Akşam olduğunda baştan aşağı siyah giyerek aşağı indim.Babamlar salonda oturuyorlardı onlara gözükmeden mutfak kapısından çıktım,ordanda garaja giderek arabama binip kendi mekanıma gittim...ışıkları açtım ve çalışma masama oturup Kemal Durgun hakkında bilgiler araştırmaya başladım, bulduklarımında hepsini not alıyordum , tarih tarihine günü gününe...Bir süre sonra yorulduğumda Durgun'un fotoğrafını çıkartıp bugune kadar hallettiğim insanların fotoğrafları arasına koydum sessizce 'Seninde elbet üstüne çarpı işareti koyucam Durgun , benim ne babama nede başkalarına benzemediğini göreceksin.' Mekanı kilitleyip arabaya binip geçende Emre'yle gittiğimiz bara sürdüm, geldiğinde arabadan inip içeri girdim.Bir bar taburesine oturup sert birşeyler istedim...Hayatım boyunca herşeyi yaptım kötü insan öldürdüm, acı çektirdim, hic birisinde pişman olmadım..Cünkü onlar benim arkadaşımı öldürürken pişman olmamışlardı, gözümün önünde bir an bile öldürmesek mi diye düşünmediler...Toparlanamadım ağladım çığlıklar aldım psikolojik tedavi gördüm...Ama yıkılmadım,yandım kül oldum ama küllerimden doğdum...Yanıma birisi oturunca düşüncelerime son verdim...Yanımda ki kişinin Emre olduğunu görünce çok saşırdım.
'Sen hayırdır' dedim.
Oda 'hayır veya değil çok önemli değil bunlar 'dedi pişkince. 'Ya sen niye gevşek gevşek konuşuyorsun?'
'Lanet olsun!'dedi.
'Ne oldu be?'
'Bak buraya gelmemem gerekti ama geldim, senin tek başına böyle ortamlarda durman yanlış.'
Bu söyledikleriye şaşırdım ama belli etmeden 'Seni ilgilendirmez , biz sadece toplu ortamlarda görüşücez o yüzden bence sen yaylan burdan'
Söylediklerimle kaşları havalandı.
'Okey Irmak ama sakın birşey olursa yanıma gelme sakın.!'
Demesiyle barın çıkış kapısına doğru gitmesi bir oldu.Bu yaptığı hareketle bende barmene parayı verip arkasından koşarak çıktım.Etrafıma baktığımda Emre'yi göremedim..Arabama binip evin yolunu tuttum saat 3 dü...Eve geldiğimde ışıkların hepsi kapalıydı.Mutfak kapısını aralık bıraktığım için ordan girdim ve sessiz adımlar odama çıktım.Odamın banyosuna girip duş alıp çıktıktan sonra yatağıma gidip yattım, planımı uygulamak istiyorsam hızlı davranmalıydım ve herşeyi düşünmeliydim , hataya yer yoktu..
Sabah kalktığımda başım çatlıyordu...lavobaya gidip işlerimi halletikten sonra odama geri dönüp üstümü giyip aşağı indim herkes kahvaltı yapıyordu..'Günaydın'
Deyip yerime oturdum...Annem 'Kızım dün odandan çıkmadın hiç?'
Babamla göz göze geldikten sonra 'Başım ağrıyordu anne uyumuşum.' Dedim babamda 'Irmak doktor çağırmamı ister misin kızım?' Demesiyle geçici şok yaşadım..'Yok baba sağol önemli değil ilaç içerim şimdi'
Babamda kafasını salladı..Kavhaltımı ettikten sonra millete 'Sevgili ailem izniniz olursa ben dışarı çıkıcam.'
'Nereye gidiceksin annecim?' Dedi annem.
'Biraz spor yaparım ordanda biraz arkadaşlarla takılıp gelirim bir sakıncası yoksa.'
'Tamam Irmak ama geç kalma tamam mı annem?'
