Fashion show

1.6K 105 44
                                    

Selam gençler ve kendini genç hissedenler.
Geç geldiğinin farkında olduğum bir bölüm daha.
Sırf bölümler uzun olsun diye geç geliyor ama yine kısa oluyor ya ağlayacağım.
Neyseee.
Önceki bölümde yorumlara çok teşekkür ederim. Sizi çok seviyorum.
Umarım Promise için olan beklentilerinizi karşılıyorumdur.

***Olmasını istediğiniz şeyler ile ilgili istekleriniz varsa lütfen bu bölüme yorum bırakın! Gözden geçireceğim.***

40.Bölüm;
Fashion show.

-bölüm kırk yeeeey!-

***

"En büyük başarımız geliyor, Antonio Thomas."

"Başarımıza yeni bir başarı daha ekleniyor, Alyssa Clark."

***

"Saatler kaldı! Anlıyor musunuz? Öleceğim sanırım!" Deli gibi koşarken, Antonio, beni sakinleştirmek amacı ile omuzlarımdan tutup durdurdu.

"Etrafta koşuşturmayı bırak ki, herkes işini yapabilsin. Ayrıca, 'saatler kaldı' diye bağırman hiç yardımcı olmuyor, bebeğim." Saatler kaldı derken, sesini inceltip beni taklit etmesine, yüzümü buruşturdum.

"Sakin olmayan birine, sakince, sakinleşmesini söylediğinde, onun sakin olmasını sağlamıyorsun yalnız!"
Hızlıca kurduğum karmaşık cümleye gözlerini deviren Antonio, beni itekleyerek koltuklardan birine oturttu. Böyle bir cümleyi tek seferde nasıl kurduğuma kendim bile şaşırdım açıkcası.
Antonio, çocuğunu azarlayan bir anne misali işaret parmağını sallayarak beni azarlamaya başladı.

"İlk defa defile hazırlamıyoruz! Kendine gel ve her zaman yaptığın klasik kontrollerine başla!"
Sert ve yüksek sesi benim susmamı ve bulunduğum koltuğa suçlu bir kedi gibi sinmemi sağladı. Kafamı sallayarak onayladım onu. Sanırım birazcık haklıydı.
Azıcık.

Birkaç dakika sonra, derin bir nefesin ardından eteğimin uçlarını düzelterek ayağa kalktım. Her şeyi sakince halledebilirdim.
Sakince ve profesyonelce.

'Sana ne kadar uzak kelimeler onlar öyle.' diyen iç sesimi umursamadan makyajı yapılan mankenlerin arasından geçtim ve geçerken gülümsemeyi ihmal etmedim. Sahne arkası kontrolünü daha sonraya bırakıp, podyuma ilerledim.
Her şey normal gözüküyordu. Özel davetli koltukları diğerlerinden biraz daha ayrı, podyuma yakın duruyordu. Her birinin oturacağı yer belirliydi. Aydınlatmalar ile uğraşan görevlilere kısa bir bakış atıp, tekrar içeriye girdim. Bir şeylerle uğraşmam, üzerimdeki heyecanı birazda olsa atmamı sağladı. Sakin olmanın verdiği rahatlama ile moralleri oldukça yüksek ekibe ilerledim. Hep birlikte, adrenalin duygusunun en yüksek olduğu, böyle bir anda bile birbirlerine destek olma çabaları beni gülümsetiyordu.

"Clark, buraya gel ve Snapchat'e merhaba de!"

"Clark, buraya gel ve Snapchat'e merhaba de!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Promise || z.mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin