Bilinmeyen Numara: Makarna yapmayı öğrendim.
Justin: Bunu zaten bilmiyor muydun?
Bilinmeyen Numara: Anlattım sanıyordum.
Justin: Oh,
Justin: Çok üzgünüm. Tamamen unutmuşum.
Bilinmeyen Numara: Sorun değil. Ee, Bunu kaba koysam yer misin?
Justin: Onu okula yiyemem.
Bilinmeyen Numara: Neden?
Justin: Kapta beklemez ve insanların içinde makarna yiyemem.
Bilinmeyen Numara: İnsanları umursadığını bilmiyordum.
Justin: Zaten umursamıyorum.
Justin: Empati kuruyorum sadece. Mesela sakız sesinden rahatsız olur musun?
Bilinmeyen Numara: Elbette!
Justin: Birinin yanında öyle sakız çiğnediğini düşünsene. Bu da onun gibi, rahatsız edici olabiliyor.
Bilinmeyen Numara: Ah, şimdi anladım.
Bilinmeyen Numara: Ve ben şeyi fark ettim,
Justin: Neyi?
Bilinmeyen Numara: Seninle konuştukça davranışlarım değişiyor.
Bilinmeyen Numara: Yani önceden her ne kadar çevremdekilerin şımarık hareketlerine gıcık olsam da bende onlar gibiydim.
Bilinmeyen Numara: Yani sürekli onlarlayım, bilirsin. İnsan ister istemez örnek alıyor.
Bilinmeyen Numara: Ve şuan tek ilgi odağım sen olduğundan tek örneğim sensin. Ve gittikçe sana benzemekten -yani özüme dönmekten- oldukça keyif alıyorum.
Justin: Özüne dönmek ve bana dönmek, bu ikisinin aynı olduğunu mu sanıyorsun?
Bilinmeyen Numara: Sanmıyorum, biliyorum.
Justin: Peki öyleyse.
Justin: İlerlemeye devam et.
Justin: Eninde sonunda istesen de istemesen de bana ulaşacaksın ve bunu çoktan kabullenmişsin.
Justin: Yolun sonunda göster kendini.