Elmas on yedi yaşında babası ile yaşayan bir kızdır. İzmir'de güzel bir hayat yaşayan baba ve kızı, babası Sedat Bey'in iş dolayısı ile yeni bir başlangıç yaptıkları hayatı konu alır.
İkili Ankara'ya yerleşerek devam ederler. Fakat bu durumdan Elma...
2 hafta sonra Elmas, babası ile artık düzenlerini oturtmuşlardı bile. Yaz tatili bitmiş ve okulların açılmasına bir gün kalmıştı. Elmas son sınıfın nasıl olacağını düşünürken bir yandan da duş eşyalarını hazırlıyordu. Her şey tamamdı. "İşte bu kadar!" diyerek kapısını kilitleyip sıcak duşuna girdi. Haftanın tüm yorgunluğu kalkmıştı üstünden aniden. Bu sıcak duş çok iyi gelmişti ona. Duştan sonra vücuduna gül losyonu sürdü. Saçlarını kuruladı daha sonra tarayarak, ördü saçlarını. Pijamalarını giydi ve aşşağıya, mutfağa inerek bir bardak sıcak çikolata yaptı kendine. Yukarı, odasına çıkarak eline bir Ziya Osman Saba'dan şiir kitabı aldı ve sıcak yatağına girdi. Bir yandan sıcak çikolatasını yudumluyor, diğer yandan da şiir okuyordu. Çok severdi şiirleri Elmas. Annesi hep ona alıntılar verirdi, özellikle de Cemal Süreya'dan. Elmas hem okuyor, hem de dalıyordu uzaklara.
Bir yer düşünüyorum yemyeşil, Bilemem, neresinde yurdun, Bir ev günlük güneşlik, Çiçekler içinde memnun.
İşte bu sözler dökülüyordu Elmas'ın kafasında. Hep ümit içindeydi, hep bir mutluluk. Okumaya devam etti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bahçe kapısına varmadan daha, Baygın kokusu ıhlamurun, Gölgesinde bir sıra, der gibi: --oturun!
Rahatlamıştı Elmas. Uzun bir aradan sonra, içi huzurla dolmuştu. Biraz daha okuduktan sonra kitabı bıraktı ve uyumaya başladı. Yarın onu büyük sürprizler bekliyordu çünkü.
