✘2✘

66 1 0
                                    

  ✘Medya Emre✘ 

"Güneş ben çıkıyorum." Mutfaktan yanaklarında, burnunda, anlında ve çenesinde un olan Güneşi görünce kahkahalarımı tutmaya çalıştım ama tabii ki her zamanki gibi başarısız oldum. Kahkahalarım evi doldururken Güneş sinirle yüzüme bakıyordu. Kahkahalarım dindiğinde Güneşin yüzünü bir daha görmem ile tekrardan kahkaha atmaya başladım. 

Kafama yediğim şaplak ile susmak zorunda kaldım. Ellerini beline yerleştirdi bende o sırada vurduğu yeri okşuyordum. "Ne gülüyorsun sen?" Dudaklarımı birbirine bastırıp yoldaki kahkahalarımı geri yolladım. 

"Aynaya bak görürsün." Aynana bakmaya giderken bende ayakkabılarımı giydim. 

"Sen yüzünü temizlerken bende çıkıyim." anahtarımı cebime attım ve beni dışarıda bekleyen Emre'nin yanına adımlarımı attım. 

Üstümde siyah kot salopet elbise vardı ve içimde uzun kollu boğazlı kazağım. Apartmandaki ağır kapıyı zor da olsa açmıştım. Ama dışarıda beni motor ile bekleyen bir adet Emre hayal etmiyordum. Ne biliyim araba ile gelir zannetmiştim. 

Ben oldum olası motordan korkardım. Daha önce kullanmadın mı? derseniz, kullandım ama sorun da bu ya zaten. Ben eskiden motor kazası geçirdim. Sevdiğim adam kullanıyordu motoru. Adı... Kerim. Evet bunu bebeğine hamile olduğum Emre'de biliyor ama ben hatırlamak istemediğim için bahsetmiyor. 

O gün lise 2 deydik. Onun ile 8. sınıf da tanışmıştık. 2-3 yıl çıktık. Yaz tatilinde yani biz lise 2 yi bitirdiğimizde her zamanki gibi motor ile tur atmak istedik. Öyle de yaptık. Dolaşırken içimde bir huzursuzluk vardı ama ona belli etmedim üzülmesin diye. Dolaştık ve eve dönme zamanı gelmişti. 

Evimin yolunda gidiyorduk. Gereğinden fazla hızlıydık ve bu beni endişelendirmişti. Bunu ona da söylemiştim bir süre susmuş ardından 'hızı seviyorum' diye yanıt vermişti. Bana 'kafamdaki kaskı al' dedi. İtiraz ettim tabii ki ama bana 'eğer kaskı almazsan daha da hızlanırım' demişti. Ben de yavaşlaması için kaskını almıştım. Ona ' hadi yavaşla kaskını aldım işte' dedim ama yavaşlamadı. Aksine her geçen saniye motor daha da hızlandı. Ona ne kadar yavaşlamasını söylesem de hiç cevap vermemişti ve motor hızlanmaya devam etmişti. Göz yaşlarım firar ediyor ardından hızdan dolayı yüzümden uçup gidiyordu. En son 'Seni seviyorum. Ne olur beni affet. Sakın benim için ağlama ve beni unutma' demişti.  O an anlamıştım bir şeylerin ters gittiğini. Motor hızlı olduğu için Kerim motorun hakimiyetini kaybetmişti ve bir arabaya çarp mıştık. En son hatırladığım hızlı çarptığımız için ikimizin ayrı yerlere savrulması bedenlerimiz asfalt ile buluştuğunda Keskinin kafasından gelen kırmızı sıvı... Benim kaskım olduğu için durumum ağır olsa da Keskin beyin kanaması geçirmişti. Hastane yolunda ambulansta ölmüş. Ben ise 1 ay komada kaldım. Ona kızgındım bu kadar hız yapıcak ne vardı ki. Polisler geldi anlattılar her şeyi. Meğersem motorun frenleri kopmuş. Keskin bunu anlamış ve kaskını bana vermişti. Korkmamam için de 'hızı seviyorum' demişti. Biliyordu ikimizden birinin öleceğini. Benim kaskım yoktu. O gün unutmuştum almayı. Kaskını bana vermişti ve benim hayatta kalmamı sağlamıştı. Kendimi sorumlu tuttum. Benim yüzümden de olmuştu zaten. Eğer ben kendi kaskımı alsaydım bunların hiç biri olmayacaktı. 

Gözlerim buğulanmıştı. Motorun korna sesi beni kendime getirmişti. "Gelicek misin? Doktor randevusu kaçıcak." Silkelenip kendime geldim. Mecburdum. Korkunun ecele bir faydası yoktu. Bir kere oldu diye hep olucak değil ya. Hem yavaş giderdi.

Bir ayağımı motorun diğer yerine attım ve motoru çalıştırmasını bekledim. "Sarılıcak mısın? Hem bak herkese nasip olmaz kaslarıma sarılman ona göre." Gözlerimi devirdim. Tamamen bebeğim için yani. Yoksa kaslarına sarılmak felan tövbe. 

BEBEĞİMİN ANNESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin