Bol gri kazağımın kenarıyla oynamaya başladım. Gergince Louis'nin skypetan aramasını bekliyordum.
İki haftadır konuşuyor olmamıza rağmen onu çok uzun zamandır tanıyormuş gibi hissediyordum. Bence Lou şakaları ve kaba söylemlerinin altında gayet iyi bir çocuk. Instagram postlarımın hepsini beğenip, tatlı yorumlar yapması hoşuma gidiyor.
Ve bana onun prensesi olduğumdan falan bahsediyor. Ona defalarca erkek olduğumu söylememe rağmen bana erkek olmak için fazla güzel olduğumdan bahsetti.
Bilgisayarın ekranında gördüğüm çağrıyla birlikte hızlıca saçımı karıştırdım.
Onu ekranın diğer tarafında gördüğümde kalbim deli gibi atmaya başladı. Yüzünde bir gülümseme var, bembeyaz dişlerini sergiliyor. Saçları yana doğru atılmış ama dağınık bir şekilde duruyor.
Söylediği ilk şey ''Selam.'' oluyor.
Sesi beni şaşırtacak derecede tatlı ve derin.
Sessizce ''Merhaba.'' dedim. Hala sapıkça bir şey yapıp yapmayacağından emin değildim.
Gülümsemesine devam ederken, sandalyesinde yayıldı. ''Çok tatlı görünüyorsun.''
''Kapa çeneni. Biliyorum.'' dedim gülümserken.
''Yavaş yavaş gevşiyorsun.'' Sesi gittikçe derinleşiyordu. ''Babacığın için bunu yapmalısın.''
''Siktir git.'' diyerek söylendim. ''Babacığım falan değilsin.''
Yüzündeki sapık sırıtışla ''Henüz değilim.'' dedi.
Kendime sorarcasına ''Neden sesninle bunu yapmayı kabul ettim ki?'' dedim.
''Çünkü beni seviyorsun.''
''Rüyanda görürsün, sik surat.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
leave me alone // larry texting
FanfictionLouis Harry'ye rahatsız edici mesajlar atmaya başlıyor.