Sonsuz Karanlık

23 3 2
                                    

Bulutlar uçuyordu ama ben uçamıyordum.Ağaçlar kendi gölgelerinde serinliyor ama ben yapamıyordum.Gidip söylemek istiyordum ama söyleyemiyordum.Gerçi gerek yoktu.Her şeyi biliyordu.Ama kendim gidip söylediğimde bunun çocuk sevigisi olmadığını bilecekti.O zaman ben de uçacaktım.O zaman ben de ferahlayacaktım.Ama bir yolu olmalıydı.Benle dalga geçmemesini sağlayacak bir yol.O benim olacaktı.Sonsuza kadar sarılacaktım ona.

Perdeleri açtım.İçeriye hava girmeliydi.Havayla buluşan tozlar uçtu.Ben uçacak yolu arıyordum oysa.Belki de mektup yazmalıydım.Evet,bir aşk mektubu.Çünkü ölecektim eğer yazmasaydım.Keşke ölseydim.Keşke.Ölseydim de sonsuz bir ayrılığın bedeline katlanmamış olsaydım.Elime kalem aldım.Kağıdı çıkardım.Kağıt sararmıştı.Mürekkebe batırdım kalemi ve yazmaya başladım.''Alex,seni seviyorum.'',''Merhaba Alex'',''Baş belasından bir mektup..'',''Saygıdeğer Alex,..''...Hayır bunlar olmazdı.Çok resmi,çok çocuksu,çok açıktı bunlar.Ağlamaya başladım.Sonra topladım kendimi.Omzumu dikleştirdim.Yapabilirdim bunu.Elim titriyordu ama artık yüreğimin titremesini istemiyordum:

Sevigli Alex,

Yine ben.Çocukluktan beri oyun oynadığımız ama hep beni hileyle yere düşürdüğün,sana bakan ama karşılık alamayan kişi.Yüreğim titriyor.Ama artık titremeyecek.Eğer bu mektuba da karşılık vermezsen gece kimse duymadan bavulumu alıp annemi aramaya çıkacağım ve bir daha hiç dönmeyeceğim.

Yıllardır sana açılamıyordum.Açıklayamıyordum içimdeki büyüyü.Ah,şu kara büyü.Senden nefret ediyorum aslında.Nefretim bile tutkuyla bağlı sana.Annemin biz çocukken beni itip dizlerimi kanattığın zamanlarda bile sana hiç bağırmayıp saçlarını okşadığını bilirsin.Sırf senin annen yok diye..Neyse özür dilerim.Benden nedensiz bir şekilde nefret etsen de annemi her zaman çok sevdiğini ve o göreve giderken çıkmaz sokağın birinde seni ağlarken yakaladığımı biliyorum.Düşün.Annemi benim de ne kadar sevdiğimi ama aynı zamanda ne kadar nefret ettiğimi.Annemi nasıl seviyorsam seni de öyle seviyorum hem de derinden ,bıçakla oymuşsun gibi.Annem ölürse ben de ölürüm.Sen ölürsen ben de ölürüm.Olmayan anneme ihtiyaç duyduğumda aslında sana ihtiyaç duyduğumu anımsıyo-.

Hayır,buruştrup attım kağıdı.İnanmayacak,dalga geçecekti yine.Ve ben o zaman kendimi öldürecektim.Bavulumu hazırladım.Mektubu versem de vermesem de gidecektim nasıl olsa.Ondan alamadığım sevgiyi annemde bulmaya çalışacaktım.Hazırladım bavulumu ve yatağın altına sıkıştırdım.Gece gidecektim.

Dışardan çığlık,Bağrışma dolu coşku sesleri geldi.''Maği,Maği bu ne süğpriz,Tanğrım '' diye bir ses duydum.Ah evet annem!Gitmeyecektim artık.Aşktan da ölmeyecektim,öldürmeyecektim kendimi.Dışarı çıktım,bütün kasaba dolmuştu etrafa.Herkes sarılıyordu anneme.Ve onu gördüm.Anneme bakıyordu sanki onun annesi gibi.Ama annem ilk beni gördü.Bana gülümseyerek,tıpkı    bir melek gibi baktı.Sonra hayatımın ilk darbesini yaşayacaktım.Hayatımın en mutlu ve en mutsuz anı aynı dakikadaydı. ''Anne!''nin A'sını deyince bir adam geldi.Ah o kahrolası,pislik,hayatımı mahveden şeytan.Annem bana bakarken onu bıçakladı.''Hayır!''diye haykırdım.Sonra sesim çıkmadı.Anneme koştum.Sarıldım ona.Ben hemşireydim değil mi?Elbisemi yırttım bıçaklanan yerine bastırdım.Sonra su istedim ağlayarak ''Su'' dedim. Hıçkırıyor,çığlık atıyordum,küfürler savuruyordum,isyan ediyordum.Su döktüm yarasına ve yavaş yavaş bıçağı çıkardım.Annem gözlerini açtı.Ama öyle bir açtı ki  sanki onu ben öldürmüşüm gibi.Sonra başını çamurlu yola gömdü.''HAYIR!!''...

Bıçağı aldım,kolumu kesmeye başladım.Sonra boğazımı kesmeye başlıyordum ki annemin en yakın arkadaşı,can dostu Drisa kafamı göğsüne koydu ve haykırmaya başladı..Sonra o geldi ve kafamı Drisa'dan alıp kendi göğsüne bastırdı.Ellerimi tuttu.Gözyaşları yanaklarıma geliyordu,benimki ise yere dökülüyordu.Gözlerim kapandı ben istemeden.Ağlamaya devam ederek.

Gözlerimi açtığımda evde yatağımda duruyordum.Babam annemin elbiselerini gözyaşlarıyla öpüyor,sonra sinirlenerek yırtıyordu.Bunu fark eder etmez babamın üstüne yürüdüm ve ''Ne yapıyorsun,seni hain!''dedim.Kafasını vurmaya başladı dolaba ve ben de ağlamaya başladım.O da vardı evde.Elindeki mektuba sonra da bana bakıyordu.Ben de bağırdım,cinnet geçiriyordum,''İstediğini elde ettin mi şimdi?Söylesene.Seni düzenbaz,bencil yetim bebesi!Beni de yetim yaptın şimdi gördün mü?Senden nefret ediyorum.Nefret.''...Sonra ona vurmaya başladım.Ne kadar güçsüzdüm,ne kadar çaresiz ve zavallı.Tırnaklarımla yüzümü tırmalamaya başladım.Haykırdım.Kendimi yere attım ve bağırarak ağlamaya başladım.Sonra o da ağlamaya başladı.Ayağa kalktım kolunu tutup ''Çık bu evden!'' dedim ve kapıyı kapattım.''Gitmeyeceğim,seni seviyorum.''dedi ve ağlamaya,kapıyı tekmelemeye başladı.Babam hala kafasını vuruyordu duvara.Ama daha güçlü ağlıyordu.Sonra ben de kapıyı tekmelemeye başladım.Kapıyı kırdı.Sonra ona elimdeki cam parçacıklarını vurmaya başladım ama beni sımsıkı tuttu.Canımı acıttı.Sarıldı bana.Tıpkı annem gibi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 25, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Boyutsuz KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin