1. Bölüm "Ayrılık."

87 10 15
                                    

Yorganı ayaklarımın altına alıp sağıma yattım. İkinci yastığıma sarılıp keyfi uykuma devam ediyordum. Hayatta en sevdiğim ikinci şey de sabahları uyandıktan sonra bile gözlerimi kapatıp sağa sola dönüp uyumaktı. Uyanıktım ama yinede gözlerim kapalıydı. Birinci sevdiğim şey ise... yemek. Yemek yemekti! Tıka basa, çatlayana kadar yemek yemek!

Keyfi uykuma devam edecektim ki telefonumun zırlayan sesi ile elim komidinin üzerinde dolanmaya başlayıp çalan telefonumu kavradı. Telefonu kulağıma götürüp kim olduğuna bakmadan açıp kulağıma götürdüm. Yarı uykulu sesimle, "Alo?" Dedim.

"Uyuyor muydun?"

Sesi duymam ile gözlerimi irice açıp yerimde dikleştim. Kafamı iki yanıma sallayıp,"Hayır." Dediğimde "Her neyse, akşam yemeğe çıkalım mı? Sana söylemem gereken önemli bir şey var." Dediğinde kalbim hızlı hızlı atmaya başladı. İçimdeki heyecanı bastırıp,"Tamam aşkım." Dedim.

"Yeri ve saati mesaj olarak atarım, kapatmam lazım. Görüşürüz." Dediğinde,"Görüşürüz." Dedim. Telefonu kapattığında yatakta kalkıp deli gibi bağırarak havaya zıplamaya başladım. Zıplarken, "Kesin evlenme teklifi edecek! Kesin! Kesin!" Diye bağırarak zıpladığımda kapı birden açıldı ve ben yatağa iniş yaparken kapşonumun açtığı alandan gelene baktım.

Tabiki Sevgi idi. Sevgi benim üniversite yıllarımdan arkadaşımdı. Şu anda o çoktan evlenmiş ve bir çocuk yaparak hayatındaki kariyerini başarıyla sonlandırmıştı. Eşi orta halli bir adam olmasına rağmen Sevgi'ye ister çalış ister çalışma ben her halükarda sana bakarım diyordu. Sevgi çalışmamayı seçip bütün hayatını oğluna adamıştı. Evimin bir çift anahtarından da Sevgi'de olduğu için rahatlıkla girip çıkabiliyordu.

"Yine niye zıplıyorsun havalara?" Diye sorduğunda heyecanla "Sevgii! Can akşam beni yemeğe çıkaracakmış!" Dediğimde gözlerini devirdi.

"Her zaman yaptığınız aktivite. Ne var bunda?" Diye sorduğunda, "Söylecekleri önemli şeyler varmış!" Diye sevinçle şakıdığımda onun da benim gibi gözleri sevinçle parladı.

"Ciddi misin?!" Diye sevinçle sorduğunda heyecanla başımı salladım ve beraber yatakta zıplamaya başladık.

"Evlenme teklifi edecek bak görürsün! Ceketinin cebinde pırlanta yakalamıştım hatırlarsan! Bu akşam alacağım o pırlantayı! Oley be!" Diye sevinçle şakıdım.

"Kızın olursa göbek adını Sevgi koyacaksın bak!" Dedi zıplarken.

"Nikah şahidin kim olacak peki?" Diye sorduğunda zıplarken nefes nefeseyken, "Tabiki sen olacaksın aptal kız!" Deyip üstüne atladığımda yatakta deliler gibi boğuştuk.

Bir yarım saat enerji boşaltımından sonra ne giyeceğime karar verdik. Her zamanki klasik ben.

Ben Can'ın bütün yemeklerine hep tulum ile gitmişimdir. Öyle şık giyisiler giyemezdim. Elbise, etek, topuklular bana göre değildi. Bunu Can biliyordu ve böyle kabul etmişti zaten beni.

Makyaj da yapmazdım, üşenirdim bir kere. Banyo yapıp, parfüm sıktıktan sonra saçlarımı iki yandan balıksırtı ördüm. Saçımı da yapmazdım tabiki. Böylesine basit ve düz bir kızdım.

Can... beni koşulsuz seven biriydi. Beni böyle olduğum gibi seven biriydi. Daha önceki erkek arkadaşlarım benden utandıklarını söyleyip beni terk etmişlerdi ama Can bana sürekli sahip çıkan taraf olmuştu. Üniversite de iken Can pek tanınmayan biriydi. Sonradan kendini büyük bir şirkette kanıtlayınca epey bir popüler oldu ve çok çalışmak zorunda kaldı. Bu yüzden biz çok görüşemez olmuştuk. Ancak benim için sorun yok, onun işi iyi olsun yeter.

Açelya İradelidir!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin