1

162 22 15
                                    

Rumpelstiltskin ellerini ovuşturarak eski kulübesine girdi. Bugün yine dışardaydı ve ordudan kaçmıştı. Karısı Milah onu dev savaşlarında olduğunu sanıyordu. Rumpelstiltskin, Milah'a yalan söylüyordu.

Milah: Rumpelstiltskin neredeydin bugün?

Rumpelstiltskin: Savaştaydım hayatım.

Baelfire: Anneciğim, babam yalan söylüyor. Bütün gün ormanda sihirli bitki topladı. Ayrıca bunu her gün yapıyor. Savaşa falan gittiği yok.

Rumpelstiltskin: Hayatım bak, açıklayabilirim...

Milah: Baelfire'ın dedikleri doğru mu? 

Rumpelstiltskin: Ee, şeyy.. Evet...
Milah: Senin gibi bir korkakla evlendiğime inanamıyorum. Hatta tanıştığımıza bile.

Rumpelstiltskin: Bak, ben aslında her şeyi açıklayabilirim.

Milah: Hiçbir şey açıklamak zorunda değilsin!! Ben her şeyi anladım. Hayatımda bir çok erkek gördüm ama korkağına ilk defa rastladım.

Rumpelstiltskin: Beni dinlersen ne yaptığımı anlayabilirsin. Lütfen bana biraz daha zaman ver. O zaman her şey yerine oturacak. Şimdi Kraliçemizin huzuruna çıkacağım.

Milah: Nereye gidersen git, umrumda değilsin seni korkak!

Rumpelstiltskin çantasını alıp şatonun yolunu tuttu. Bir yandan yürüyor, bir yandan da kendi kendine söyleniyordu.

Rumpelstiltskin: Acaba yanıma bir şey mi alsaydım? Çünkü bu yol bugün bitmez. Hayvan mayvan çıkar.

Rumpelstiltskin yürürken çalıların arasından bir şey hışırdadı.

Rumpelstiltskin: Kim var orada??

Yere eğilerek irice bir taş aldı. Elinde sıkıca tutuyordu. O sırada çalıların ardındaki şey ortaya çıktı.

Rumplestilskin: Bana yaklaşma seni küçük velet! Biraz daha yaklaşırsan elimdeki şeyi senin kafana fırlatacağım.

?: Korkaklığın da bir sınırı var Rumplestilskin.

Rumplestilskin: Bana bak küçük şey! Annen baban nerede senin? 

?: Anne babamı boşver. Hadi gel seni bir yere götürmem gerekiyor.
Rumplestilskin: Bana bak velet, senle hiçbir yere gelmiyorum! Hem sen kimsin?

?: Öğreneceksin. Zamanla her şeyi öğreneceksin.

KORKAK/ Once Upon A TimeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin