"Nerdeydin bu sabah güzelim?" Dedi babam önündeki mercimek çorbasına biraz daha karabiber eklerken.
"Şey... Şeydeydim baba..."
"Nerdeydin?" Doğruyu söylemem lazımdı. Çünkü bir gün ağzımdan kaçarsa, ayriyeten yalan için azar işitecektim.
"Gökhan'laydım baba." Başını özenle karıştırdığı çorbasından kaldırdı,
"Ne yaptınız onunla kızım? " dedi sakince. Yutkundum,
"Sinemaya gittik."
"Ne izlediniz? "
"Vahşet Geçidi."
"Aklında kalan repliğini söyle."
"Bizim efsanelerimiz gerçektir. " Fragmani izlediğim için kendimi alkislamistim içimden.
"Anladım. Bir daha benden habersiz gitme bir yere. Burası İzmir gibi değil, soğuk, tehlikeli. Oldu mu güzel kızım? "
"Tamam baba."deyip yemeğe döndüm. Ucuz atlatmanın rahatlığıyla gülümsedim.
》》》》》》》》》》》》》》
Gökhan Gürler
"Üniversite için İstanbul'u düşünüyorum Gökhan."
"Sen düşünmeye devam et o zaman." dedim kofteyi ağzıma tıkarken.
"Gideceksin Gökhan! "
"O sikik şehirde bir bok yapamam ben, boşa uğraşma."
"Delirtme lan beni! " dedi baba demek istemediğim adam masya vurarak. Ben de elimin altındaki bardağa vurup ona bağırdım,
"Delir lan! Delir bakalım ne bok olacak? "Çıldırıyordu bunun farkına varınca kahkaha atmaya başladım. Kendimi durduramıyordum.
"Gülme lan! Gülme pezevenk! Okuldan alırım seni, sanayide sürdürürüm."
"Nah alırsın!"deyip mutfaktan çıktım. Evde kalamazdım. Telefonumu ve montumu alıp evden çıktım. Sinirlerim hat safhadaydı. Öyle ki gördüğüm ilk kişiyi yumruklayabilirdim. Aklıma gelen fikirle Deniz'i aradım.
"Eve gidiyorum, sen de gel."
"Bir problem mı var kardeşim?"
"Var lan var! "
"Tamam, geliyorum. Parkta buluşalım." Telefonu yüzüne kapattım.
》》》》》》》》》》》》》》
Deniz Aktaş"Lan yeter artık! Bir yandan morfin, bir yandan bira. Bak kaldiramayacaksin." Yaklaşık yarım saattir bu çıkmaz sokakta bira içiyorduk. Bir yandan
üçüncü şişeyi devirmisti Gökhan. Bense daha birinci şişenin yarısındaydım."Sus Deniz."
"Derdini de söylersen iyi olacak kardeşim." Birden ayağa kalktı.
"Nereye?" Cevap vermedi. Gayet sağlam adımlar atıyordu. Sanki hiç icmemis gibi... Sokağın sonuna doğru duvarın önünde durdu. Duvarda 'SWARSKY' yazıyordu. Ilk defa görüyordum bu kelimeyi. Ayriyeten Gökhan için ne önemi vardı ki? Keşin biri yapmıştı büyük ihtimalle.
"O yazdı bunu."dedi elini yazının üzerinde gezdirerek.
"Kim?"dedim merakla. Sırtını yasladı duvara ve başını arkaya yatırdı. Yeni yakmış olduğu sigarasindan derin bir nefes çekti, sonra başını önüne eğip yavaş yavaş bıraktı. Her zaman dağınık olan saçlarının arasından dumanın dağılıp havaya karışışını izledikten sonra hafifçe kemikli çenesinden tutup başını kaldırdım,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZ
Teen FictionGidiyoruz bak... Ben korkardım, yapamazdım. Ölüm gelirse senden kopardım. Ama şimdi ikimiz için de mutluyum çünkü yanımdasın. Ellerimi tut da canın yanmasın...