Doğru söz

3 1 0
                                    

Eda, odasında kitap okumaktan sıkılmış, pencereden dışarıyı seyre dalmıştı. Sağanaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu. Küçük Eda, “ keşke hava güzel olsaydı, oynamaya çıkardım” diyerek içinden geçirdi. İçeriye annesinin yanına gitti. Annesi mutfakta yemek yapıyordu.

- Gel bakalım güzel kızım. Sana güzel bir kek yaptım. Pişince birlikte yeriz oldu mu?

 Eda, annesine sarılarak gülümsedi. Aklında hala dışarı çıkmak vardı.

- Anneciğim Ozan dışarıda. Ödevini almaya gelmiş.

- Aaa öylemi? Al arkadaşını içeri kızım. Dışarısı yağmurlu.

- Hemen gelirim anne, içeri girmez şimdi.

- Tamam peki o halde.

Küçük Eda, sevinç içinde zıplayarak üstünü giyindi. Şapkasını ve atkısını takarak dışarı çıktı. Yağmurun altında zıplayarak bir o yana, bir bu yana koştu. Yağmur o kadar şiddetli yağıyordu ki, küçük Eda sırılsıklam olmuştu. Farkına varmadan evden biraz uzaklaşmıştı.

Evde keki fırından çıkaran annesi, Eda’nın geciktiğini fark edince dışarı çıktı. Yağmur şiddetlenmişti. Görünürde kimsecikler yoktu. Eve girerek Ozan’ın evini aradı ve annesiyle konuştu. Annesi, Ozan’ın evde olduğunu, ders çalıştığını ve hiç dışarıya çıkmadığını söyledi. Eda’nın annesi teşekkür ederek telefonu kapattı. Hem endişelenmiş, hem de bu davranışından dolayı Eda’ya çok kızmıştı. Kapının önüne çıkarak etrafa bir kez daha göz attı. Eşini arayıp telaşlandırmak istemiyordu.

Bir müddet süren sessiz bir bekleyişten sonra zilin çalması ile doğruca kapıya koşup açtı. Küçük Eda, sırılsıklam olmuş ve üşümüştü. Annesi hiçbir şey söylemeden üstündekileri çıkardı ve yeni kıyafetler giydirdi. Küçük Eda, annesinin karşısında çok sessizdi. Annesi, sıcak bir bardak süt ile keki Eda’nın önüne koydu.

- Ozan’a verdinmi ödevini?

- Şeyy evet anneciğim.

- Ozan’ın annesi ile konuştum. Ozan evde ders çalışıyormuş. Ve bugün dışarı hiç çıkmamış.

Eda, utancından ne diyeceğini bilememişti. Gözlerini annesinden kaçırdı.

- Özür dilerim anneciğim.

- Bu yaptığın hiç hoş bir davranış değil. Yalan söylemenin ne kadar kötü bir davranış olduğunu sana defalarca anlattım. İki gün boyunca cezalısın. Televizyon seyretmeyeceksin!

Eda, mahçup bir şekilde başını salladı. Sessizce sütünü içip, kekini yedi.

Akşam ders çalıştıktan sonra, biraz babasıyla oynadı. Pijamalarını giyip, dişlerini fırçaladıktan sonra yatağına yattı.

Annesi ışığı söndürmek için odasına girdi ve Eda’nın yanıbaşına oturdu. Eda:

- Bir daha hiç yalan söylemeyeceğim annecim.

Annesi gülümseyerek kızının başını okşadı.

- Yanlışını farketmene sevindim. Ama televizyon cezası hala geçerli. İyi geceler.

Küçük Eda, yaptığı davranıştan utanmış, annesini de kızdırdığı için üzülmüştü. Bir daha ne olursa olsun, her zaman doğruyu söyleyecekti.

kırılan bardakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin