1

37 0 0
                                    

  Gece yarısı kulağıma gelen sesle uyandım. Ayağa uyku sersemiyle kalkıp salona geldim. Yavaş yavaş ışığı yanan odaya girdim. Salonda eli silahlı adamları görmemle olduğum yerde  öylece kalakaldim. Adamın silahı doğrulttuğu kişi abimdi.  Sanki biri beni hareket etmemem için özellikle tutuyordu.

Kendime gelmem 3 saniye sürdü veya sürmedi,bilmiyorum. Öndeki adam elini tetiğe koyduğu an adama dogru koşup onu ittim.

"Kimsiniz lan siz"  diye bağırırken bir kurşun sesi duydum.

Kafamı abime çevirdiğimde gövdesindeki kanı görmemle abimin yanına koştum. Bir yandan ağlıyor bir yandan abime sesleniyordum. Adamlar çoktan gitmişti ben farketmeden.

Telefonumu almak için odama koştum. Göz yaşlarım sel misali akıyordu. Hemen ambulansı aradım,ağlaya ağlaya adresi verip telefonu kapadım. Abimin yanına koşup yerde dağınık halde olan tişörtlerden birini yaralı gövdesine bastırdım. Abimin nefes alıp almadığını kontrol etmek için yanağımı yüzüne yaklaştırdım,bişey hissetmediğim için ağlamam daha da şiddetlendi. Ne yapacağımı bilemedim bir süre.

Zilin sesini duyduğumda koşarak kapıyı açtım. İçeri gelen görevliler abimin yarasına bir kaç işlem yapıp sedyeye aldılar ve dışarı çıkarıp ambulansa bindirdiler. Ağlayarak peşinden gidiyordum. Ambulansın içine bende girdikten sonra abimin elini tutup dua ediyordum.

"Ne olur iyi ol abi, sen olmazsan ne yaparım ben." diyerek göz yaşlarımı sildim .

Hemşireye nefes alıp almadığını sordum. Cevap vermedi, sadece abimin gövdesine  birşeyler yapıyorlardı, oraya bakmamaya çalışarak abimin gittikçe beyazlaşan yüzüne baktım.

"Abi iyi olmak zorundasın.Bak senden başka kimsem yok benim, lütfen güçlü ol. Ne olursun."  diye göz yaşlarımın arasından konuşmaya çalıştım. Canım şuana kadar yanmadığı kadar yanıyordu.

Hastaneye geldiğimizde görevliler sedyeyi ambulanstan indirip koşarak hastanenin içine girmişlerdi. Bende yanlarında,abimin elini tutarak ilerliyordum. Ameliyathanenin önüne geldiğimizde ben dışarda kaldım.

Ameliyathanenin önündeki sandalyelerden birine oturdum.
Ve donuk bir şekilde karşımdaki duvara bakıyordum.
Ya bişey olursa abime,ya ölürse ne yapardım ben.

Annem ve babamın vefatından sonra ikimiz kalmıştık, kimsemiz yoktu birbirimizden başka. Aramızda 4 yaş vardı. Ben 19 Cem 23 yaşındaydı. Normalde ona abi demediğimde kızardı hep.  Bende kızdırmamak için derdim. Bunu abime yapan kim olabilirdi ki, abim bana hiç birşeyden bahsetmezdi.  O yüzden aklıma kimse gelmiyordu. Bunları düşünürken gözlerimin karardıgını  hissettim.

Gözlerimi açtığımda beyaz bir odadaydım. Koluma bakma istegi duydum. Serum taktiklarini gördüm. Abim aklıma geldiğinde kalkmaya çalıştım. Oturur pozisyona geldiğimde kolumdaki şeyi çıkarmaya başladım. İçeri bir hemşire girdi,dinlenmem gerektiğini söylesede abimi görmek istediğimi söylerek devam ettim kolumdakini çıkarmaya. Ameliyathanenin önüne gittiğimde bir doktor çıktı.

"Abim nasıl lütfen bişey söyleyin?" dedim göz yaşlarımı tutmaya çalışarak.

"Herşeye hazırlıklı olun." dedigi an hazmedemedim cümleyi. Ne diyordu bu doktor,ölecekmiydi abim. Ne yapardim ben onsuz .Doktorun arkasından koşup bağırdım.

"Ona birşey olmayacak.Anladinmi beni  hiç birşey olmayacak" diye bağırdım göz yaşlarımın akmasına izin vererek.

İçimdeki ÖlümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin