1. BÖLÜM

51 3 0
                                    

Merhaba umarım hikayemi beğenirsiniz okuduğunuzu gösterin lütfen yorumlarınızı esirgemeyin Teşekkürler. İyi okumalar.  :)

Kapı açılıp kapandığında sıcak bir nefes gibi, hava içeriye üflüyordu.

Ulaç içeri girdiğinde duvar yanındaki iki kişilik masada oturuyordum.

"Denkleştirebildin mi.?" Karşımdaki sandalyeye oturdu.
Yüzü asıktı, iyi bir haber beklemiyordum.

"Kaan'dan borç aldım. "Elleri saçlarına gitti.
Bıkkın bir nefes verdi.

"Nasıl ödeyeceğiz kapatalım gitsin artık burayı." Dedim sinirle.

"Saçmalama." Dedi ve hızla yerinden kalktı. Sırtı bana dönüktü bir eli alnında diğeri ise belindeydi.

"Burası için ne kadar uğraştığımızı hatırlamıyor musun Tutkun.?" Sesi gerçekten hayal kırıklıkları ile doluydu. Burayı açarken daha çok umutları vardı. Ama şimdi hiçbirine sahip çıkacak paramız kalmamıştı, umutlarımızda.

"Böyle giderse oturduğumuz yeride kaybedeceğiz." Yanıma geldi. Dizlerini yere koydu. Ellerimi avuçlarının arasına aldı. Daha sonra dudağına götürüp bir öpücük kondurdu.

"Herşeyi halledeceğim merak etme bebeğim." Ellerimi hızla onun elleri arasından çektim.

"Nasıl halledeksin yapamazsan Kaan'ın evine mi taşınacağız. Birilerine bel bağlıyacağımıza kapatalım gitsin uğraşmak istemiyorum artık." Dedim.
Başını bana doğru kaldırıp;

"Ne saçmalıyorsun Tutkun tabiki de öyle birşey olmayacak sadece biraz zaman gerekiyor anlıyor musun.?"

"Anlamıyorum tamam mı?  Nasıl seni beni anlamıyorsan bende seni anlamıyorum. Dayanamıyorum görmüyor musun.?" Dediğimde bir hışımla ayağa kalktı ve.

"Burası kapanmayacak ve sen dayanmak zorundasın." Deyip çekip gitti.

Ulaç'ı 15 yaşımdan beri tanıyordum. Lise de ilk gün aynı sırayı paylaşmıştık. O günden sonra bir daha hiç ayrılmadık. Ona olan derin hislerim o günden bu yana damla damla azalmıştı. Beraber bir evde yaşıyorduk. Son 3 yılımda her sabah ilk onun sesini duydum, ilk onu gördüm. Bir ilişkiye başladığımda 19 yaşımdaydım, şimdi ise 23.

Ve aramızda ki şey aşktan sevgiye dönmüştü. Beraberken huzurluyduk ve tanıyorduk birbirimizi belki de bu ilişkinin devam etmesini geçmişimiz sağlıyordu. Ben sanırım geçmişi önüme katıp ilerleyecek bir insan değildim, aramızda kalbimi birazcıkta olsun hızla çarptıracak bir şey kalmamıştı.
Bu cafeyi 2 yıl önce açtık.  O zamanlar heyecandan ölüp bitiyordum, şimdi ise adım atmak istemiyordum bu yere.

Ulaç gerçekten burası için çok çaba sarfetmişti ve burası onun hayaliydi. Belki de içinde ben olsam yada olmasam bir şey fark etmiyordu. Küçük ama şirin gözüküyordu gözüme ama şimdi nefes alacak yerim dahil yoktu burada.

Ben kendi kendime düşüncelerr dalmışken; kapı açıldı.  Hemen kafamı kaldırıp gözlerimi kapıya diktiğimde, etrafı inceleyen bir adamla karşılaştım.
Sonunda gözleri gözlerimi bulduğunda yüzünü inceledim tedirgin gibiydi.

Ayağa kalkıp yanına doğru yürümeye başladım,  o sırada o da yanında bulunan bir masaya yaklaştı. Kapı tekrar açıldığında yaşlı bir adam içeriye girdi.
Yaşlı adam elindeki bastonu yere hızla vurdu.

"Ne işin var senin burada.?" Dediğinde kime dediğini anlamamıştım. Biraz önce içeriye giren genç adam arkasını dönüp yaşlı adama baktı.

"Kaçtım sanmıştım." Dedi gülerek ve bir o kadar ukâla çıkan sesiyle.

"Ne işin var burada? Akıllanmadın sen, ne demiştim zaman bitiyor sen hâla o sokak benim bu sokak senin geziyorsun işe yaramaz dümbük." Yaşlı adam bastonu kaldırıp genç adama vuracak iken genç adam hızlı bir hamleyle kurtuldu ve yanımda bitti. Olayları daha tam algılayabilmiş değildim.

"Kim demiş işe yaramaz diye, ben buraya gelinini görmeye geldim dedeciğim, tanıştırayım."
Deyip elini belime koydu ve bana gülen yüzüyle bakmaya başladı.

"Gelin mi? Ne gelini?" Diye çıkıştığımda belime koyduğu eliyle beni cimcikledi. Şaşkınlıkla ona baktım, kulağıma eğilip şöyle dedi.

"Lütfen yardım et ve sus." Geri çekildiğinde dedesinin surat ifadesi çok komikti.
Sanırım yaşlı adam işe yaramaz dediği torunundan ilk defa böyle bir hamla görmüştü.

"Doğru mu diyor kızım.?" Diye bana sorduğunda önce genç adama baktım, sonra dedesine geri döndüm.

"Evet efendim." Dedim.
Elini kaldırıp bana gel işareti yaptı. Yanımdaki adama dönüp baktığımda belimdeki eliyle beni ittirdi. Yaşlı adamın tam önünde duruyordum.

"Maşallah pek güzelmişsin." Deyip arkamda duran genç adama döndü.

"Durdun durdun turnayı gözünden vurdun, aferin dümbük." Diyerek güldü. Aslında sevimli bir dedeydi.
Genç adam gelip dedesinin koluna girdi.

"Dedeciğim onun yapacak işleri var meşgul etmeyelim." Bana döndü.
"Değil mi hayatım.?" Kafa salladım, gülümseyerek.

"Haklısın hadi gidelim düş önüme." Genç adam dedesinin kolundan çıktı.

"Sen önden git dedeciğim benim bir şey söylemem gerek ona."

"De işte şimdi. "

"Özel dedeciğim özel." Dediğinde dedesi dışarı çıktı.

"Huysuz ihtiyar, nasıl buldu beni?" Kendi kendine konuşuyordu,  bana dönüp; 
"Bu arada sağol yardımcı oldun." Dedi ve cebinden telefonunu çıkarttı.
"Önemli değil." Dedim fısıltıyla.

Telefonu kulağına götürdü ve konuşmaya başladı.
"Recep oğlum ihtiyar buldu beni gelemiyorum ben takılın bensiz bu gece." Karşıyı dinledi daha sonra "Tamam." Deyip telefonu kapattı. Kafasını çevirip dışarıya baktı, dedesinin burayı izlediğini görünce yanıma geldi. Kollarını belime doladığında çok şaşırmıştım.

"Sarılsana." Dedi fısıltıyla kollarımı kaldırıp sırtına koydum biraz daha aramızdaki mesafe kapanınca kokusu burnuma doldu.
Gerçekten hoş bir kokusu vardı. Tarif edilemezdi. Ayrıldığımızda gülümsemedi ve arkasını dönüp kapıya ilerledi. Kapıdan çıkmadan
"İyi günler dümbük bey." Dedim gülerek.
Arkasını dönüp bakmamıştı, ama elini bay bay yapar gibi salladı.

O da gittiğinde  tek başıma kaldım,  telefonumu alıp dükkanın önüne çıktım.
Kapısını kilitledim ve yürümeye başladım. Öylesine yürüyordum.
Bugün oldukça yorulmuştum ruhsal anlamda.
Ulaçla yoruluyordum onun yanında herşeyi unuturdum önceleri ama şimdi unutamadığım her şeyi zorla ona da hatırlatıyordum. Bu aramızı açıyordu git gide ve biz sürekliliği olan bir döngünün içinde kalmıştık.
Sürekli ama tükenen, tüketen.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 09, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TAMU +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin