5.Bölüm

54 7 4
                                    

Kimse vazgeçilmez değildir. Vazgeçtiklerim bunu iyi bilir...!

Multi: Seda Akar

Multi: Seksendört - Ölürüm Hasretinle

Yorgun bir şekilde sınıfa girip başımı sıraya gömdüm. Başım çatlıyordu resmen. Hayır, niye ağırıyor ben de bilmiyorum.

Acaba dün Buğra'dan duyduğum küfürlerden dolayı mı? Altı üstü yüzüne hapşırdım. Ne var bunda? Sanırsın bir erkekle öpüştüğü bir video izlemiş de ona küfrediyor. Yanımda bir kıpırdama hissettim. Merve'ydi sanırım.

Yorgunluktan kafamı kaldırmadan sıraya gömülmeye devam ettim. Bir süre ses gelmeyince ''Merve'' diye seslendim. Hala ses seda yoktu. Geveze kızımız bugün konuşmuyor muydu? Kafamı biraz yana çevirdikten sonra kolumun arasından yanıma baktım.

Merve değildi. Bir erkekti ve o da benim gibi yapıp bana bakıyordu. Yüzünü tam göremediğimden kim olduğunu seçemiyordum.

Hızla kafamı kaldırdım ve sıradan çıktım. yanımdaki çocuğu kolundan tutup kaldırdığımda yüzünü görebilmiştim. Elimi hemen kolundan çektim. Bu çocuk lunaparktaki çocuktu.

Buğra ile birbirlerini öldüresiye bakan çocuktu. Adı neydi? Başımı ovaladım. Hah, hatırladım. İşaret parmağımla onu gösterip ''Kenan'' dedim. Kaşları havalandı.

''İsmimim unutmuş olamazsın... her neyse. Kantine inelim mi?'' diye sordu. ''Yorgunum'' diye geçiştirdim. Dudaklarını birbirine bastırıp 'hadi be' der gibi bakıyordu.

Dudaklarımı büzdükten sonra düşünürmüş gibi yapıp ''Peki'' dedim. Memnunca gülümsedikten sonra elini geç dermiş gibi işaret yaptı.

İlerledim ve arkamdan gelen Kenan'ı bekledim. Sınıftan çıktıktan sonra kantine ilerledik. Kantinde Tuğçe ile Buğra'yı aynı masada oturduklarını farkettim.

Tuğçe'ye karşı olan nefretim biraz daha büyümüştü nedense. Aaa bir dakika, ben ona karşı nefret mi besliyordum ki? Her neyse,kız sonuçta gıcık.

Kenan'a dönüp Buğraların duyabileceği bir ses tonu ile ''Şuraya oturalım Kenan'' diyip Buğralara en yakın masayı işaret ettim.

Kenan Buğra'ya baktıktan sonra bana bakıp onaylarcasına başını salladı. Masaya oturdum ve gözlerimi masada sabitledim. Buğra'nın bakışlarını üstümde hissediyordum. Bu arada yeni fark ediyordum da Kenan bu okulda mı okuyordu?

Halbuki hiç görmemiştim. Gözlerimi masadan ayırıp Kenan'a diktim ''Sen burada mı okuyorsun? Hiç görmemiştim daha önce.'' Diye sordum.Gülümseyerek kafasını salladı ve ''Bu hafta yaptırdım kaydımı.

Bugün ilk günüm.'' Dedi ve oturduğu sandalyede geriye yaslandı. Gözümü Tuğçe ile Buğra'nın olduğu masaya çevirdiğimde ellerinin bitişik olduğunu gördüm. Kaşlarım çatılmıştı.

Buğra'ya baktığımda o da o güzelim kahverengi gözleri ile bana bakıp sırıttığını gördüm. Siniri bozulması umuduyla Kenan'a gülümsedim.

Tekrar Buğra'ya baktığımda arkasına yaslanmış tek kaşını kaldırarak bizi izliyordu. Tuğçe ise elini bırakmış Buğra'yı kollarına başını yaslayarak izliyordu.

İçimdeki katil Buğlem uyanmış ve Tuğçe'nin saçını başını yolmamı söylüyordu. Kendimi sakin tutup Kenan'a döndüm. Sonra aklıma gelen fikirle sırıttım. Ayağı kalkıp kantinci Ayşe Teyze'den limonata aldım.

Tekrar masaya dönerken sandalyeye takılıyormuş gibi yapıp elimdeki limonatayı Tuğçe'nin üstüne döktüm.Döktüğüm limonata ile tiz bir çığlık atan Tuğçe, ayağı kalktı ve bana yaklaştı.

SİL BAŞTAN (Askıya Alındı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin