2

80 14 21
                                    

-yazar

Çilli Çocuk'un Anlatımı

Gözlerini iyice kısarak arkasını döndü ve koridor boyunca yürümeye başladı. Sadece arkasından baka kaldım. O küçük ince bacaklarını birbirine dolandırmadan attığı her adımda sanki yeri değil, kalbimi delip geçiyordu.
Bana söylediği cümlelerin hiçbiri en ufak bir kin duygusuna sebep olmamıştı. Sadece, onu bu sınıftan çıkarken üzen şey neydi onu merak etmiştim.
Daha fazla beklemeden sınıfa girdim ve yine o lanet olası haz almadığım manzarayla karşılaştım. Bazı insanları anlayabilmek için ekstra bir beyin veya organ tarzı birşeyim mi olması gerekiyordu? Onları insanlıktan çıkaran, başkalaştıran neydi? Arsızlık duygusu mu?

Sınıfın içinde bir toz tanesi kadar değerim olmadığı ve kimsenin beni takmayacağını bildiğim halde, bağırdım.
"Neler oldu burada?!"

Tek tük gözler bana dönüp aynı hızda başka yere odaklandı. Aynı soruyu birkaç kez tekrarladım. Yine ve yine takan olmayınca, artık çıldırma sırası bana gelmişti.
En önde duran sırayı çekip fırlattım yere. Oluşan gürültüyle ağır bir sessizlik olmuştu. İşime yarayacaktı.

"Sonunda ilginizi çekebildik. Öykü, neden buradaydı?"

Bir iki saniye sonra gevşek bir biçimde gülüşmeler ve fısıldaşmalar başlayınca az önce bana bakan gözlerin bomboş olduğunu bir kere daha anladım.
"Ne yapacaksın bücürü? Zırladı gitti işte. Aslında bir kızın böyle olmaması lazım canım. Ne o öyle, olgunlaşmamış meyve gibi?"

"Laflarına dikkat et."

"Etmezsem ne yaparsın? Döver misin beni?"

"Kaşınıyorsun."

"Bizim asosyal manyak çıktı. Ne diyorsun lan sen kaşınma falan? Ha?"

Öyle güveneceğim bir gücüm zaten yok. E karşımdaki de dövüş eğitimleri almış insan. Ne diyelim Allah'ın takdiri artık..

**

Öykü'nün Anlatımı

Yaklaşık bi' 20 dakikadır bu daracık kabinde oyalandıktan sonra tuvaletin tamamen boş olduğundan emin olup dışarı çıktım. Kapıyı kapatıp aynalara bakınarak kendimi süzdüm önce.
Neler olmuştu öyle? Zaten dokunsalar ağlayacak yapıda bir insanım, hemen gözlerim salmıştı kendini.
1 2 dakika tamamen sabitlenip yüz hatlarımı inceledim.
"Allahtan makyaj yapmıyorum, yoksa bu ağlamayla Joker'e falan dönerdim herhalde."
Söylediğim cümleye kendi kendime gülmeye başladım bu sefer. Daha fazla dayanamayıp lavaboya eğildim ve yüzümü yıkadım. Omuzlarımda biten saçlarımda kaybolmuş tel tokaları tek tek çıkarttım ve tepeden bir topuz yapıp günün kalan saatlerini umursamaz bir tiple geçirmeyi yeğlemiştim.
Tüm işimi halledip olanları düşünmemek adına verdiğim çabalarla tuvaletten çıktım.
Öğle tenefüsünün bitmesine az kalmış, insan vızıltılarından geçilmeyen koridorlar sakinlemişti.
Bu sakinlikle sesler sınıflardan yükseliyordu sadece. Kendi sınıfıma ilerlerken değerli müdür yardımcımız Murtaza Beyin odasından yükselen "İlkay" sesiyle istemsizce durmuştum olduğum yerde. Umursamazlıktan gelmeye çalıştım bir süre. Ama bir adım öteye gidesim de gelmiyordu.
Çaktırmadan sanki bir işim varmış gibi kapının yanında bekleyip içeriyi dinlemeye başladım.
"Oğlum, siz durup dururken birbirinize ne diye giriyorsunuz? Sıkıntınız bir derdiniz varsa oturun şuraya, baş başa bırakayım sizi konuşun anlaşın. Buna bile razıyım. Ha yok, biz kızlara birbirimizi döverek hava atacağız diyorsanız, defolun gidin nerede didişiyorsanız."

"Arkadaşa ben bulaştım hocam. Bütün suç benim. Cezam neyse çekmeye hazırım."

"Evet hocam dediği gibi. O bana bulaştı."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 22, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Çilli ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin