3. BÖLÜM

131 20 6
                                    

UMURSAMAYACAKSIN! İşte altın kural bu...

Tahmin edin bakalım kim? Tabii ki Tugçe... Kız salak ya! Niye bağırıyorsun? İnsan gelir alır şunu üstümden.
Buğra Tuğçe'nin sesinden rahatsız olmuş olacak ki göz devirerek üzerimden kalktı. Sarhoş olduğundan ayağa kalkınca dengesini zor sağladı. O üzerimden kalkınca ben de hızla ayağa kalktım ve Tuğçe'ye omuz atarak hızla yukarıya çıktım. Bunu neden yaptım bilmiyorum ama Tuğçe'ye bayağı sinir olmuştum. Odaya girip kapıyı kilitledim. O ikisi de buraya giremesinler. Yatağa sırt üstü yattım ve tavana gözlerimi diktim. Kendi kendime bugünün özetini geçtim. Aklıma bir kaç soru takıldı. Buğra Tuğçe'nin sorusuna neden cevap vermemişti? Neden içip gelmişti? Sonuçta Tuğçe Buğra'nın sevgilisiydi... Onu sevmiyorsa neden hala sevgililer ya da seviyorsa neden söylemedi? Ayh! İçimi kuruttunuz. Pardon içimi kuruttular...

******

Bunları düşünürken uyuyakalmışım. Sabah kalkar kalkmaz aşağıya indim. Aşağıda kimse yoktu. Uykucular!.. Merve'yi anlıyorum. Uykuya aşık. Aynı kendisi gibi birini bulmuş.... 'Karnım acıktı.' dedim kendi kendime. Mutfağa gidip güzel bir kahvaltı hazırlamaya başladım. Kahvaltıyı hazırlarken aklıma Buğra ve Tuğçe geldi. Gitmişler miydi? İnşallah gitmişlerdir. Kahvaltıyı hazırladım. Şimdi çayın demlenmesini bekliyorum. Boş boş durmaktansa gidip şu uykucuları kaldırayım. Derken durdum çünkü... Neyse boşverelim. Bir süre uyanmalarını bekledim. Onlar hala uyuyorlardı ama benim de karnımdan sesler gelmeye başladı. Günah benden gitti! Yukarıya çıkıp onları uyandıracağım. Yukarıya hızla çıktım. Benim kaldığım odanın yanindaki odanın kapısına hızla vurarak:
"Artık kalkın! "
Diye bağırmaya başladım. Ben vurmaya devam ederken kapı açıldı. Tam bir şey diyecekken karşımda Buğra'nın karşımda durduğunu farketmiştim. Bunlar gitmemiş mi yani? Buğra buradaysa Tuğçe de buradadır. Başka oda yoksa tabi... Ben:
"Rahatsız ettim. Kusura bakma. Ama Kuzey ve Merve neredeler?"
Dedim. Bana bakarak sırıtıyordu. Niye sırıtıyor ki bu şimdi? Komik bir şey mi oldu da ben mi anlamadım? Kaşalarım çatıkken bana:
"Onları bilmiyorum ama Tuğçe'yi niye sormadığını merak ettim doğrusu?"
Dedi.
"Sence nerede olduğu belli değil mi?"
Dedim. Sanırım bunu söylememeliydim. Şu düşüncelerimi neden içimde tutamıyorum ben?! Off... Bu soruyu sorunca Buğra'nın yüzündeki sırıtma silindi ve kaşları çatıldı:
"Sandığın gibi bir şey yok. Akşam onu evine götürdüm."
Dedi. Utanmıştım. Ama ben nereden bilebilirdim onu evine götürdüğünü. İçime doğmadı ya... Arkamdan kıkırdama sesleri gelince arkama döndüm. Merve ve Kuzey bize bakarak gülüyordu. Neye güldüklerini anlamıştım. Mal değilim ya... Buğra'nın üzerinde bir şey yoktu (Hemen fesat düşünmeyin. Tişört yoktu. Altında tabii ki bir şey vardı.) bu yüzden gülüyorlardın. Ne anladılarsa... Hiçbir şey söylemeden aşağıya indim. Onlar da arkamdan gelirken sadece kendi çayımı koyup masaya oturdum. Kahvaltıda bir sürü bir şeyler konuştular. Ben konuya yabancı olduğumdan ağzımı bile açmadım. Merve anlamış olacak ki her şeyi bana tek tek anlattı. Kuzey ve Buğra'nın arkadaşlarıyla tanışacakmışız:
"Ben niye geliyorum?"
Diye sordum. Haklı olarak. Bana:
Bugün Kuzey beni arkadaşlarıyla tanıştıracak. Sen de geleceksin. Biraz çevren olsun kızım..."
Dedi. Bir şey dememe bile fırsat vermeden beni yukarıya çıkardı. Bir kot pantolon ve kazak verdi giymem için. O da bana vverdiklerine benzer bir şeyler giydi. Aşağı indiğimizde Buğra aynanın karşısına geçmiş saçını düzeltiyordu. Merve:
"Biz hazırız."
Dedi. Kuzey salondan çıkıp geldi. Kapıdan çıktığımızda Merve bana:
"Sen Buğra'yla git istersen."
Dedi. Aslında onlarla gitmek istiyordum. Buğra'yla değil. Ama onların yanında durup da onları rahatsız etmeyecektim. Mecburen Buğra'yla gitmeyi kabul ettim. Arabaya bindiğimizde radyoya flashını taktı ve bir şarkı açtı. Güzel bir şarkıydı. Şarkının adına baktığımda "Vini Uehara-
We're Broke" yazıyordu. (Multide var) Şarkı zevki güzelmiş.

SİL BAŞTAN (Askıya Alındı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin