Son dersin zili çaldı. Alya'nın gülen yüzü bir anda soldu. Eve gidecekti ve kabus yine başlayacaktı. Hayallerin de düşlediği beyaz atlı prensi bir gün gelip onu kurtaracaktı, bundan çok emindi. Yine hayallere daldı solgun yüzü birazda olsa gülüyordu.
Eve gelmişti. İç çekti ve yavaş yavaş kapıya doğru ilerledi. Bugün üvey babası evde değildi. Annesi yine nefret dolu gözlerle kırık pencereden ona bakıyordu. Bir an ürktü. Derin derin nefes aldı ve kapıyı açtı. İpek Hanım hâlâ sert sert Alya'ya bakıyordu. Hızla odasına çıktı.
İpek Hanım,Alya'nın annesiydi. Alya'nın öz babasıyla lisede tanışmışlardı. Babası Doruk Bey okulun popüler çocuğuydu. İpek Hanım'la birbirlerine sırılsıklam aşık olmuşlardı. İpek Hanım mide bulantısıyla hastaneye gittiğinde, hamile olduğnu öğrenmişti. Doğum yaptığı gün Doruk Bey İpek Hanım'ı ve minik Alya'yı hastanede bırakıp gitmişti. Bidaha Doruk Bey'den haber alınamadı. İpek Hanım Doruk Bey'le tanışamsını hata olarak görüyordu ve ona olan nefreti gün geçtikçe artıyordu. Alya'nın ise bu hatanın bir parçası olduğnu düşünüyordu.
Doruk Bey onları terk ettikten sonra içine kapanmıştı,adeta bir gül gibi solmuştu. 18 yaşındaki İpek Hanım kendisinden tam 20 yaş büyük olan Erkan Bey'le evlenmişti. İpek Hanım'ı tuhaf karşılamayınız. Başka kim çocuklu bir bayanı isterdi ki? Erkan Bey'den iki çocuğu daha olmuştu. Sinan ve Sinem. Erkan Bey eve bir gelir bir gelmezdi. Evde olduğu zaman İpek Hanım'la kavgaları eksik olmazdı.
Alya annesinden hiç sevgi görmemişti. Sevgiye o kadar açtıki.Evde fazlalık gibi yaşıyordu. Yaşayan ölüden farksızdı.Kimse istenmediği ortamda bir dakika bile duramzken, o 15 senedir katlanıyordu. Annesinin yüzü daima asık, bir kez gülümsediği bile görülmemişti. Babası Doruk Bey'den ona kalan sadece sırtında ki kocaman doğum lekesiyi, aynısından Doruk Bey'de vardı. Babası hakkında başka hiç bir şey bilmiyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayakta Kal
Roman pour AdolescentsHerkes tarafından sevilen,herkese yardım eden, fakat kendine derman olamayan 17 yaşında ki Alya'nın öyküsü..