3•Lan İpne

9 0 0
                                    

Allah allah eteği düzelt düzelt bir hal oldum yahu diyerekten tekrar eteğimi düzelttim ve Ateş'in havalı bad boy arabasından indim. Telefonun zilinin sesiyle kaşlarını çatıp telefonu sessize alan Ateş'e ''Yarın şeederiz biz seninle o zaman. Ya sen şimdi yanlış anlarsın şeederiz derken seviş- ya offf! Görüşürüz işte!'' veda etmeye çalıştım. O pis gülüşünü suratına yerleşince ben de ona 3 numaralı 'kmk mi krdş?' bakışımı yollayarak hışımla kapısını kapattım. Evin kapısına gelene kadar arabasının içinde bekledi, arkamı döndüğümde son bir kez elini salladı ve gaza basıp gözden kayboldu. Elim havada mal gibi kalmıştım, kendime gelip hızlıca zile bastım. Kapıyı açan Sevgi Teyze'me ''Gulugulugulu'' diye garip sesler çıkararak selamımı verdim ve sırtımda çantamla tepine tepine merdivene koştum. Çanta totomun bir sol, bir sağ yanına çarparken merdiveni tamamladım. Sonunda çantamı odamın bir yerine fırlattım ve yatağıma kuruldum.

Telefonumla boş boş uğraşırken telefonun üst kısmına düşen bildirime merakla parmağımı değdirdim. Kaydetmediğim bir numaran gelen mesajdı: 'Merhaba Alara' Kim olduğunu öğrenmek için hemen profil fotoğrafının olduğu simgeye tıkladım. Okuldan olduklarını bildiğim 4 kişi vardı ama mesaj atanın kim olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Klavyeye alışmış hızlı parmaklarımla hemen cevap yazdım: ''Merhaba... Kimsiniz?'' Karşıdaki hemen yazıyor durumuna düşünce cevabı için bekledim. ''Uzay ben, okuldan.'' Uzay'ın kim olduğunu gayet iyi biliyordum. Profil fotoğrafı simgesine tekrar tıkladım ve Uzay'ın fotoğraftaki ikinci kişi olduğunu fark ettim, kaldı ki fark edilmeyecek gibi değildi. Oldukça yakışıklıydı ve yapılı vücudu beyaz, hafif V yakalı tişörtü içinde hoş gözüküyordu. Daldığımı ve çocuğa resmen görüldü attığımı fark etmemle hemen cevap yazmaya başladım: ''Özür dilerim, numaran kayıtlı değildi.'' (Buradan sonrasını A, U şeklinde alt alta yazıyorum.)

U: Sorun değil, ben nasılsın diye sormak yazmıştım.

A: Teşekkürler, ben iyiyim, sanırım, sen nasılsın?

U: Sanırım? Kafanı bozan bir şey yok değil mi?

A: Yok, yok. Sadece yorucu bir gündü, eve daha yeni gelebildim.

U: Sevindim. Mutlusun yani?

A: Evet, evet.

U: Tamamdır o zaman :)

Uzay'la yaklaşık 2 saat konuştuk. Cidden hem popüler ve yakışıklı olup bu kadar tatlı olanına rastlamak zordu şu devirde. Onun benimle flört ettiğini düşünmeye başlamıştım ama Yüksek Kurul ile görüşmeden böyle bir kanıya tek başıma varamazdım. Hemen Mira ve Melis ile konferans görüşme başlattım ve mesajları baştan sona onlara da okudum. İkisi de hemen ''Ohaaa! Kızıaaam resmen Uzay Selek sana yürümüş, inanamıyoruuum!'' buna benzer yorumlarda bulundular, uzun bir konuşma Uzay'ın bana yürüdüğünün tescili ve ne kadar tatlı bir insan olduğuyla geçti. Ben de onlara katılmıyor değildim...

...

Arabamı okulun park yerinde bıraktıktan sonra okulun giriş kapısına doğru yürümeye başlamıştım ki Uzay gülümseyen yüzüyle bir anda karşıma çıktı. Ben de en normal gülüşümle hafif bir kahkaha koyuverdim. ''Selam, naber?'' Hala yüzünde 'tatlıyım, seksiyim ve bunu biliyorum' 32 diş gülümsemesi vardı. Haklı tabii...

''İyidir, sen?'' Gülüşünü yüzünden eksitmeden cevapladı ''Ya ama bana böyle net olmayan cevaplarla gelme Alara, emin olamıyorum iyi olup olmadığına'' deyip alt dudağını sarkıttı şirince. Yaw az insaf okulun seksililerinden biri karşıma geçmiş üzgün surat yapıyor, oyunuyor benimle ya!

Tekrar kahkaha atmama sebep oldu. ''İyiydim, seni gördüm çok daha iyi oldum!'' dedim ben de şapşikçe. Daha sonra ciddileşip ''Bu nasıl?'' dedim. Uzay da durmadı ve ''Mükemmel!'' diye çığırdı. Ben gülerken sunduğu teklife ilgi göstermemi bekliyordu. ''Öhm, öhm sizinle kahvaltı etme şerefini bana bahşeder misiniz matmazel?'' Aaayh! O şeref benim, benim, kahvaltı niyetine beni yi hatta!

Düşüncelerimi yoldan çıkarmayı başaran Uzay'a hayır deme olasılığım yoktu. Ben de role bürünerek sorusunu yanıtladım. ''O şeref bana ait.''

Kantinde o ikimiz adına sipariş verirken Uzayı durdurdum ve ''Ya Uzay ben aç değilim aslında ben sadece kahve alacağım.'' anlayışla başını salladı ve kendi tostunu da iptal edip ikimize de kahve aldı. Pencereye yakın bir yerde boş bulduğumuz masaya oturduk. Amacım onu zor durumda bırakmak değildi sadece emin olmak istediğim için malum soruyu sordum. ''Şey, Uzay sen dün yazdın ya bana, neden yazdın yani? Ya yanlış anlayacaksın ama amaaan, ben hangi derdimi doğru anlattım ki zaten!''

Uzay gülünce yapay bir sinirle ve ufak bir gülümsemeyle ''Gülme!'' diye bağırdım.

''Sen çok doğalsın Alara. Karşındaki kim olursa olsun çok doğalsın ayrıca çok ama çok güzelsin. Yalan söylemeyeceğim geçen seneden beri ilgimi çekiyorsun ve senin güzelliğine, doğallığına ve tatlılığına hayranın ne diyebilirim ki. Ama bazı konularda bilirsin işte kızlı erkekli mevzularda biraz çekingenim o yüzden geçen sene yazamadım. İşte dün de gaza geldim bir şey kaybetmem dedim ve sen bana çok iyi davrandın, teşekkür ederim.'' Gülerek öksürdü hafifçe ve devam etti. ''Bunları daha ilk günden söyleyerek her şeyi mahvettim değil mi? Eğer öyleyse lütfen dalga geçme.'' Konuşması bittiğinde gözlerim fal taşı gibi olduğuna emindim ve boğazıma kaçan kahve deli gibi öksürmeme sebep olmuştu. Tek kelimeyle 'REZİLLİK'

Açıkçası ne diyeceğimi, ne cevap vereceğimi bilmiyorum. Amk çocuğu ya daha dün yazdın, benim cevabımdan korkmuyorsan Allahtan kork ya, zalım!

''Şey, ımmm, şey. Ya ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Teşekkür ederim?''

Yumuşak kahkahası az da olsa gerginliğimi hafifletti. ''Tamam, tamam. Biz geleneklere uyup bir şey olmamış gibi devam edelim.''

Lan ipne o zaman niye beni zor durumda bırakıyorsun götoloş! Diye haykırmak istesem de sahte ama yumuşakça gülümsedim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 05, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Senin Egonu Yesinler(DÜZENLİYORUM)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin