Allah İs Whatcing Braderim

25 0 0
                                    

Gergin ortamların adamı olmadığımı bir kere daha kanıtlamıştım. Masada birbirimize bakarken öyle boş boş duruyorduk, ahmeti bilmem  ama ben bu işte bir şey olduğunu biliyordum. Hadi ama karınızı sevmeseniz de onu tanırsınız. Mert abi kader ablayı tanıyorsa boşansalar bile ilk 3 yıl kimseyle göz göze bile gelmezdi.

"Abi o mesaj, yani benim güvenim tam da bu Ahmet emin değil."

Masanın altından yediğim tekme ile iki büklüm olurken Mert abi derin bir iç çekti. Telefonu açıp bir şeylere bastıktan sonra telefonun çalma sesi duyuldu. Ben iki büklüm, ahmet merakla ne yaptığını anlamaya çalışırken bir anda kahkaha sesi duyuldu.

"Lan! Dövdü mü kader seni, yemin ederim yaklaşık 8 dakikadır gülücem diye oturduğum yerden kalkamıyorum. Gülmem durmuyor."

Duyduğum ses ile bacağımı bırakıp Ahmete döndüm, pekala bu yeterince mantıklı bir açıklamaydı bizim için. Telefon ekranında Sonsuzum diye kayıtlı olan kişi, İsmail abiydi gözlerimi devirirken nefesimi verdim. Birazdan tabuta girmemize sebep olacak kişi oydu ve içeriden gelen tıkırtılar hiç hoşuma gitmiyordu.

"Tam tamına 22 yıldır seni tanıyorum ve 18 senelik kocamsın. Bırak da beni aldatmayacağını bileyim değil mi "

Kapıya yaslanmış elindeki oklava ile bize gülerek bakan kadın ile rahatlamıştık. Mert abi ise arkasına yaslanmış ona doğru bakan karısını izliyordu. Ahmet ise önündeki yemeklere hüzün dolu bakışlar bırakıyordu, ama kendime engel olamayıp konuştum.

"Kader abla sorması ayıp elindeki oklava neden?"

Ayağıma doğru yediğim tekme ile tekrar iki büklüm oldum. Neden bu kadar şiddet görüyordun ben ya, gözleri parlayan kadın ile kendime tekme atasım geldi. Uyuyan yılanı uyandırmıştım resmen, Allahım beni bu kaslı halim ile kızların başından eksik etme yarrabi. Elindeki oklavayı sallayarak içeri gelirken aksiyon sahnesi yaşadığımı hissettim.

"İsmail abinize sinir krizi geçirdiğim ve evdeki birkaç ufak(!) şeyi kırdığıma dair bir mesaj gönderdim de eli kulağındadır onu bekliyorum."

Gülümserken bunları söylerken ben Ahmete kaş göz yapıyordum, oda mesajı anlamamış sığır gibi bakıyordu. Tekrar kaş göz yaptığımda yine sığır gibi baktı, bu yüzden eğilik fısıltı ile ' run osman run' dediğimde anladım der gibi kafa salladı. Lan anladıysan neden yoruyorsun beni burada. Çalan kapı ile serçe parmağımı bir yere vurmuş gibi hissettim bugün burada 3.Dünya savaşı olacaktı ve nedense kendimizi tam ortasında bulmuştuk.

Kader abla hemen gidip kapıyı açtığında demir kapı ile içeri giren siyahlık ile dikkatimi arkama verdim. Hızlı nefes alış veriş ve siyah montuna eşlik eden esmer teni ile ben geldim hey der gibiydi, bir bilse ölüme geldiğini.

"B-ben yetiş-tim mi? Telefonu camdan attım Mert alinin kafasında masayı kırdım demişsin. Hani nerede telefon hemen telefoncuya götürelim yada KVK'ya."

Nefes alış-verişi düzelirken kurduğu cümlenin mantığını düşündüm. Telefon için mi bu kadar endişelenmişti yani, gözümü devirmeden edemezken yavaşça oturduğum yerden kalktım Ahmet ile birlikte. Birazdan küçük büyük demeden bir atom bombası patlayacaktı burada. Hangi ara mutfağa geçtiğini bilmediğim Kader abla elindeki büyük oklava ile hemen kapının orada duruyordu.

"Sen beni deli etmek mi istiyorsun İsmail! İlla kafandan iki üç kemiği kırıp bir yerine mi montelemem lazım!"

İsmail abi gördüğü oklava ile koşmaya başlarken evde kıyamet kopuyordu, arada tutan oklava darbeleri ile İsmail abi çığlık atıyor Mert abi ise gülme krize girmiş bir halde haykırıyordu. Biz yandan yandan kaçmaya çalışıyorduk, kapıya gelip kendimizi dışarı attığımızda koşmaya başladık.

"Bak etrafımızda bir tane normal bulayım çölde su bulmuş misali tapıcam gör."

Dinden çıkma yolunda kesin adımlarla ilerlerken Allah korkusu ile ani bir U dönüşü yapıp içimden subhanekeyi okudum. Bizim sokağın başına geldiğimde soluklanıyım diye durdum, dizlerimden destek alarak nefesimi düzeltmeye çalışırken bir anda her yer karardı. Geldik göte diye küfür edicekken kahkaha sesi kulağımı doldurdu.

"Güle güle kullan kardeşim, bak bu renk seni açtı yemin ederim." gülmekten nefesi kesilirken benim kafamda jüpiterler dönüyordu, ben o suyu içmeyecektim kardeş aha kör kaldım. Allahım 3.sınıfta eteğini kaldırdığım kızdan, 6. sınıfta saçına balgam attığım kızdan ve lise 1 de müdüre yaptıklarımdan pişman değilim yine olsa yine yaparım amin.

"Lan gerizekalı gülmekten nefes alamıyorum, çıkarsana kafandakini" Ahmet haykırarak güldüğünde az çok kurduğu cümle ile elim kafama gitti, elime değen kumaş parçası ile korksam da çektim ve gözlerimi açtım.

Yerde yatmış götünü güneşe vererek gülen Ahmete yan bir bakış atarken elimdeki kumaş parçasına baktım. Neon yeşil renkteki çarşaf diye tarif etsem de don olan şeye baktım, korkarak da olsa kafamı kaldırdığımda karşılaştığım ilk şey Fidan ablanın bigudili kafasıydı.

"Ayy canım elimden kaydı da getirir misin acaba" Memelerini cama doğru vururken kendimi büyütecek yardımı ile yakılmış karınca gibi hissettim. En azından kornealarım yanmıştı, derin bir iç çekip elimdekine iğrenti ile bakıp yukarı doğru bağırdım.

"Fidan abla annem de böyle bir çarşaf arıyordu, nereden aldın kız söyle bizde alak." Sarkmış yanakları ve gereğinden fazla olan ruju ile az önce soktuğum laf sayesinde yüzüne kırmızılık gelmişti.

Elimdekini binanın merdivenine bırakıp yürümeye başladım, arkamdan bağıran fidan ablayı umursamadan eve geçtim. Merdivenleri çıkarken annemin bağırış sesini duydum, yüksek ihtimal akşama yine sebze yemeği vardı ve babam isyan ettiği için kavga çıkmıştı.

"Ceren bağırmasana bak şimdi gelecek komşular."

Annemin bağırtısı artarken huyumun kime çektiğini daha çok anlamıştım. Ayakkabıları gelişine fırlatıp içeri girdiğimde annemin elindeki vazoyu duvara fırlattığını görmüştüm, hiç ne yapıyonuz kardeş Allah is whatcing braderim bak çarpar demek istesem de Allaha emanet göte mukayet diyerek yukarı çıktım.

Odamın kapısını açıp kapatmam bir olmuştu, emin olamayıp tekrar açıp yatağımın üstünde oturan abime baktım. Bir abime baktım bir de yastığımın altına sakladığım porno dergisine, sonra yine abime baktım, bide kapıya baktım kaçış mesafesi için mantıklı bulup kaçmaya başladım arkamdan gelen kızgın boğa ile. 

Merdivenlerden inip kendimi dışarı attığımda birisiyle çarpışıp yeri öptüm. Ölüm tehlikesi ile titreyince koşmaya başladım, yerde yatan sarı kafa ile şaşırsam da kolundan tutup sürüklemeye başladım. Nasıl taş kafalıysam bu fevzi malı bayılmıştı sanırım. Fidan abla bulun o çocuğu diye çığırırken Ahmetin kaldırımda yüz üstü götü güneşe kalkmış uyuduğunu gördüm.

Nalet olsun sizinle arkadaş olduğum güne ya onun da kolundan tutup sürüklemeye başladım, yarın okul vardı ben ise gecenin bir vakti iki öküzü sürükleyerek koşuyordum ve kızgın bir boğadan kaçıyordum. Allahım sen biliyon beni anlıyon da kurtar beni, yoksa bu jüpitler kafalılar ile 3 gün yaşicam.







Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 05, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kafa JüpiterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin