ne kadar olduğunu bile bilmediğim ama bana bir asır gibi gelen bir süre sonra ev temizlenmişti ondan sonraki gün kontratı imzalamıştık ardından annemle ev hakkında uzun bir konuşma yapmış ve benim en değerlim annemin totomu mıncıklayarak 100lerce defa ihtiyacım olduğunda kullanmam konusunda tembihlediği kredi kartımı kullanmama odama eşya almama izin verdi. bunun üzerine hiç tanımadığım şehirde insanlara sora sora bir kaç dükkana girmiştik fazla bir şey alacağımız yoktu zaten ev eşyalıydı bizimde kişisel eşyalarımız yakında gelecekti bu yüzden odama lazım olan küçük ve önemli eşyaları alacaktım en son sakallı bir amcanın tarif ettiği 2. el eşyaları bulabileceğimizi söylediği dükkanı yolun karşısında görünce hemen yolla atlayan gizemin arkasından koştum az kalsın araba çarpıyordu dükkanda işimize yarayacak şeylerin olduğuna yarım saat boyunca her yeri gezdikten sonra karar verip almak istediklerimizle ilgili fiyat pazarlığı yaptık kendimi çarşıya giden annem gibi hissediyordum ama yinede kalan paranın bana kalacağını bildiğim için sorun yoktu
bir gün içinde her şey hal olmuştu eşyalar yerleşmiş ev düzenlenmişti ve ben mutfak masasının üzerindeki dondurmayı sömürmekle meşkuldüm Gizem bakkaldan aldığı atıştırmalıkları abur cubur rafına diziyordu ( bu rafı tabiki de kendisi uydurmuştu ) telefonumun çalmasıyla masanın diğer ucundaki J7'me bakmaya başladım ama ayağa kalkacak halim olmadığı için kollarımı uzatarak büyük bir çapa sarf edip elime aldım
'' kız niye açmıyorsun telefonu ''
'' uzaktaydı telefon ''
'' ne yapıyorsunuz ''
'' iyidir anne dondurma yiyorum gizemde yanımda ''
'' taşındınız değil mi eşyaları aldınız mı kız siz şimdi pis pis evde oturuyorsunuzdur elektrik su falan var mı '' ağzımı açtım ama ne diyeceğimi bilemeden kapattım şimdi ben bunların hangisine cevap vereceğim ki
'' anne evi temizledik , eşyaları aldık bugün de yerleştirdik elektrik su sahiden ya onlar var mı ki '' bakmayı unutmuştum gizeme böğürmeye başladım '' gizem elektrik var mı '' kafasını hayır anlamında sallamasıyla hatta geri döndüm'' anne yok elektrik ''
'' olmaz tabi ev sahibiyle konuş ardından git çantanı hazırla erkenden yat ''
'' anne iyimisin ne çantası ''
'' yarın okulun varya ''
'' anne ben bu hafta okula gitmeyeceğim unuttun mu ''
'' sen öyle san müdürle konuştum yarın başlasınlar dedi ''
_=_=_=_=_=_=_=_=_=_
'' uyan '' bir darbe
'' uyansana ''bir darbe daha
'' lan uyan diyorum sana '' karnıma inen bir darbe ile kendimi yerde buldum
'' ne oluyor ''
''Sabah oldu beyinsiz geç kalacağız kalk ''
'' tamam 10 dakika bekle ''
'' GEEEEEEEÇ KAAAAALDIIIIIIIK '' yüzümü buruşturdum AQ Gizem
'' tamam ya tamam '' yüzümü buruşturdum böyle uyanmak neydi ya zaten ağzımın tadı iğrençti yataktan kalktım ve yüzümü buruşturdum sabah sabah kim sıçtı bu ağzıma kendimi banyoya attım ve rutinleri yapıp çıktım aynanın karşısına geçtim siyah kot pantolonumu üstüne beyaz kapşonlumu ve kareli gömleğimi geçirdim ve saçlarımı taramaya başladım saçlarımın yarısı mavi ve diğer yarısı siyahtı bu yüzden saçımı ikiye ayırdım ve bere koleksiyonumdan gri bir bereyi taktım( temsili arkadaşlar kızın saçı anlatığım gibi değil ama giysiler aynı :) )
ardından odadan çıktım ve mutfağa girdim Gizem elindeki somun ekmeğin yarısına nutella sürüyordu diğer yarısını bana verdi
'' hadi hazırsan çıkalım daha bir okul var '' gizem ağzındaki ekmeği yutup beni onayladı ve beraber evden çıktık 5 dakikalık bir yol vardı okula yolda ilerlerken etrafa bakınıyordum okulun ileri ki sokağında bir bakkal vardı onun hemen yanında bir halk lokantası vardı diğer taraflar hep evlerdi sokağa bakındım bizim dışımızda kimse yoktu harika ilk günden geç kalmıştık gizemi kolumla dürtüm ve hızlanarak okula ge- yuh anasını satayım bu okulsa bizim bu güne kadar geldiklerimiz neydi hayran hayran okula bakmayı kestim sakın ol duru burası sadece bir okul ne olabilir ki dış görünüşe aldanma okular pis pis okular kötü kötü gizemin okula girmesiyle onu takip ettim okulun içi de dışı gibiydi girişin hemen önünde tabelalar ile yolu tarif ediyordu müdürenin odası 3. kat yazısını görünce içim sızladı nohlet olsun
'' hadi kanki bacaklarına kuvvet '' dedi merdivenlerden koşarken ve arkasına dönüp ekledi
'' son gelen çürük yumurta '' arkadaşımın çocukluğuna güldüm ve bende peşinden merdivenlere tırmanmaya başladım ben son basamaktayken gizem çoktan kapının önündeydi ve benim kütük arkadaşım yine kapıyı çalmadan içeri daldı odada ilk gözüme çarpan masada oturan kırklarında bir kadındı ve onun önündeki koltukta oturan kız
'' Yinemi sen ! '' '' Yinemisiz ! ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Moronlar Ordusu
Humorkardeş gibi büyümüş birbirinden başka kimseye güvenmeyen ve buzdan duvarlarının içine almayan iki spastik özürlünün sesiz soğuk ve gizemli bir kızın hikayesi kısacası bir canavar meselesi *Bol miktarda argo ve küfür içerir rahatsız olanları...