Annemin yanağından öpüp 'Tamam annem' dedim.Ayakkabılarım ayağımda olduğu için arabamın anahtarını alıp dışarı çıktım.Bugün çok zor işler beni bekliyordu...Arabamı Durgun holdinge sürdüm..Holdingin biraz gerisinde durup beklemeye başladım...Durgun holdingden çıkıp arabasına bindi..Arabası harakete geçince bende harekete geçtim.Telefonum çalmaya başladığında Eser'in aradığını gördüm..Meraklanmasın diye açıp 'Efendim dünyalar yakışıklı kardeşim,'
'Irmak napıyorsun sporda mısın bende geliyorum salona doğru...' Koca bir küfür çektim sessizce... 'Im Eser ben çıktım soor salonundan biraz arkadaşlarla takılıcaz evde de idare et beni yakışıklım.' Eser'in oflama sesini duyduktan sonra 'Tamam Irmak ama çok geç kalma' Eser'e 'tamam' dedikten sonra telefonu kapattım...Bugün bu iş bitmeliydi...Durgun ormanlık bir alanda çiftlik evinde duruncu bende torpidodan silahlarımı çıkarttım...belime yerleştirdim yedek mermimi cebime koydum..ve çakımı ve küçük silahımı çorabımın arasına koydum..siyah capimi ve eldivenlerimi taktıktan sonra aşağı indim , ve yavaşca çiflik evine doğru ilerlemeye başladım...Korumaları görünce ağacın arkasına saklanıp silah susturucuyu taktım..ikisini de vurduktan sonra bellerindeki silahları alıp köşeye fırlattım...eve girdiğimde Durgun'un sesi geliyordu...
'Eee Emre Çeker kim kurtaracak seni?'
Emre mi? Kahretsin.
Emre'nin sesini duydum 'Bak ben burdan bir çıkayım bittin sen!!!!'
Durgun cevabında çok gecikmedi..
'Çeker daha çok toysun böyle işlerde tek başına iş çevirmeyeceksin.!
Emre de 'ha senin gibi köpeklerim olsun' deyip güldü...Bir plan yapmalıydım...Sol tarafta büyük bir dolap vardı ve ben sığabilirdim oraya girip saklandıktan sonra Durgun'un çıkmasını bekledim...10 dakika sonra Durgun odadan çıktığında adamlarına 'Çok sıkı bağlayın ve ışıkları kapatın ailesi buluna kadar aç susuz kalsında görsün , tabi ailesi bulabilirse.'adamlar bağlayıp gittiken sonra, dolaptan cıktım..Emre'nin olduğu odaya girdim ve beni gördüğüne çok şaşırdı.
'Irmak senin ne işin var burda?'
Ahh ne diyecektim!
'Asıl senin ne işin var?'
Dedim onu çözerken...
'Boşver , senin ne işin var kıvırtma.'
'Boşver Emre hadi çıkalım şuradan.'
Evden çıktıktan sonra arabama bindik 'Ee seni nereye bırakayım Emre?'
'Sahile sür'dedi.Sahile geldiğimizde,banka oturduk.İkimizde bir süre sustuktan sonra Emre 'Özür dilerim' dedi ve ben şok ben iptal ben vefat. (Sjsjsj) 'Anlamadım?' Dedim.
Emre bana dönüp 'Geçen sefer sana dediğim şeyleri unut, anlamadıysan tekrar söylüyorum özür dilerim Kılıç.'
Deyip sarıldı..
Bende ' Eğer bu özür dilemenin sebebi seni kurtarmamsa...'sözümü tamamlayamadan emre bana tekrar sarıldı...
Ahh neler oluyordu bu kalbime...Herkese merhabaaa bildiğiniz üzere tatil yaklaştı ve bendee gerii döndümm :))) beğendiyseniz beğenip yorum yapmayı unutmayınn!!! Beğenmediğiniz kısımlar var ise de yorum olarak bildirebilirsiniz dikkate alırım...
-Pinkss