3

2 0 0
                                    

Eve geldiğimde bir telaş bir telaş... Sanırsın Kraliçe Elizabeth gelecek. Kapıda annemi izledim. Oradan oraya dolaşıp duruyor.
"Ay anne bi dur. Geldiğimden beri bi o odaya, bi bu odaya koşturup duruyorsun. Allah için bi dur." Önümde durup elini beline koyup doğruldu.
"Babaannene gidicez. Üzerini değiştir ellerini yıka masada tostun var. Onu ye. Ben babaannene gidiyorum. Bi saattir evin içinde şarz aletini arıyorum. Bulursan getir onu da tamam mı annecim." Bunları söylerken ben mutfağa geçtim. Arkamdan kedi kuyruğu gibi geliyor.
"Çalışma masamın en üstteki kapaklı bölmesine baktın mı?"
"Hayır." Bişey demeden doğruca odama gitti. Daha sonra yanıma gelip yanağımı öptü. Mutfaktaki saate baktı.
"Ayyyy geç kaldım zaten. Tostunu ye üstünü değiştir babannene gel. Ben gittim. Görüşürüz."
"Hadi hadi git hemen."
Onu kapıya kadar geçirdim. Seviyordum onun bu hallerini. Hoşuma gidiyor.
Tostumu yerken whatsapp'dan gelen mesaj ile mükemmel lezzetli tostumu tabağıma bırakıp ellerimi birbirine çırpıp ekmek kırıklarını masaya döktüm.
Mete: LuLu buldum galiba bizimkini. Daha reşit olmadığı için hattını babası adına almış galiba. Babasının adı Volkan KIVRAK. Pazartesiye kadar bulmaya çalışacağım. Birazdan Arda'yı arayacağım. Akşama kadar bekleyemedim. Gelişme olursa sana haber veririm.
Deren:Sağol Mete. Geçmiş olsun dediğimi söylersin.
Mete:Peki.

*Grup*
(Siz, İrem, Sıla, Simay)
Deren:Kızlar Mete sanırım çocuğu bulacak.
İrem:Oha nasıl?
Simay:Hadi canım?
Sıla:Anlatsana Kıvırcık Marul!!!
Deren:Bekleyin SS atayım.
Deren gruba bir fotoğraf gönderdi.
İrem:Hasiktir.
Simay:Gerçekten hasiktir.
Sıla:Noldu be?
İrem:O sınıfta KIVRAK soyadını taşıyan 2 çocuk var. Akraba değiller.  Soyisim benzerliği. O sınıfa yaymak istemiyosan bu konuyu, gerçekten iş daha da zorlaştı.
Simay:Evet.
Deren:Kızlar yemeğimi bitirip babanneme gitmem lazım. Annem çağırdı. Akşam orada olacakmışız. Görüşürüz. Şimdiden mutlu yıllar.
Sıla: Sanada Kıvırcık Marul.
İrem: Sanada.
Simay: Sağol tatlım. Sanada.
Hafif yağlanan telefon ekranımı sildikten sonra giyinip ceketimi giydim. Kapıyı açıp ayakkabılarımı giyecekken kapı çaldı. Dış kapının otomatiğine bastıktan sonra yukarıya çıkan güm güm ayak sesleri bana yabancı geliyordu. Çünkü tanıdığım kimse böyle çıkmazdı. Kendisi kadar kocaman paketli bir adam. Üstünde smokin var.
Bana doğru yaklaşıp kocaman kefene sarmışlar gibi sarılan hediyeden büyük vücuduna biraz küçük gibi duran kafasını yana doğru büktü. Ona baktığımı görünce lafa girdi.
"Deren BARUT değil mi?"
"Evet buyrun?"
"Bu hediye size." Kocaman şeyi kapının önüne koydu.
"Kim gönderdi?"
"Size bunun hakkında bilgi veremem. Paketin içindeki notta gereken bilgilerin yazıldığı söylendi bana."
"Ben böyle bir hediyeyi kabul edemem. Lütfen geri götürün."
"Üzgünüm efendim. Eğer almazsanız işten kovulacağım."
"Hangi insafsız böyle tehdit etti seni?" Kafasını öne doğru eğip konuşmaya devam etti.
"Notta sanırım yazıyor."
"Bu paketi kabul etmezsem ne olacak?" Kafası önünde konuşmaya devam etti zavallı adam.
"2 çocuğum ile birlikte sokakta kalacağım"
Ne yapıcam ben? Tanımadığım birisinden hediye geldi. Kabul etmezsem masum bir adamın ailesi zor durumda kalacak...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 07, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YılbaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin