti şimdi sıradaki işi Ayna karşısına geçip 'Ego kasma' işlemini tamamlamalıydı.

Bunu da kısa kesmek zorunda kalıp
çantasını alıp evden çıkmıştı.

Yolda yürürken herşey çok tuhaf geliyordu bugünün günlerden ne olduğununa bakmak için elini cebine attı ama o hızla telefonunun unutmuştu.

En iyisi durağa yürüyüp birine sormak dedi ve orda ki yaşlı bir amcayı dürtüp bugünün günlerden ne olduğunu sordu ve gelen cevap ile yıkıldı.

Bugün resmen CUMARTESI IDI ve Taehyung sabahın köründe kalkıp hazırlanmış hatta ego kasma işlemini bile kısa kesmişti.

Kendi kendine"Yaktım Çıranı Jungkook .Simdi sıçtım ağzına okula bütün bokluklarını anlatayım da okula gidecek yüzün olmayasıca...Köpek.

Islak Tuvalet terligine corapla basasın ins.

Derken yaşlı adamın onu dürtmesiyle kendine geldi.Adam ona 'oğlum, iyi misin? ne yapıyorsun? ' diyince Taehyung mahçupca gülümseyip etrafına bakınca herkesin ona mal mal baktıklarını görünce daha da sinirlenmis Jungkook'un evine koşarak gitmişti (Arkada Run Çalıyor ksissisiss)

.....................................●○●........................................

Kapıyı alacaklı gibi çalıyordu ki kapıyı Bayan Jeon açtığında daha da sıçtığını hissetti.

Ona da en şirin gülümsemelerinden birini gönderip Jungkook'un odasına ilerlemeye başladı.Bayan Jeon ise ona oğlum mal mısın bakışları ile arkasından izliyordu.

Aslında Bayan Jeon onların bu haline alışıktı sonuçta bir iyi olup bir kedi-köpek halini alabiliyorlardı.Yine de Taehyung'un sabahın köründe kapıyı calmasıyla uykulu hali ile biraz şaşırmıştı.

Kim bilir yine ne yaptın Kook diyerek Kook'un ruhuna dualar okuyup odasına ilerledi.

Taehyung odaya ilk girdiğinde o melek gibi yatan birini görmek yerine iki bacağı açık kollarından biri yüzünü kaplamış diğer elinin parmağını emerken görünce gülmeden edemedi ama yine de sessiz olmak zorundaydı.Ona hazırladığı süprizi bozamazdı.

Aşağıya inip eline Sürahiyi aldı ve yukarı çıkmaya başladı bir yandan da  etrafı ıslattığında Bayan Jeon'un ona neler yapabileceğini düşünüyordu ama hepsi Jungkook'un bu hallerini görmeye değer diye düşünüp hızla yukarı çıktı.

Telefonundan Ajdar Şahdamarım şarkısını açıp hoparlöre bastı ve aynı anda Sürahiyi dökmeye başladı.

Jungkook 'Allahım, Ne oluyor Tsunami oluyor sığınaklara inin Yakışıklı erkek ve bayanlar benim yanımda güvenli olursunuz benim yanıma gelin sizde' diyip Taehyung'u bile görmeden evden koşarak çıkmıştı o sırada Taehyung Kapının diğer tarafından Bayan Jeon'un kahkahalara boğulduğunu görünce artık o da kendini tutamayıp gülmeye başladılar.

Birbirlerine beşlik çaktıktan sonra Bayan Jeon yine ne yaptı bu bakışları atarken Taehyung anlatmaya başladı.

Bayan Jeon en sonunda gülmekten ıslanan yanaklarını silip hadi git annenlere haber ver de kahvaltı da bizdesin diyip aşağıya sofrayı hazırlamaya inmişti.

.......................................●○●.......................................

Taehyung ile Jungkook yine o güzelim okul yolunda ilerlerken Taehyung Jungkook'un anlattığı olayla gülme krizine girmişti.

O gün evden öyle çıkınca karşısında yeşil saçlı bir adam görünce ona doğru koşup

"Yosun saçlı bey Tsunami oluyor gelin birlikte kaçıp evlenmeye gidelim 1 kız 1 oğlan çocuklarımız olsun adını birinin Jiyong diğerinin adını Chaerin koyalım. Birinin yüzü size benzesin saçı bana digerinin gözü bana saçı yine size benzesin."

Diyip adama yavşamıştı o halde bile ama adam onu iki dakika boyunca süzmüş ve senin gibi veletlerle isim olmaz diyip Jungkook'un yanağından makas alıp son derece Lüks arabasına binip gitmişti.

Jungkook bunları anlatırken okula ulaşmış sınıfa gitmiştik bile ama girer girmez moralim bozulmuştu çünkü ilk defa okula erken geldim ve ders programı değişmişti ve müdürün anonsu ile okula yeni iki öğretmenin geldiği ve girecekleri her sınıfla ilk önce ikili birlikte gelip tanisacaklari söylemişti.

Sırama geçip bugün de iğrenç geçecek diyerek çantamı atarak atarlı bir şekilde oturmustum.

Jungkook da yanımdaki yerini alınca sınıfa biri yeşil diğeri turuncu saçlı iki adam girmişti.

Ne yani bunlar mı öğretmendi.
O zaman bende öğretmen olurdum kafamdaki bu düşünceleri durduran Jungkook'un beni katır gibi tekmelemesiydi.

Ne var yine gerizekali diye bakış atınca kulağıma eğilip 'Hyung şu yeşil kafalı adam benim sana anlattığım adam'diyince ne yani bu o mu diyip  gülme krizine girdim.

Tabii ki sınıfta olduğumuzu unutarak tam kafamı kaldırıp etrafa baktığımda bütün bakışların benim üzerimde olduğunu fark ettim .

Bu bakışlar içinde o iki renk paleti de dahildi.

Icimden fatihalar okuyarak olacakları bekledim.