3.Nargile

31 0 0
                                    

Dersten çıktıktan sonra üzerimde sorumluluğun yükünü hissettim. Şu dersi de geçip bu okul ve bu şehirden kurtulmak istiyordum. Benim gibi 5. senesinde olan birine görev vermek aslında hiç iyi değildi. Bir kere usanmıştım hayattan, herşeyden..
İçimde bu düşüncelerle savaşırken kendimi lavaboda buldum.
Aynada kendimi dikkatle süzmeye başladım. Genç kızlığın verdiği süslenme ihtiyacım doğmuştu ilk defa.
Yüzüme ufak bir tebessüm yerleştirirken kaşlarımı parmağımla düzelttim. Eşarbımı çıkarıp tekrar yaptım.
Biraz sonra hocanın yanına gideceğimden kendime çeki düzen verme isteğim ele geçirmişti beni.
İyi de ben değil miydim otobüste hocaya ithafen "Allahım ne garip insanlar var" diye ?
şimdi bu süslenme telaşı da nerden çıkmıştı ?

Saatin yaklaştığını hissettim.
Kendimden emin adımlarla hocanın odasına doğru yol aldım.
En üst katta ve en köşede beyaz kapılı bir odanın önünde duruyordum.
Elim bir an için kapıya tıklatmaya cesaret etmedi.
Ayaklarım öne doğru gitmiyordu.
Heyecandan felç mi geçiriyordum ?
Kalbimin daha bir hızla attığını hissettim.
Bu garip heyecan da neyin nesiydi ?
Bu ilgisiz, dalgın ve oldukça garip bir hocadan hoşlanmak gerçekten doğru olmazdı.
Hem belki kendi gibi garip bir sevgilisi de olabilir  kim bilir ?
Yoktur ama değil mi ?

Odaya nazikçe bir kez vurup hemen ardından kapının kulpunu çevirip odanın içine bir adım attım gözlerimle hocayı ararken..

İçeride yoğun bir duman bulutu vardı.
öksürmeme engel olamadım.
hoca öksürdüğümü anlayınca tebessüm ederek pencereyi açtı.
ne o Azra sen nargile kullanmıyor musun yoksa?
-Hocam ben değil nargile sigara bile kullanmam ki?
bunu dedikten sonra hoca anlıyormuş gibi yaparak bi kaç kez başını salladı
ve antika sayılabilecek radyonun ses kolunu sağa doğru çevirdi.
"Nargilemin marpucu da gümüştendir gümüşten.."
çok şaşırmıştım hocanın nargile içerken bunu dinlemesi doğrusu çok naif bir iç dünyası olduğunun kanıtıydı.
ikimizde susuyorduk. Hoca pencereye bakarak nargilesini içiyor. Bende bu garip adamı anlamaya çalışıyordum kafamda binbir düşünceyle...

Mimar Sinanın nargile hikayesini bilir misin dedi hoca aniden arkasını dönüp
bilmiyorum hocam ama anlatırsanız dinleyebilirim.
mimar sinan dedi iç geçirerek.. Sonra tam karşımdaki misafir koltuğuna oturdu.
Mimar Sinan  Süleymaniye camiini yaparken camiinin ortasından nargile içiyormuş.
tabi bunu duyan halk hemen padişah Kanuni Sultan Süleymana bildirmiş.
padişahta ani bir baskınla camiiye vardığında gerçektende mimar sinanı nargile içerken bulduğunda fena halde sinirlenmiş
ve bu ne haldir diye de hesap sormuş.
Mimar sinanda kendinden emin şekilde "padişahım nargileyi burda bulundurmamın sebebi fokurtusu içindir.
farkettiyseniz tömbekisi yani tütünü yoktur.Fokurduyan suyun sesi bana camiide okunacak Kuran-ı Kerim seslerinin her tarafa yayılmasını sağlamak için lüzumlu tedbirleri almama yardım etmektedir diye cevap verir...
yani camiinin akustiğini kusursuz bir şekilde ayarlamak için nargileye başvurmak kimin aklına gelir değil mi?.
şimdi öğrenmiş oldun diye gülümserken bende gülümsedim gerçekten Mimar sinanın fazlasıyla zeki olduğunu düşünerek

"Azra..."
-Buyrun hocam sizi dinliyorum?
Bir anlık yanaklarım kızardı.Yüzüme bir ateş bastı. Daha önce hiç bu kadar uzun süreli bir erkeğin yanında durmamıştım.
Bu durumu anlamasın diye hemen elimin tersini kor gibi yanan yanaklarımda gezdirdim.

seni dersimin asistanı seçtiğime göre kuralları anlatayım.
1-dersten yarım saat önce yanıma gelip yoklama listesini ve kitaplarımı sınıfa getireceksin
2-ders haricinde bir görev verirsem itiraz etmek yok ona göre..
hoca bu iki görevi söyledikten sonra afallayıp kalmıştım.
hadi birinci kural neyse de 2 kuralı gayet açık uçluydu..
ama hocam yani şunu anlamadım ders haricinde nasıl bir görev verebilirsiniz ki ?

istersen bunu bir örnekle anlatayım.

şu kağıtta yazılı olan adrese beyaz lale göndermeni istiyorum.
Benim ismimi söyledikten sonra zaten hesap defterine yazarlar sen merak etme.
ayrıca notta "onlar insan, güzel sensin..." yazdır anlaştık mı ?
ama hocam dediğimde çatık kaşlarıyla bana baktı.
peki deyip sessizce odasından çıktım.

şaşkındım.
ben nasıl bir dersin görevin içine düşmüştşm böyle ?
en önemlisi bu adama karşı içimde tatlı kıpırtılar oluşmaya başlamışken ufak kıvılcımlar yanarken içimde o bunların içine buz gibi bir su dökmüştü.
Üstelik aşk işlerini dahi bana yaptırıyordu.
parmağına baktığımda yüzük yoktu gerçi..
demek ki sevgilisi vardı...

İçimde çok büyük bağlar kopmuştu
anlamıştım bu hocayla başka hiçbir münasebetim yoktu.

sıkıntıyla iç geçirdikten sonra kantınde boş masalardan birine oturdum.
hayatımda çiçek göndermemiştim daha nasıl yapılır bilmiyordum.
dakikalarca yaptığım aramadan sonra bir firmanın internet üzerinden sipariş aldığını duydum.

tamam. işte herşey hazırdı !
artık bir an önce yurduma dönmeli ve bu yorucu gün sebebiyle derin bir uyku çekmeliydim...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 05, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AZRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin