1

1 0 0
                                    

Yaatağıma uzanmış abim Eymen'in hazırlanmasını bekliyordum. Normalde kızların hazırlanması hep daha uzun sürerdi fakat abim kendine fazlasıyla aşık bir çocuktu. Yaklaşık yarım saat sonra kapımın tıklatılmasıyla abimin hazır olduğunu anladım ve yataktan kalkarak çantamı omzuma taktım. Kapıyı araladığımda okul kıyafeti ve havaya kaldırılmış saçları, masmavi gözleri, biçimli suratıyla abim bana bakıyordu. Kızların en büyük aşkları hep babası olmuştur, benimki ise abimdi. "Hadisene küçük geç kalacağız." Hayretle ona baktım, "yaklaşık iki saattir senin hazırlanmanı bekliyorum abi." Gülerek başını salladı ve beni kolunun altına alarak merdivenlere yöneldi. Abim 1.92 boyundaydı ben ise tahminen 1.60 falandım. Beline sıkıca sarıldım ve merdivenlerden inmeye başladık. Mutfağa girdiğimizde annem telefonda hararetli bir şekilde biriyle konuşuyordu. Babam ise bi yandan gazetesinin sayfalarını inceliyor bi yandan anneme "kapat artık şunu." Der gibi bakıyordu. Abimle gülerek masaya yerleştik ve ben önümdeki tabağa odaklandım. Bugün matematik yazılısı vardı ve ben hiç bir şey bilmiyordum, sayısalım oldukça zayıftı. Abimin dürtmesiyle ona döndüm. "Hızlı ye biraz Su servisi kaçıracağız." Önüme tekrar geri dönerek salamları ağzıma sıkıştırdım. Okulun şubat tatiline girmesine yaklaşık 20 gün felan kalmıştı ve biz son sınavları oluyorduk. Önümdekilerin bitmesiyle ayaklandım. "Yazılılarınızdan yüksek almaya bakın ve dikkatli olun çocuklar. Eymen okuldan bir daha kaçtığını görürsem ceza alacaksın, Su sende sınavlarını yükseltmeye bak lütfen." Onaylarcasına kafamı salladım fakat yükseltebileceğimden emin değildim. "Tamam kraliçem sen merak etme" diyerek annemin yanağına öpücük kondurdu abim. Bende hızlıca babamı öptüm ve anneme öpücük atarak kapıya koştum. Abim ayakkabılarını giymiş yolda ilerlerken çantamı sıkıca tuttum ve koşmaya başladım. Bir anda abimin sırtına atlamamla abim kahkaha atmaya başladı. "Matematik sınavı olan birine göre fazla neşelisin küçük" sırıtarak gökyüzüne baktım. "Ne yapayım yani, haydi uçur beni sipaydi!" Diye çığlık atarak gülmeye başladım.

Sol kaşımı kaldırmış Kaana bakıyordum. Kaan okulun sahibinin oğluydu ve oldukça popülerdi. "Aşık oldum diyorum niye inanmıyorsunuz lan?" Irmak gözlerini devirerek baktı, "En son bunu söylediğinde kızı epey kullanmıştın Kaan nasıl inanmamızı bekliyorsun?" Irmağa hak vererek başımı salladım ve sütümü yudumlamaya devam ettim. Kantindeki her zamanki yerimizde 6 kişilik grubumuzla oturmuş Kaanın aşık olduğunu sanmasıyla ilgili konuşuyorduk. Berkay kafasını telefonuna gömmüş bizimle ilgilenmiyordu, ozan ise bir yandan hamburgerini ısırıyor bir yandanda Kaana alayla bakıyordu. "Susta yemek yiyelim artık." Diye sitem eden Akına çevirdim bakışlarımı ve uzanıp yanağını sıktım. "Alınıyorum ama." Diyen Kaana kimse bakmadı bile. Masaya yüzünü koymuş uyuyan Ebru'yu dürttükledim. "Bir şey yemeyecek misin?" Gözlerini aralayarak bana baktı ve hayır anlamında kaşlarını kaldırdı. Ebru oldukça güzel bir kızdı, kahverengi saçları ve ela renginde gözleri vardı. Kaşları ve dudaklarıda biçimliydi. Kaanı geçen seneden beri seviyordu ve süreki onunla bunla takılması ipeği haliyle üzüyordu. 2. Sınıftan beri İpek, Berkay ve Akınla birlikte hep aynı okul aynı sınıfta okumuştuk. Kaan ve ırmakla ise geçen sene bu okula geldiğimizde tanışmıştık. Zilin çalmasıyla sınıfa gitmek için ayaklandık. Koridorda yürürken birinin omzuma çarpmasıyla iki adım geriledim ve popo üstü yere düştüm. Ben neye uğradığımı şaşırırken Kaanla Akının çocuğu iteklemesi bir oldu. "Kaan ne yapıyorsunuz?!" Diyerek kalkmaya çalıştım. İpekle Irmak koluma girerek beni kaldırdı. Çocuk sinirli bakışlarını bana çevirerek,"İki saat yerde oturmaya devam ettiğine göre oldukça benimsemişsin." Dedi. Sarıya yakın saçları ve koyu kahve gözleri vardı ve daha önce onu okulda görmemiştim. Bi kaç kişininde etrafımıza toplanmasıda işin cabasıydı. "Ulan bak dalacağım şimdi sana!" Diye hareketlenen Kaanın önüne geçtim ve bunun önemli olmadığını ona söyledim. Eğer kavga ederse Murat amca ona fazlasıyla kızacak ve ceza verecekti. Bunu istemediğim için kolundan sürüklemeye çalıştım. "Dalsana lan hadi." Diyen çocuğa hayretle baktım. Durduk yere bana omuz atıp yere düşürmüştü ve bir de laf yapıyordu. "Kaan gitmek istiyorum lütfen." Dememle Kaan bana baktı ve bizimkilere başını salladı. Çocuğa ve arkadaşlarına bakmadan sınıfa ilerlemeye başladık.

"Su!" Adımı duymamla kafamı koyduğum sıradan kaldırarak Edebiyat hocamıza şirince baktım. "Efendim hocam?" Gözlüklerini çıkarttı ve sıranın üzerine koydu, tam ağzını açtıki zil sesi duyuldu. "İyi tatiller."
Yanımda uyuyan Akını dürtükledim ve saçlarının arasına bir öpücük kondurdum. Akınla çok sağlam bir dostluğumuz vardı. "Hadisenize" diye çığıran Irmağa bakarak başımı salladım. Hazırlanarak okuldan çıktık, ilerideki kafede kızla oturan abimi görmemle gözlerimi devirdim. Eymen klasiği. "Yarın görüşürüz gençler." Diyerek ırmağı ve ipeği kolunun altına alan Kaana el sallamakla yetindim. "Bende Egelere geçeceğim görüşürüz." Diyerek hep beraber akınla bizden ters yön ilerlediler. Bende akınla vedalaşarak eve doğru yürümeye başladım. Sabah koridorda olanları düşündüm kavga eden tiplerden değildik hiç birimiz, bizim okuldada o tarz olaylar olmazdı zaten. Kimdi ve bunu hangi amaçla yapmıştı anlam veremiyordum. Eve geldiğimi fark ettiğimde bahçe kapısını aralayarak dış kapıya doğru yürümeye başladım. Zengin bir aile sayılırdık, İzmirin en iyilerinden biri olan Sayder Kolejinde okuyordum. Kafamdaki düşünceleri dağıttım ve kapıyı çalarak beklemeye başladım. Kapıyı Eslem teyze açtığında mutlulukla gülümsedim ve ona sarıldım. "Kuzum nasılsın?" Eslem teyze evimizde çalışan biriydi ama sık sık gelmezdi, küçükken abimle bana o bakmış sayılırdı. "İyiyim eslem teyzem sen nasılsın?" Başını sallamakla yetindi ve bende üst kata odama çıkmak için merdivenlere yöneldim. "Annem hala gelmedi mi?" Diye sordum. "Babanla bir yere gideceklermiş. Abinde geç gelir herhalde." Hiç bir şey demeden merdivenin son basamağındanda çıktıktan sonra koridorun sonundaki odama ilerlemeye başladım. Kapıyı açıp içeri girerek sırtımdaki çantamı yere bıraktım. Büyük bir odam vardı ve tavan cam kaplamaydı, gökyüzüne olan ilgimden dolayı buna bayılıyordum. Yatağım odanın ortasındaydı ve yuvarlak biçimdeydi. Giysi dolabımdan siyah düz pijamalarımı çıkararak giyinmeye başladım ve kendimi yatağa bıraktım.

Kal.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin