2🌺

31 4 1
                                    

Şimdiki Zaman
Elmas, 17 yaşında uzun boylu, koyu kahve saçlı, kahverengi gözlü bir kızdı. Babası Sedat Bey ile, İzmir' de yaşıyorlardı. Elmas, annesini, 13 yaşında kaybetmişti. Bu yüzden İzmir' i çok seviyordu. Annesi ile yaşadığı anıların, hatıraların ve yaşanacakların yeriydi burası.
*
"Günaydın!" dedi babası tatlı bir sesle.
"Sanada!"
"Ee hadi bakalım kalk gidiyoruz."
"Nereye?"
"Sevdiğin bir yere. Eh epey bir zaman oldu ama yinede seversin diye düşünüyorum."
Elmas koşa koşa banyoya gitti elini, yüzünü yıkadı ve hazırlandı. Kahvaltıdan sonra gitmek için montunu, atkısını, beresini ve eldivenlerini giyerek aşşağıya, arabanın yanına indi. Babasını beklemeye başladı. Sedat Bey' de inince arabaya bindiler ve yola koyuldular. Babası çok mutlu görünüyordu. Ya da öyle gözükmeye çalışıyordu. Elmas aklından neresi olduğunu düşünürken gelmişlerdi bile. Babası ona eski günlerdeki gibi balık tutmaya getirmişti. Elmas heyecanlı heyacanlı bir olta kaptı ve ucuna yemi taktı. Çok eğleniyorlardı, zaman su gibi akmıştı. Akşama doğru babası "Haydi, gitme vakti!" diye seslendi. "Tamam, baba. Eşyalarımı alıp geliyorum." dedi Elmas. "Hazır mısın?" dedi babası tuhaf bir gülüş ile. "Bir yer daha mı?"
"Evet!". Anlaşılan babasının sürprizi bununla kalmamıştı, bir sürprizi daha vardı. Yaklaşık 6-7 dakikalık bir yol mesafesinden sonra gelmişlerdi. Bu seferde babası onu tuttukları balıkları pişirebilmek için bir yer hazırlatmıştı. Elmas arabadan indi ve etrafa bakındı. Aklına annesi, babası ve kendisinin yaptıkları piknik gelmişti. Koşarak babasının boynuna sarıldı ve "teşekkür ederim!" dedi. Babası gülümsedi. İşe koyulup masayı ve balığı hazırlamaya başladılar. Çok güzel bir akşamdı. Çok eğlenmişler ve fazlasıyla yorulmuşlardı. Yemekten sonra babası Elmas'la bir şey konuşmak için yanına geldi. Biraz ciddiydi.
"Elmas?"
"Efendim,babacığım?"
"Konuşalım mı?"
"Tabii ki."
Babası artık doğru zamanın geldiğini düşündü ve,
"Biliyorsun iş zamanlarım çok yoğun geçiyor ve benim sana daha iyi bakabilmem için yani daha mutlu olabilmemiz için her fırsatı değerlendirmem lazım. Bu yüzden de artık Ankara'ya yerleşmemiz lazım. Ne dersin?"
Elmas şaşırmış ve pekte bir şey anlamamıştı. Titrek bir sesle,
"Geçici süreliğine değil mi baba?"
"Üzgünüm hayatım bu geçici birkaç aylık bir şey değil. Hayatımızın geri kalan her gününü orada geçirmekten bahsediyorum. Yeni bir başlangıçtan."
Elmas çok sinirlenmişti ve öfkesini kontrol edemiyordu. Babası ne demişti? Ciddi olamazdı. Bu konuda Elmas'ın çok titiz olduğunu biliyordu.
Elmas,
"Sen neden bahsediyorsun baba? Bu şaka mı? Ben bu şehirde doğdum ve bu şehirde annemi kaybettim. Ya benim yaşadıklarım ve yaşayamadıklarım? Onlar ne olacak?"
"Elmas, şuan akıllıca düşünemiyorsun. Aynı şeyleri Ankara'da da yaşarsın. Bak annenden dolayı bu şehiri sevdiğini biliyorum fakat bizim geleceğimiz için o şehre gitmemiz şart. Üzgünüm kızım ama kabul ettim artık. Sende artık kabullenmeye başla."
"Peki ne zaman gidiyoruz?" dedi Elmas.
"1 hafta sonra varmış olmamız lazım."
"..."

Eve varmışlardı. Elmas babasıyla hiç yol boyunca konuşmamış, eve varıncada hemen odasına çıkmıştı. Sedat Bey biraz tedirgindi bu olaya. Bu ikisi içinde yeni bir başlangıç olacaktı. Elmas doğduğundan beri İzmir'den hiç kopmamıştı. Ara ara tatillere giderlerdi fakat bu başkaydı.
Bu yeni bir okul, yeni bir ev, yeni arkadaşlar demekti. Bir daha İzmir'in taze gevreğini nerede yiyebilecekti? Veya aynı tadı alabilecek miydi? Arkadaşları ne olacaktı? Buse, Sıla, Furkan, Semih ve Damla? Onlarsız ne yapacaktı bu koskaca şehirde. Annesinden sonra diğer sevdiklerinden de kopmak istememişti. Oraya gitmemek için her şeyi yapacaktı.
...

Başlangıç Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin