Bölüm 4

2.4K 253 48
                                    


Bir hafta geçmişti üzerinden.
Kai gülümsedi o günü hatırlayarak. Bütün gün parkta sallanmışlardı.
Yirmi yaşındaki kız, tıpkı bir çocuk gibi davranıyordu. Sürekli kızgındı. Bir o kadarda eğlenceli. Ve bazende olgun konuşuyordu. Ya da hisleri olgundu belkide. Sevgilisi yoktu. Ama bir aşk yaşıyor gibiydi.

"Kai. Artık yeter. Kim olduğunu söyle. " diyerek Kai'nin omzuna dokundu Baekhyun. Kucağındaki bo jo'yu Kai'ye verdi.

"Kızıl. Kızıl saçlı bir yabancı işte."

Kai, bo jo'yu sevmeye başladı.

"Bu arada abi. Seninki ne zaman doğacak yaa?" dedi bir an önce başka bir bebek ister gibi.

Baekhyun gülümsedi ve mutlulukla gerildi.

"Daha yedi ayımız var kızımla buluşmama."

***
Selin ise bir haftadır düşünceliydi. Babasının amacını anlamıştı. Peki esmer? Bunu biliyor muydu? Sanmıyordu. Bilse asla istemezdi.
Peki babası neden böyle davranıyordu? Kızının daha da mı kahrolmasını, sinirli olmasını, ve diğer insanlar tarafından sevilmemesini istiyordu?

Selin babasından Kai'nin numarasını istemişti. Babası ise planının işe yaradığını düşünerek mutlu bir şekilde vermişti.

***
Kai'nin telefonu çaldığında uzandığı yerden kalktı. Arayan kızılın babasıydı.

"Alo?"

"Kai?"

Ama bu ses ona ait değildi.
Kai'nin içinde kızılın sesini duymanın mutluluğu yayılırken

"Kızıl? Neden aradın?" dedi.

"Biraz buluşsak olur mu? Seninle konuşmam gerekiyor."

Kai çok fazla merak ediyordu. Ne konuşacaklardı ki?
Acaba ona yakışıklılığı konusunda haksızlık yaptığı için özür mü dileyecekti?

"Tamam. Olur."

"O zaman geçen haftaki parkta görüşürüz. Bir saat sonra "

Kızıl telefonu kapattığı an Kai koşarak üzerini değiştirmişti.

Siyah bir kazak ve siyah bir kot pantolon giydi . Bolcana parfüm sıktı ve birden durdu.
Neden bu kadar özeniyordu ki?

****
Kai parka gittiğinde kızıl çoktan oradaydı. Üzerinde yine kendisine çok fazla büyük gelen kazağın biraz farklı modeli vardı. Ayrıca maviydi bu haftaki. Altına da siyah bir pantolon giymişti. Komikti yine kızıl.

Kai'yi görünce birden gülümsedi.

"Ooo arap bey. Geç kalmak hobiniz midir?"

Kai saatine baktı. Hayır. Tam zamanında gelmişti bu sefer.

"Tam zamanında geldim." dedi kızın yanındaki salıncağa otururken.

"Ahh esmer! Bilmez misin sen? Buluşmalara yarım saat erken gidilir."

Kai'nin gözleri açıldı. Belki ağzıda açık kalmıştı.

"Hahaha" kızılın kendisine bakarak gülmesiyle kendine geldi.

"Buluşma ?" diye sordu Kai. Kendisinin bilmediği bir ara çıkmaya mı başlamışlardı?

"Off arap off. Senden olmayacak bir şey. Sadece şunu diyorum ki buluşma. İş buluşması,arkadaş buluşması...Daha örnek vereyim mi? Korkma sevgili falan değiliz."

Kız gülerken Kai kendisini toparladı.

"Neyse. Ne söyleyecektin?"

Selin durgunlaştı.

"Diyeceğim o ki..."

"Se Lee? Hey! Dur!"

Min baek'in sesiyle kendisine koşan arkadaşına baktı. Kai'de ona bakıyordu. Neden tuhaftılar bu kadar?

"Ahh... " Min baek nefes nefeseydi.

"Ne oldu min? Niye bana bağırıyorsun?"

Min baek nefesini düzenleyip konuştu.

"Kızım sen beni sattın mı? Artık bu esmerle mi sallanacaksın?"

Selin göz devirirken,Kai şaşkındı.

"Sus min. Sus!"

Selin min'i susturup Kai'ye döndü.

"Sanırım sana haksızlık etmişim esmer. Hiçte dediğim gibi değilmişsin. Aslında o günde öyle demek istememiştim. Ama birilerine sataşasım vardı. Neyse ki şanslı kişi sendinde yine karakoldan çıkarmadı babam beni.
Babamın sponsorluğunu kabul ettin. Devam et. Sana destek çıkacaktır elbet. Ama bundan sonra benimle takılmanı isterse mutlaka reddet onu. İşin falan olduğunu söyle."

Kai kızılın neden böyle dediğini anlayamıyordu.

"İyi de neden? Anlayamıyorum. İyi vakit geçirdiğimizi düşünmüştüm."

Kai'nin sözlerine Selin güldü ve oturduğu yerden ayağa kalktı.

"Parayla tutulmuş arkadaş istemiyorum."

3)ESMERİN KIZILI (KAİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin