BÖLÜM 1 -ALDATMA-

96 27 18
                                    


Multimedia;MİNA

Aşk mı gerçekten acımızı yakan o duygu?Yoksa bırakıp gidenin arkasından söylediğimiz mısralar mı?Belki de alışkanlık duygusu olmalı...
   Her anında yanında olmasını istediğin,senelerce alıştığın koku,alıştığın ten birden bırakıp gidiyor mu seni de?İşte dediğim gibi tam bu esnada alışkanlık duygusu giriyor acımıza.Alışıyorsun,hemde öyle bir alışıyorsun ki ona her zerrenle,her hücrenle.Ondan başkasıyla olamaz diyorsun.Taki gerçek yüzüne çarpana kadar...
    Alıştığın,aşık olduğun kişi seni bırakıp gittiği zaman anlıyorsun hayatın gerçeklerini.Belki bir süre inanamıyorsun yaşadıklarına,anlam veremiyorsun bu duyguya eğer önceden görmediğin bir acıysa.İlk önce kendini umursamazlığa bırakıyor.'Hayırlısı,demek ki kaderimde o yokmuş'gibi cümleler kuruyorsun kendince.Bir süre geçtikten sonra ne yaşadığını anlamaya başlıyorsun,aslında ilk baştan yaşıyorsun ama sonradan anlıyorsun.Kalbinden yavaş yavaş vücuduna yayılıyor.En çok kalbinde hissediyosun,onun yokluğunu.Sonra ellerinde,gözlerinde ve dudaklarında...
     O seni sevmemiş senin onu sevdiğin kadar,değer vermemiş sen onu en kıymetlin yaptığın halde.En zoru da önceden canını verecek kadar sevdiğin birinin sendeki anlamının değişmesi.Nasıl yapıyorlar bunu?Bir mesajıyla,bir gülüşüyle seni senden alan,yüzündeki gülücüklerin tek sebebi olan o şahıs içindeki kendi nasıl bu denli hissizleştirebiliyor?Birde kurduğun hayaller var.Büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorsun,üstünden kalkamacayacığına inandığın.Heryerde bir anı,yollarda,sokaklarda ve en çokda aklında...
    Silemediğin kendini en derinine saklamış anılar.Sonra geriye ağlayarak yazdığın satırlar ve bomboş bir kalp bırakıyor.Unuturmusun peki?Tabiki unutursun ama şunu da o kadar iyi bilirim ki çok özlersin.Dönemezsin ona sadece özlersin en içinden.Hergün özlersin hemde,hergeçen gün daha çok ve acı verir şekliyle...
    Dışardan iyi ve artık onu unutmuş gibi görünsen de için hala paramparçadır.Tek tek sarmaya çalışırsın yaralarını.Tek başına sararsın çünkü o yaraları senden başka bir de yara açan sarabilir,açtığı gibi...
   O yüzden bütün sorumluluk senin üstüne düşüyor.Sar yaralarını ve hayata tekrar tutun,tutunabildiğin yerinden. 

****
Gögsümün tam ortasında etkisini gösteren yıkım,ruhumu parçalanıp acıyı vücuduma kamçılamıştı.Zihnimin ucra köşesine bıraktığım acılar tekrar tekrar gün yüzüne çıkıp beni alaşağı ediyordu.Küçüklükten bu yana çektiğin ağırlığın yeri geldiğinde azaldığını yeri geldiğinde arttığına şahit olmuştum ama ruhumun acı çığlıkları kafalarını sineye çekmiyorlardı.Ayaklarıma bağlanan demirden ipten geçemeyen düşüncelerim,demirle ve düşüncelerimle yarışırken düşündüm;Acılarım beni günden güne bitiriyor muydu?

Yaşadığı mutluluk çok kısa süren bir kız düşünün.Bende ordan size el sallıyor olacağım.Mutluluk?Yine paramparça olan hayalleriniz mi?Yoksa kalp mi?İnsan hayatı boyunca biryerden yaralar alır ve kendini bunlara hazırlamak zorundadır.

Ben de yine yaşadıklarımı hazmetmeye çalışır şekildeydim,yatakta vücudumu cenin pozisyonuna almış ağlıyor olmalıydım.

Öyle yapmadığımı da inkar edemezdim.

Çünkü her zaman yaptığım buydu.Kendimi hiç iyi hissetmediğim zamanlar da o küçük kızın bacaklarını vücuduma çeker ve aklımdaki düşüncelerin bir an önce son bulması için yalvarırdım.Ardımda bırakmaya çalıştığım o düşüncelerin sıcak nefesini boynumda hissederken onları unutmak için extra çaba sarfetsem de beceremediğim bu iş o düşünceleri tekrar silik silik hafızama yağmur misali yağdırıyordu.

Aradan geçen bir kaç dakikanın ardından yastığa kafamı iyice gömüp düşüncelerimi uzaklaştırmaya çalışıyordum.

ÇIKMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin