Okula varmıştım. Bugün okulun ikinci günüydü ve dağa kimseyle iyi bir şekilde arkadaşlık kuramamıştım.sınıfa girdiğimde, herkesin gözlerinin benim üstümde olduğunu fark etmiştim. Burda herkes birbirini tanıyordu sanırım. En arka sıranın bi önündeki sıraya usulca gidip oturdum. O sırada, ön sıralarda oturan bir çocuk sırasından kalkıp yanıma doğru geldiğini fark ettim. Amacı neydi bu şapşalın. Biraz yakışıklı olabilirdi. Yani biraz değil baya yakışıklıydı. Yanıma gelip."naber güzelim." Dedi. Ben onun nerden güzeliydim. " Ben senin nerden güzelin oluyorum, laflarına dikkat et" diye öfkeli bir şekilde karşılık verdim." Bakıyorum da çok asiyiz ama olmuyo böyle, biz seninle arkadaş sayılırız. Güzelim."dedi ve ardından bi kahkaha atarak. Anlamadım bunda komik veya gülünecek bir şey var mıydı. "Bence bana bulaşmasan iyi olur, yoksa sonun kötü olur!" "Naparsın, yoksa dövermisin. Çok korktum." Dediği sırada öğretmen sınıfa girdi. İsmini bilmediğim ukalada yerine geçti. O ders sınıfımızın düzen içinde olması için ilk okuldaki gibi yerimiz belli olucaktı ve aynı zamanda kiminle oturduğumuz. Herkes tahtaya cıktığında öğretmen "elif sen şu en son sıraya otur" dedi. Hayır anlamıyorum neden ben arkaya oturuyorum ki. "Yanıma kim gelicek hocam" dedim. Hoca " Emre, elif'in yanına" demesiyle arkamı dönüp Emre'nin kim olduğuna baktım. O ukala çocuk, sırıtarak yanıma geliyordu. Emre o olamazdı. Herhalde."naber güzelim" deyip yanıma oturdu. İnanmıyorum bu ukalayla tüm seneyi birlikte geçiremezdim. "Yinemi sen ya ben senden ne zaman kurtulucam." Dedim. "Ah güzel yapma böyle, ben okadar kötü biri değilim" evet sen kötü degilsin, kendini beğenmiş bi ukalasın. Aslında o kadar kötü değildi. Esmer, ela gözlü,saçlarıda aşırı havalı bir çocuktu. Altında siyah bir Jean üstünde ince bir tişört ve deri ceket. Her kızın istediği tür bir çocuktu ama fazla havalıydı.