✴Bölüm-3: Niye Mutsuzluk?✴

87 13 11
                                    

Şu ana dek en iyi düşüncem Bir çocuk olmak ve önümde uzun yılların olmasıydı. Galiba buydu beni burada tutan, Hayata tutunmayı sağlayan. Evde hep bir gerginlik, hep bir kavga. Yetişemiyorum bu tempoya. Belki pembe duvar boyalı bir odam, perili yatağım, Bir atım, Birçok oyuncağım, Gel desem saniyesinde yanımda bitecek olan birkaç hizmetkârım vardı ama bu yeterli değildi. Hayatta hep daha fazlasını istemem aslında ama bu aralar huzurun, sevincin, ve mutluluğun paradan ve o saydıklarımın hepsinden bir adım hatta bir çok adım önde olduğunu düşünmeye başladım. Bence hayatta parayla kazanamayacağın çok fazla şey var. Bunların sahibi fakirler mi? Acaba tek sorunumuz zenginlik mi? Bu kafamı karıştıran sorulardan birisiydi. Uzun zamandır kafam bu sorularla beyin antrenmanı yapıyor gibi. Beynimin solucan kılıklı kıvrımları sanki hep bu sorular için dans ediyor. Kendi hayal Dünya'mda beynimi bu şekilde tanımlıyorum. Bence bu soru hayatımın kararı olabilirdi.

"Evet "KARAR" bu son kararım."

deyip içgüdüsel tavırlarımla babamın odasına doğru yöneldim.

Kasa, kasa nerdesin? Ah buldum

Kasanın şifresini babam bana önceden söylemişti. Ama ona açmayacağıma dair bir söz vermiştim. Bunu yapmam doğru muydu bilmiyordum. Çünkü bu adımdan sonra hayatımız değişecekti. Belki bir fakir olacaktık ama huzurumuz, mutluluğumuz, ve sevincimiz olacaktı. Annemle biraz zor olsa da... Ama yapmadım. Çünkü yapsaydım sözümden dönmüş olacaktım. Bu konuyu babamla konuşmak için salona iniyordum ki babam kapıyı açmış ve onun göbeğine gömülmüştüm ve bunun şimdi farkına vardım.

"Bende yanınıza gelecektim."

"Burada ne işin var o zaman kızım?"

"Madem konu açıldı o zaman söyleyeyim. Ben mutlu değilim, Hemde hiç..."

"Neden kim üzüyor seni"

"Bu sefer biri değil baba bir şey üzüyor beni. Bunun nedeninin zenginlik olduğunu düşünüyorum"

"Buna nerden değindin? Zenginlik insanı üzer mi ? Yediğin önünde yemediğin arkanda. Ne istiyorsun kızım?"

Bu babamın klasik sözüydü. Yediğin önünde yemediğin arkanda.

"Şu ana kadar her istediğimi yaptın baba. Ama paramızın olması huzurumuz ve sevincimizin olması anlamına gelmiyor. Geçen gün odamın camından bakarken yüzü çamurlu, ayakları çıplak ve üstü yırtık bir kız gördüm. Annesi onu kucağına alıp döndürdü ve sonrada öptü. Kahkahaları hala kulağımda çınlıyor. Aynı o gün ki gibi. Belki zenginiz ama ya mutluluk... Sırf bu yüzden kasadaki paraları camdan alacaktım. Ama sana söz verdiğim için..."

"Yapmadın"

"Yapamadım, Yapamazdım. Bunu sana sormam lazımdı. Ve şimdi soruyorum. Fakir olmak istiyorum bütün paraları atabilir miyim?

"Eğer mutlu olacaksan sen bilirsin."

"Evet hem de çok."

Şifreyi girdim ve önce paralara baktım.

"Bunlar lastikli baba. Açacağım"

Babam eliyle tamam işareti verdi ve ağzına kilit koydu. Bu bizim hareketimizdi.

Lastikleri açtım ve tüm paraları camdan attım. Rüzgarın etkisiyle birlikte hepsi uçtu.

"Artık mutlu musun?"

"Galiba evet. Üstünden bir yük kalktı."

"Peki artık mutlu olacağımızı mı düşünüyorsun?

Ben cevap veremeden annem bağırdı.

"Cemree.. Bu odanın hali ne çabuk buraya gel."

"Lanet olasıcaaa"

Babam bana doğru baktı ve...

"Hadi kızım"

Babamı kıramadım ve gittim.

"Efendim anne?"

"Çabuk bu odanı topla"

Gözlerimi yaydım ve hiç bir şey demeden anneme baktım.

"Ne bakıyorsun hadi?"

Derken babam geldi. Annem bir anda cici anneye dönüştü.

"Hadi kızım benim. Hadi cemrecim."

"Neden çocuğa böyle davranıyorsun?"

"Na-nasıl?"

"Bağırmandan bahsediyorum. Bağırma kızıma."

Annem kaş ve göz hareketleriyle ...

"O benim de kızım selçuk"

Tartışma başlamıştı annemin olduğu yerde bize huzur yoktu. Zenginlik ve fakirliğin arasındaki çizgi annemdi. Biz fakir de olsak, zengin de olsak bir şey deģişmeyecekti.Ama çok bunalmıştım, sıkılmıştım ne yaparsam yapayım mutlu olamazdık.

"YETER"

Dedim. Annemle babam arasında derin bir sessizlik oluştu.

Yere çömelip kafamı iki elimin arasına alıp ağlamaya başladım. Saçlarımı yoluyordum.

"Hey bir de ağlasın. Yapmacık yapmacık tavırlar"

"Candan git."

"Ne be? İyi tamam"

Babam yanıma oturup iki elini omzuma koydu.

"Kızım artık büyüyorsun. Bazı şeyleri anlayabilirsin. Şimdi beni dinle. Biz zenginiz diye mutsuz değilsin kızım. Camdan attığın paraların miktarı azdı. Ama ben sen gerçeği gör diye izin verdim."

"Kredi kartlarını da ver baba tüm paraları atalım,"

"Hayır cemre, kendini kandırma. Biliyorsun hiç bir şeyin deģişmeyeceğini. Ben yanınızda oldukça siz hep zengin kalacaksınız. Çok özür dilerim kızım. Bundan sonra hiç kavga etmeyeceğim. Belki o zaman mutlu olursun. Seni çin seviyorum biliyorsun değil mi?"

"Evet baba bende seni seviyorum."

Dedim ve birbirimize sarıldık. O bana iyi geliyor. Aynı ilaç gibi.

Artık bazı şeyleri anlayabilirdim. Çünkü büyümüştüm. Artık BÜYÜMÜŞTÜM...


===============================================

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 10, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kimsesiz -Taslak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin