Medya;
PoyrazBu sabah nedeni bilinmez erken uyandım.Ben hafta içi bile bu kadar erken uyanmazken hafta sonu böyle olması şaşırtıcı bir durum.
Nasıl böyle bişey olur diye düşünürken yatakta oturur hale gelip düşünmeye başladım ve aklıma yine Poyraz geldi -Poyraz'ım ya, bitanem ya, canım ya, tatlım ya, mavişim ya, seni çok seviyorum ya- ben böyle diyorum ama adamın bana baktığı yok.O bana kardeş gözüyle bakıyor ama ben ona deli divane aşığım.
Neden ben ya neden ben insan en yakın arkadaşına aşık olur mu?Ama bi an düşündüm, nasıl olmaz ki böyle hem yakışıklı, hem zeki, hem dünya tatlışı, hem ben olursam oluyormuş.
Sonra düşündüğüm şeylere gülmeye başlıyordum ki içeriye annem girdi."Bakıyorum da bugün erkencisiniz Elisa hanım"dedi.Aynen ben hala neden bu kadar erken uyandım anlamamıştım ama napiyim tekrar uyuma moduna mı gireyim Allah Allah.Annemde" hadi kızım aşağıya gel, kahvaltı hazırladım" dedi.
Aşağıya indiğimde masanın üstünde bir hediye paketi vardı.Allah Allah annem bana hediye almış, hemde durduk yere noluyoz la annem hasta falan mı yoksa Allah korusun tövbe.Birden annemden çıkan sesle aklım başıma geldi.
"İyiki doğdun Elisaaa" diyince anladım ki bugün 3 Mayıs benim doğum günüm.Ben doğum günümü unutmuştum nasıl olurdu bu anlayamadım her sene babam hatırlamadı diyip duran ben, bu sefer kendim unutmuşum.Durun lan annem için hasta dedim, yoksa ben mi hastayım aman yarabbi.
Annem "hediyene baksana kızım" dedi.Bende paketi açtım ve ne göreyim en bi sevdiğim topuklu ayakkabıyı -kalın topuk, açık burunlu, platformsuz,10cm- gördüm.Annem ne yapmıştı öyle acaba falcıya falan mı gitti ben ona bu tarz sevdiğimi söylemişmiydim Allah Allah.
Hemen ayakkabıyı denedim bana tam olmuştu kesin annem kendisine deneyip de almıştır, sonuç olarak aynı numara giyiyoruz.
Anneme teşekkür edip odama çıktım, üzerimi değiştirdim tam aşağıya iniyordum ki kapı çaldı.İnip baktım OMG benim en bestim gelmiş.Sonra "nabar la denişük" dedim.Annemde beni dürtüp "Ne diyosun kızım arkadaşına ileride lazım olur" dedi.Anneme bakıp "çok cahilsin keşke ölsen" bakışı attım.
"Aras gelsene içeri" dedim.Oda "İşimiz var Elisa" dedi ve evden çıktım.Bir de baktım ne göreyim Su'nun evinin önündeyiz "Gene mi be garip Aras'ım" dedim içimden.Aras'ın o kırmızı Mercedes-Benz'inden indik, Su'nun evine girdik.
Su kapıyı açtı "Siz mi geldiniz gelin gelin" dedi.Bende tabi en komikliğimle beraber "Yoo biz gelmedik, hala yoldayız" dedim.Su'da bana gözlerini devirip gitti.
Ben tam kapıyı kapatacakken kapının arasında bir ayakkabı gördüm, kapıyı açmamla Poyraz'ımın mavi gözleriyle gözlerimin buluşması bir oldu.Senin o maviş gözlerinde kaybolayım , senin o sarışın saçlarını yiyim, bu kadar tatlı olmak zorunda mısın sen?!Alın beni burdan geberiyom mu lan?Oha o atan kalp mi değil, olmamalı, çıktı çıkacak yerinden hissetmiyorum galiba tamam.
Poyraz gülerek içeri girdi"Ne kadar da atiğim ben ya ben"dedi.Bende" İşte sen ya sen Poyraz farkı"dedim.Durun Poyraz'ı göremiyorum popi tavan yaptı.Bunda popi tavan yapacak bişey yoktu ama işte yazarın mallığı.
Yazar:
Hiçte bile bence öyle (carpıldu).Su'da gelip Poyraz'ımın yanına oturdu.Kardeşim tamam aralarında bişey yok ama ya olursa benim en yakın arkadaşım benim sevdiğim adamla beraber, bunu düşünmek bile istemiyorum.
Aslına bakarsak biz bayağa iyi bir arkadaş grubuyduk.Sadece ben Poyraz'dan hoşlanıyordum, yani o çok tatlı, çok yakışıklı, sarışın, seksi şeyden.Off aşığım lan ben bu çocuğa aşık.Varya mesela ben Poyraz'ımla-ay tatlışım yaw- Su'da Aras ile olacaktı.Su'da benle Aras'ın sevgilisi yok diye" Elisa sana Aras'ı ayarlayalım" deyip duruyor.Tamam kardeşim Aras taş gibi -hatta Poyraz'dan bile taş-olabilir ama ben Poyraz'ı seviyorum Allah Allah.