5.BÖLÜM

102 13 5
                                    

Medyada Berk ve Rüya 

Ona bakmaya kıyamamak mı? Yoksa bakıp bakıp doyamamak mı? AŞK.

Kafamı çevirdiğimde Berki gördüm önce kolumu tuttuğu eline sonra kendisine şaşkın şaşkın baktım. 

"Napıyosun be?"  dedi. O sırada efsane geldi yanımıza bize şaşkın şaşkın bakmaya başladı. Kafasını ne oldu der gibi bi bakış attı. 

"Eğer biraz daha burda durusanız sağ tarafınızda ki çocuklar sizi yiyecek" dedi 

"Pardonda bundan sana ne?" hayla kolumu tutuyordu öküz. "Kolum ya canımı acıtıyorsun"

O sırada taksiden Büşra indi ve... Ne ohaaaa lan çınar ne alaka ben bu kızı yolarım valla. Berke baktığımda o da o tarafa bakıyodu hemde ağzı ve gözü aynıoranda açık olarak.

"Ağzını kapat ağzını sinek kaçacak ve kolumu bırak artık. Sen kim oluyorsun ya bundan sana ne sen beni ilgilendirmiyorsun ben de seni ilgilendirmiyim bırak beni şimdi rica ediyorum"

O sırada hemen elini çekti. "Ne halin varsa  gör. sana iyilik edende kabahat."

İyilikmiş hadi be ordan önce ilk öpücüğümü al sonra iyilik yap yermiyim ben ama şimdi daha önemli işleri var. Hemen büşranın yanına koşup onu yanıma çektim.

" Büşra noluyor  ya.? Ne yapıyorsun sen bu herifle "

" Rüya lütfen sonra konuşalım  her şeyi tek tek anlatacam söz veriyorum "
Daha fazla üzerine gitmedim.  Anlatacam dediyse anlatırdı  ama yinede kızmıştım. Efsane ve ben önden Büşra ile Çınar arkamızdan parti salonuna girdiler. Çok güzel dekore etmişlerdi. Büşra ile çınar Berk in olduğu masaya gidiyorlardı. Ben hemen Büşra ya seslenip,

"Büşra bana o masada otırmayacağımızı söyle. "

" Neden Berk den  bu kadar nefret ediyorsun" diye sordu efsane.

Şimdi anlatamam ki bana neler yaptığını ilk günden. Sonra anlatırım  diye oyaladım belki ilerde bir gün anlatırım ona güvenmediğim için değil asla ama bilmesine de gerek yok.
"Rüya  lütfen benim için yalvarırım sana bugünlük idare et söz veriyorum anlatacam  sana "

Öyle hüzünlü söylediki kıramazdım onu ne yapalım arkadaşım için  katlanabilirdim. Hemen hepimiz yerimize oturduk.  Allahım şakamı bu Çınar Büşra nın sandalyesini mi çekti aman ne kibar çocuk kesinlikle berk in arkadaşı olamaz arkadaşı ise de kesinlikle ondan ders almalı. Berke baktığım sırada kafası yerde düşünceli bir şekilde dalmıştı.

Bir insan nasıl bu kadar kaba olabiliri ki? Yada bir insan nasıl bu kadar hem hem itici hem çekici olabilir ? Ve ya aşk ne onun için? Acaba bir başlasını mı seviyor? Veya acı mı çekiyor?

Bana sorsalar onunla ilgili daha çok soru sorabilirim kendime. Ne zaman ona baksam hep dalgın, hep düşünceli bazen o böyleyken yanına gidip sanki bir anne şefkatiymiş gibi başını omzuma yaslayıp saçlarını okşamak istiyorum. Bir saatliğine de olsa bütün dertlerinden sıkıntılarından kurtarmak istiyorum onu. Beni bu düşüncelirimden sıyıran fazla disiplinli olan Müdürümüz olumuştu.

"Gençler ilk öncelikle hepiniz hoşgeldiniz. Belki bir çoğunuz bu partiyi ne için düzenlediğimizi merak ediyorsunuz. Bu açıklama için sadece 10 dakikanızı alacağım. Arkadaşlar geçen yıl bildiğiniz üzere okulumuz futbol takımı Türkiye okullar arası futbol yarışmasında birinci olmuştu o arkadaşlarımızı hepimiz tekrardan tebrik ederim. İkinci bir neden olarak ise geçen yıl 12. sınıf arkadaşlarınızın bir çoğu 4 yıllık fakülteleri kazandılar. Bu sebepten dolayı Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) okulumuz adına bir parti düzenledi size iyi eğlenceler dilerim. İyi akşamlar" 

Benim aklımda, gözümde hayla Berkteydi. Kafasını çevirince benim ona baktığımı görü refleks olarak kafamı hemen önüme çevirdim. Sahneye baktığımda bizim çakma sarışını gördüm .

"Arkadaşlar 2 dakikanızı alabilirmiyim size birduyuruda bulunmak istiyorum. Ben doğa bugün bu partinin sunucusu ben olacağım.Hepinizin masasında gördüğünüz gibi numaralar var onlar size ait numaralar Müdürümüzün çekeceği iki kart sizin zorunlu olarak bir gösteri yapmanız gerekecek. Belki bi şarkı, belki bir tiyatro vs. Gibi. Simdi ilk numaramızı müdürümüz çekiyor... Evet 16 ve 24 şimdi bu şanslı arkadaşlarımızı gorebilirmiyiz."

16 benim ama 24 kim diye etrafima bakarken berk ayağa kalkmış sahneye gidiyordu. Bende ayağa kalkıp sahneye doğru yürüdüm. Doğa hanim beni görünce yüzü şekilden sekile girdi tabi. E tabi ben eksik kalırmıyım. Sinsi bir gülüş attıktan sonra Berk in yanına gittim hemen. Berk de aynı şekilde şaşırmış bir sırayla bakıyordu.

Doğa tam ağzını açıp bir şey söyleyecekken vazgeçip ağzı bir karış açık kaldı.

"Sinek kaçacak canım kapat o yayık ağzını "

Hic bir şey söylemedi daha doğrusu söyleyemedi. Çünkü müdürün sesi yankılandı.

"Evet gençler size 5 dakika veriyoruz. Lütfen bize yapacağınız gosteriyi düşünün"

"Sesin güzel mi?"

Evet sesimin güzel olduğunu söylerlerdi.

"Evet" dedim. Sanırım onunda sesi güzeldi.

"İyi o zaman şarkı söylüyoruz."

Bana uyardı tabi bizi rezil etmeyecekse. Peki ya hangi şarkıyı söyleyeceğiz demeye kalmadan eline gitarı almıştı bile yok artık bu kadar olamaz yani. Hıh sonunda dönüp şarkıyı söyledi paşam.

"Sevdayı söyleyeceğiz sen gir şarkıya."

İyi bari biliyordum.

Saçları alev gibi,
Gözleri rüya gibi
Güzelsin hayallerle
Özlenen cennet gibi
Ne kadar gizle sende
Ne kadar yok desende
Hayali dünkü gibi
Yaşıyor gözlerimde
Sevda sevda unut onu
Dinsin gönlümde fırtına
Sevda sevda değmez ona ağlamaya.
Burada araya berk girdi ve gözlerimin içine bakarak söyledi.
Gözleri nemli nemli
Yaralı ceylan gibi
Ağlayıp inliyorsun
İçli bir keman gibi
Ne kadar özlesende
Ne kadar sabretsen de
Yıllarca aldatıldın
Bekledin kadın gibi
Sevda sevda unut onu dinsin gönlümde fırtına
Sevda sevda değmez ona ağlamaya
Sevda sevda hayat değer yaşamaya.

Şarkı bittikten sonra herkesin alkışladığını duydum ama bakamıyordum. Çünkü gözlerim onun gözlerine kenetlemişti.

Bölüm çok geç geldi özür dilerim sizce nasıldı bölüm eğer beğendiyseniz lütfen yıldıza basın

Melekler öpsün yanacığınızdan.

BEKLENMEDİK AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin