Zeynep annesiyle ve babasıyla yaşayan şirin mi şirin küçük bir kızdı. Zeynep'i annesi ve babası çok seviyordu. Onu her gün gezmeye götürüp, mutlu ederlerdi. Zeynep'e türlü türlü oyuncaklar alıp, onlarla oynarken mutlu olsun istiyorlardı. Ama Zeynep o kadar utangaçtı ki arkadaşlarıyla oynamıyor ve onlardan kaçıyordu. Hatta eve gelen misafirlerden dahi kaçıp, onların yanına gelmiyordu. Annesi Zeynep'in bu durumuna çok üzülüyordu. Onunla konuşup neden böyle davrandığını anlamak istiyordu. Ama Zeynep yine aynı şekilde utangaç tavırlarına devam ediyordu.
Zeynep utangaç olmaması için annesi onu anaokuluna göndermek istiyordu. Annesi evlerinin yakınında bulunan anaokuluna giderek Zeynep’in kaydını yaptırdı. Zeynep artık her sabah anaokuluna gitmeye başladı fakat Zeynep yine oradaki arkadaşlarıyla oynamıyor ve onlardan utanıyordu. Sadece kendinden oldukça küçük yaşta olan Ahmet ile oynuyor ve ona ilgi gösteriyordu. Bu durumu fark eden öğretmeni Zeynep'i her gün izliyordu.
Zeynep kendi yaşındaki çocuklarla oynamak yerine küçük Ahmet'le oynamayı tercih ediyordu. Zeynep'in öğretmeni bu durumu fark edip annesiyle konuşmak ister. Zeynep'i yanına çağırarak yarın annesinin gelmesini söyler. Utangaç bir tavırla tamam diyerek küçük Ahmet'in yanına gider.Ertesi gün anaokuluna gelen Zeynep'in annesi öğretmenle konuşmaya başlar ve durumu anlatır. Bu duruma oldukça şaşıran annesi öğretmeniyle konuştuktan sonra ayrılır.
Aradan birkaç yıl geçmiş ve Zeynep artık okula başlamıştır. Annesi de Zeynep’e küçük bir kız kardeş vermişti. Zeynep bu kız kardeşi sayesinde utangaçlığını bıraktı. Çünkü kız kardeşini o kadar çok sevdi ki onunla oyun oynayarak, sohbet etti. Böylece Zeynep kardeşi sayesinde utangaçlığını bırakarak anne ve babasını çok mutlu etti. Artık eve gelen misafirleri Zeynep karşılıyor ve annesine ikramlarda hep yardım eediyordu. Zeynep, kardeşi, anne ve babasıyla mutlu bir hayat sürdürdüler.