Renkler Ve Zevkler

250 37 14
                                    


Yorgun ve yalnızım kaldırımlara misafirim...

Gecenin gözleri üzerimde.

Denizin ortasında küçük bir

adayım, yüzme bilmem...

Yüreğimi bir yere bırakmışım, bıraktığım yerden çok uzaklardayım. Kapıları kapatmışım üstüme,

sürgüleri beynime çekmişim.

Hey

sabreden derviş banada sabretmeyi öğretsene.

Ben deliyim, ama çok şey bilirim.

Renkler ve zevkler hiçbir şey ifade etmez bana...

Sonların başladığı yerden, başlangıçların son bulduğu yere gidiyorum.

Kara bir tren gibiyim yani, bir istasyondan bir

istasyona, hep aynı raylar üzerindeyim... Yağmurun yağması benim için romantik değildir,

ben kurşun yağmurlarını bilirim.

Benim güneşim batmaz,

dünyam dönmez,

ayım hep mehtap halindedir,

rüzgârlarım doğudan eser...

Kadehime doldurduğum hüzünle sarhoş olurum,

mezem ise bir dilim umut...

Ezbere bilirim yaşamayı,

yaşarken savaşmayı..

Benim mevsimim değişmez sadece bahardır,

kuşlardan sadece güvercini bilirim,

yüreğim kanatlarıyla beraber çarpar.

İnsanlardan yalnız çocukları severim,

onları da büyüyünceye kadar.. Çayım sekiz şekerlidir,

sigara üstüne sigara yakarım.

Parayı sevmem ama para için çalışırım.

Çalışırken annemi düşünürüm ağlarım..

Alnımın teri gözyaşlarıma karışır...

Babamın otobüsüyle geçmişe yolculuk yaparım..

Ninemin masallarıyla ,

annemin radyodan ezberlediği sanat müziği şarkılarını hiç bıkmadan defalarca dinlerim..

Dört yaşında aşık olduğumu,

ablamla vardiyalı kullandığımız çadır bezinden çantayla okula başladığımı görürüm..

sonra babamın

başımı hiç dayamadığım omuzlarında uykuya dalarım..

Rüyalar görürüm uyandığımda hiçbirini hatırlayamadığım... Güzel bir yaşam benim için anlam taşımaz,

ben köyleri ve yürekleri yakılmış insanlar görürüm.

kimsenin düşmanı değilim kimseye dost olmadım..

Ben yabancıyım bana..

söyleyemediğim düşüncelerim vardır..

her akşam ayrı bir meydanda

atatürk heykelinin karşısında,

olmayan aklımı darağacına asar ipini çekerim.... Çizilmiş sınırları reddetmişim.

ben Hakkaride düşen çığ,

Şırnakta kömür yatağıyım,

Eskişehirde tabut hücre

Nevşehirde pari bacalarıyım..

Maraşta katliam

Marmariste orman yangınıyım.

Tuncelide ozanların sazı

Erzurum yaylasında çoban kavalıyım

Diyarbakırlı yedi kardeş burcu

Derikte zeytin ağacıyım

Almanyada yıkılmış bir duvar

Amerikada bağımsızlık heykeliyim

Fransada yıllanmış bir şarap

İngilterede özgürlük meydanıyım

Somalide aç bir çocuk

Hollandada bir gram kokainim,

Irakta mülteci kampı

İran da rejim muhalifi bir demokratım,

Brezilyada görkemli bir festival,

Suriye ile Lübnan arasında beka vadisiyim

Kürdistanda teslim ol çağrılarına ateşle karşılık veren bir militanım sırtımdan vurulmuşum bedenim dört parça..

direniş koltuk değneğim..

alnımdaki üç renkli bayrağı göğsümün kafesinde özgürlük türküsü öten yaralı kuşla dalgalandırırım..

Ölüm kurşun olup yağar üstüme,

binlerce kez öldürülmüş ama ölmemişim.

ben sıratın cambazı,

doğal bir felaket,

sosyal bir belayım.. Duygularım hep sansüre uğramış,

bir fahişenin hayatı gibi yalancıdır gözyaşlarım...

iplerim inceldiği yerden koptu kopacak

Ve Ufacık bir bakış boğazımı düğümlendiririr.

kimi özlediğimi bilmeden hasretin en yoğun halini yaşarım.

ahh İçimden dağıtmak gelir,

dağıtamam ya,

kendimi dağıtırım.

Gözlerimin kahverengisi gitgide koyulaşır,

insanlarınki kankırmızılaşır.

Bakamam kimsenin yüzüne,

sevgiye muhtaç bir yavruya

dönerim...

Kalbim titrer, susturucu takılmış bir silah,

saati durmuş bir bombayım..

haykırırım ama duyuramam sesimi...

Yine de sardığım tütünde,

yaktığım cigarada bulurum

mutluluğu...

dumanı sehrimin üstüne iner efkarım ağlamamaya yemin etmiş gözlerim,

Unutulmuş bir hatıra

Sonu dramla biten üç bölümlük bir komedi dizisiyim

çorbama kinimi doğrar,

öfkemi kaşıklarım.

Zehir kokan bir gül biter dudaklarımın arasından,

başımı göğe kaldırırıp bakışlarımı civileyip gökyüzüne seni seyrederim,

sonra bir bidon gökkuşağı döküp üstüne yakarım seni

külünle birlikte zamana savrulurum. Zülfüm her gece ihanetler rıhtımında ciğerinin üzerinde sevdasını kurşuna dizer..

geceyi ikiye bölerim bir parcasına gece yarısı derim

öbür parçasına yürek yarısı..

Şafaktansa bir parca aydınlık koparıp ekmeğime sürer.

üstüne demli bir kuş cıvıltısı içerim..

sonra hayatın adını yalan koyarım...

Ben yüreklerde ünlem,

Kafalarda soru işaretiyim.

DiLSiZ KALEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin