Bölüm 2

217 38 29
                                    

Arabaya yerleştiklerinde çocuğun suratındaki gülümseme geçmemişti. Yanakları ıslaktı, ıslanmaya da devam ediyorlardı. "Eren," diye fısıldadı adam arabayı çalıştırdıktan sonra. "Ağlama, yakışmıyor." Eren kıkırdadı. "Elimde değil, çok mutluyum."

"Mutlu olman beni gerçekten sevindiriyor, fakat mutluluktan olsa bile ağlamanı istemiyorum."

Yola çıkarttığı arabayı boş yolda hızla sürmeye başladı. Eren kemerini bağladıktan sonra elinin tersiyle gözlerini sildi. "Ben gerçekten çok teşekkür ederim Levi."

"Eren, yeter." Çocuğa dönüp gülümsedikten sonra önüne döndü. Eren de kafasını cama yaslayıp gülümsemeye devam etti. Dışarıyı izlerken aklı yanında oturmakta olan kocası ile ilgili bir sürü şeyle doluydu.

"Eren, gördün mü?"

Çocuk kafasını kaldırıp adama döndü. "Hah, efendim?" Levi bir elini direksiyondan çekip işaret parmağını cama doğrulttu. "Kar yağmaya başladı."

Eren'in kara bayıldığını çok iyi biliyordu. Geçen bir kaç yıl onu bir çocuk gibi karların içerisinde görmekle bitmişti. Küçük çocuklar gibi kardan melek yapıyor, kardan adam yapıp onunla fotoğraflar çekiniyor ve sevgilisinin suratına, kafasına, sırtına veya vücudunun herhangi bir yerine kar topu fırlatmaktan zevk alıyordu. Levi ise sadece ona katlanmaya çalışıyordu.

Yazın ise yapmaktan zevk aldığı şeyler çilekli ve kakaolu dondurma yemek, çocuk parkındaki salıncaklara oturup Levi'ın onu sallaması oluyordu. Denize veya havuza girmek gibi bir fobisi olduğundan dolayı sadece Levi ısrar edince can simidini takıp giriyordu.

"Çok güzel!" dedi ve heyecanla az az yağan karı izlemeye başladı. Levi kıkırdadı. Çocuğun gözleri parıldıyordu. Dudaklarını aralamıştı ve kulaklarına varacak kadar gülümsüyordu. "Kış mevsimini seviyorum," dedi ve Levi'a baktı. "Hmm.." diye yanıtladı adam.

"Diğerlerinin aksine üşüdüğümü söyleyemem, sen benim yanımdayken terliyorum, kalbime bir şeyler yapıyorsun!" Ellerini yanaklarına yerleştirip ön cama dikti gözlerini. Yavaş yavaş, az ve usulca yağan karı keyifle izliyordu. "Arkadaşım, sevgilim, abim, babam, kocam olduğunuz için, çocuğumun babası ve tüm ailem olduğunuz için size çok teşekkürlerimi sunuyorum Bay Ackerman."

"Sevgilim, oğlum, arkadaşım, oğlumun ya da kızımın annesi olduğun için asıl ben size teşekkür ederim bayım, Eren Ackerman."

Araba yavaşlayıp en sonunda durunca etrafına bakındı çocuk. "Geldik mi ?" Adam kafasını onaylarcasına salladı. İkisi de arabadan indikten sonra el ele tutuşup önünde durdukları eve doğru yürüdüler.

"Ne içersiniz?" diye sordu Erwin aralarında geçen güzel ve kısa bir konuşmadan sonra. "Bunu şimdi sorman hataydı biliyorsun değil mi Erwin?" Erwin, Levi'a kıkırdadı ve sonra Eren'e döndü.

"Aramıza küçük bir arkadaşımız katılmasaydı biz üçümüz güzelce yayılıp içebilirdik aslında." dedi Erwin. "Sen bize çay getir ya," diyerek kesti Levi.

"Ben zaten çayı her zaman içkiye tercih ederim ki." dedi ve gülümsedi Eren. "Hemen getiriyorum," diyerek yanıtladı Erwin.

Eren Levi'a bakıp gülümsedi ve elini sıkıca tuttu.

"Çok açık giyinmişsin, üşümüyorsun değil mi?" diye sordu Levi endişeyle. "Hayır hayır," dedikten sonra kıkırdadı Eren.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 29, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Assistant [RiRen]Where stories live. Discover now