7.BÖLÜM

99 14 4
                                    

Medyada rüya ve berk.

Bir anlık bir şey bu heyecan dediğimiz şey. Eğer benim kalbimin yerinden olacak kadar atmasını sağlayan , heyecanlandıran kişi o ise her zaman onu isterim ben çünkü en güzel heyecan o. Hani küçükken annenizin size pamuk seker aldığında bitince tekrar istersin ya iste bende küçüklükten beri hep böyleyim. Beni mutlu eden şeyleri heyecanlandiran herşeyi tekrar , tekrar istiyorum ama elbet elimdeki pamuk şekerin biteceğini biliyorum. Mutluluğumun , heyecanımın sadece kısa bir anını yaşıyorum. Keske hic bitmese, gitmese diyorum. Peki ya söylediğimiz şarkı anlamı neydi onun için değmez ona ağlama derken neyi kastediyordu. Sahneden inip heyecanımı bastırmak için içeri girerken gördüğüm terasa çıktım. Bugün ay başka bir güzeldi. Tüm varlığı ile aydınlatıyordu beni. Kafami yukarı çevirip elimdeki şarabı ona doğru uzattım.

"Dolunay selam. Biliyomusun ben güneşi sevmem ama sen çok seviyosun dimi onu. Çünkü o senin sevgilin. Onu görmediğin zamanlar üzülüyorsun dimi. Bende üzülüyorum. Onu ne zamandır görmüyorsun. Güneş herşeyi ortaya çıkartıyor. Korkularımızı , endişelerimizi ve tüm benliğiyle bizi ortaya atıyor. Anlamadığım bir şey var o seni yakarken sen onu nasıl sevebiliyosun. Ona minnetli olduğun için mi? Peki ben niye seviyorum onu ben ona minnetli bile değilim o da benim canımı yakıyor. Onu gördün mü? Az önce şarkı söyledik hani gözlerimizin içine bakarak, hani sen artik aydınlatmıyordum bizi, dünya dönmeyi unutmuştu o an, iste biz o an gözlerimizi birbirine kenetlenip şarkı söyledik. Sözlerini pek beğenmedim ama o olunca Bülent Ersoy'un şarkısını bile söylese ben yine dinlerdim , yine söylerdim.

"Rüya" bir an korkup elimdeki bardağı yere düşürdüm. Arkamda büşra yi görünce rahatladım.

"Korkma benim. Berk ile ne konuştunuz."

"Ne mi konuştuk? Hic bir şey konuşmadık ki. Nerden çıktı simdi bu"

"E az önce berk burdan çıktı. Ben içeri girerken selam bike verdi."

"Eyvaaaahh. Çilekli milkshakeler aşkına . Duymamış olsun nolur tanrım nolurrrr"

"Mümin kardeşim dua etmeyi bırakıp ne olduğunu banada anlatır mısın?"

"Sonra anlatacam tamamı bak söz veriyorum hadi gidelim. Bi dakka ya ben niye söz veriyorum hem ben sana küstüm hani en yakin arkadaşınındım hıh?

"Ya tamam gel anlatıcam. Bak simdi..."

"Nnneeeegggghhh"

"Ya kızım her iki kelime ye bağırma be"

"Ay berk in arkadaşı cinar dimi"

"Evet iste böyle oldu"

"Oha ya"

"Hadi gidelim"

Salona girdiğimizde herkes dans ediyordu. Berki bulmam lazim dı. Masada yoktu. Dans pistine baktım.
Ne oha doğa ile dans ediyorlardı. Soylediklerimi duydumu ki? Șuna bak ya dans ederken bile kıvırtıyor. Yanımda birisi resmen kolumu deliyor.

"Oha çamızı al kolumu da git bari zahmete girme. Oydun be kolumu."

"Afedersin ben dans edermiyiz diye soracaktım da"
Yakışıklı ve çapkın gülüşlü. Ama yine de olmaz.

"Yok tesekku..." suna bak ya resmen nispet yapıyor.

"Olur"
Elimden tutup dans pistine kadar yürüdük.

"Adım meriç" hafif gülerek "bende rüya " dedim.

"Gerçekten çok güzelsin rüya bu gece bana gitmek istermisin"

"Ne diyosun sen be bırak beni"

"Hadi ama sana cok güzel bir gece yaşattiracam."
Eli belimden aşağı kayınca hafif bir çığlık attım. Arkamdan beni setce yere attı biri. Berk. Çocuğu yumruklamaya başladı. Araya girmek istesemde berk büşra ya emir verip beni götürmesini istedi. Öğretmenler onları ayırmaya çalıştılar. Büşra beni olay yerinden nasıl aldı nasıl dışarı çıkartti hatırlamıyordum.

BEKLENMEDİK AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin