Küller ve Buzlar

1-☀Kaçış

5 yıl önce Lethel

"Kuzeyin kalbi alevlendiğinde buzun hükmü yinelenecek. Beyaz göğün altındaki lanet son bulduğunda dünyada var olan her şey eski haline dönecek. Unutulan hatıralar bir ok gibi yerinden çıkıp geleceğe fırlatıldığında dünyada süren rüya ve gözle görülmeyen felaketler yer değiştirecek. "

Kitabın kapağını kapatan Blake dönüp karşısında duran Luke'un gözlerinin içine baktı. İkisi bir süre yazılan kitaptaki yer alan aptal sözcüklere karşı kayıtsız kalırken az sonra kendilerini tutarak gülmeye çalıştılar.

"Ah dostum saygısızın tekisin..ne var yani? Kuzey..buz..alevin hakimiyetini alacaksa..hem baksana bu çok mantıklı.." diyen Blake hangi raftan aldığını bilmediği ve- bunu pek de umursamadığı- kitabı yerine koydu. Kuzey hakkında bilgi edinmek istediklerinde başlarında her zaman işte bu geliyordu. Bir avuç dolusu saçma ve birbiriyle bağdaşmayan kelimeler.

Luke elindeki yeni kitabı masaya koyduğunda sayfalarını hızla karıştırmaya başladı. Bir başka kitap daha diye düşündü..Luke bakalım içinde ne yazıyor..

"Duvar yalnızca iki karşıt güçle delinir." diye seslice satırı okuyan Luke dikkate değer birşey bulamayarak sayfayı atladı.. Burada hiç eğlenceli..okumaya değer bir kelime yoktu.

"Dostum bu kitapların hepsi mantıksız, alıcı yazılmaya çalışıp en ufak doğruluk payı olmayan sözlerden ibaret..Üzgünüm ama bu Lizz'in ilgisini çekecek gibi değil. Ayrıca bunları saraydan ödünç..aldım ve babamın bunların yokluğunu bile fark edeceğini sanmıyorum. Boşuna stres yapmışız." Blake o anda babasını hatırladığında sıkıntıyla iç geçirdi. Bugün yapması gereken tonla işi vardı. Henüz on yediydi ve hayatın biraz daha sükûneti geçmesini diliyordu. En azından araştırmalarına vakit tanımalıydı. İçi bu yaşına dek hep merakla dolmuştu. Tam olarak sırrı çözülemeyen şeyleri, ucu yarım bırakılmış, kapısı hafif cereyanla açılmış konular üzerinde durmak onun şu dünyada yapmayı sevdiği güzel şeydi.. Evet, neyseki neyi sevip sevdiğinin pekte önemi yoktu.

"Kuzey Güneyle eşit büyüklükteymiş.."

"ilginç"diye fısıldadı Blake oturduğu yerden gözlerini yüz seksen derece döndüren Luke'a karşı .."kapa şunu Luke burada işe yarar hiçbir şey yok."

"baksana hiçbir şeye inanmazken bunları okumanın anlamı ne?"

"Unuttun sanırım ahbap ama buraya senin çok sevgili Lizz'ini etkilemek için geldiğimizi unutuyorsun? Yoksa beni kandırıp şu çok kıymetli halk hakkında merak ettiklerine mi bakmaya geldik ? İnanıyor musun?" Soruyu sormuştu ama cevabını biliyordu ne onun nede kendisinin elbette inandığı yoktu. Babası oğlunun böyle aptalca şeylerle uğraştığını bilse onu öldüreceğini aklından geçirdi. "Kwalar aptaldır, konuşurlar ama konuştukları şeyden tek bir kelime anlamazsın gözleri vardır, ama bir yeni doğmuş güneylinin gözleri onların en yetişkininden daha anlamlı bakar, ve en önemlisi evlat. Onlar dünyanın yarısının katilidir."

"elbette hayır.. fakat bu senin merakının nedeniyle çelişebilecek bir cümle biliyorsun değil mi?"

"Sadece eğleniyorum.."

"Üç aydır mı?" dedi Luke kaşlarını kaldırarak

Omuz silkti "Genel kültür.."

--

-

Mervid

Buzul şehrin ışıkları saat tam onbirde kapanırken Clar adımları ilerledikçe buzulda paltosuna sıkıca sarıldı. Kuzeyde hava değişmezdi ne gece nede gündüz evet ama içine gelen bir ürperti onu sanki daha da olabilirmiş gibi üşütmeye yeterliydi.