Güçlenmeye fazla alışma,Geleceği bilmiyorsun

27 4 0
                                    

Tam evden çıkıcaktıki sabah 05 de şans eseri bi güc onu benim odama çekti. Bir anda benim odama girdi ve benim uyumadığımı görünce 30 sn bakıştık. Ben ilk defa babamı bu kadar yakından görmüştüm  off kalbim çıkıcak gibi oldu.

Onun boynuna sarılıp bırakmadan uyuyamadığım senelerim için senelerdir onun boynunda uyumayı çok istedim.

Fakat biz sıkıntılar içindeyken o bizi unutmuştu. Sanki bizden birisi değil gibi davranmıştı,ailesini her zaman geri plana atmıştı. Hepsini geçtim beni bu halimle yanlız bıraktı.

"Niye uyumuyosun?" diye sordu. Anında düşüncelerimin içinden çıkarak ağlamaya basladım,konuşamamıştım. Canım acıyodu "şimdi gitmem gerekiyo gelince konuşuruz." diyip gitti yine ne işi varsa ona koşup beni geri plana atıp gitti,benim elimden yaşlı gözlerimle ağlayarak onun arkasından bakabildim anca.

O kadar güclüyken ne ara bu kadar zayıfladım ben. Saatler geçti ,günler geçti, zaman geçtikçe bir umuttur onu bekledim . Babamı bekledim .

Gelmedi..

Belki unutmuştu. Bence kesin unutmuştu. Ne zaman bizi düşünmüştü ki?

Kırılan bir kanadı tuz buz etmişlerdi. Anlamıyorum insanların hamurundamı meleklerin canını yakmak vardı..

Hayallerimi değiştiriyo gibiydim sanki..
Zamanı gelince bu hayallerimi açıklicam.

Annem benim yanıma kahvaltı getirdi tepsiyle . Bu sefer onu kendi dertlerim yüzünden kırmamak için o kahvaltıdan yedim. Annemin yüzü güldü bi anda çok mutlu olmuştu. Benim iyi olduğumu sanıp senelerdir olan derdimi sormaya çalıştı. Aniden başımdan geçen olaylar gözümde canlanınca kahvaltının başından kalkıp o odada annemi yanlız bırakıp ,koşarak gittim kapının arkasına oturup, bacaklarımı içime çekip ,kafamı eğip ağlamaya başladım. Hıçkıra hıçkıra nefesim kesilene kadar ..

Bir kaç saat sonra kendimi toplamaya çalışırken kendimce düşündüm
-annemin benden başka kimsesi yoktu ki. Bende onu kocası gibi yanlız bırakırsam hata yapmış olmazmıydım.

Ezilmiş dut gibiydim .. Kendime yol yordam bulamıyordum .

Ne kadar hatırlayarak acı çeksemde anneciğimle herşeyi konuşucam. Sonucu nolursa olsun . Aradan 3-5 sene geçmiş olsada bunu ondan nereye kadar saklayabilirdim ki. Böyle giderek kendime nasıl çare bulabilirdim ki..

Kendimi toparladım elimi yüzümü yıkayıp aynada kendime baktım ve "SONUCU NE OLURSA OLSUN" diyip lavabodan çıktım.

Gözlerim annemi aradı ama bir türlü bulamadım onu evde.
Korktum, endişelendim.
Kapının açılma sesiyle kapıya koştum. Gelen annemdi. Derin bir nefes alıp bir kağıda "şimdi herşeyi konuşabiliriz anneciğim." yazıp eline tutuşturdum.

Annem ufak bir tebessüm edip, "seni hiç bir şey için zorlamicam, annelik iç güdüm senelerdir bana rahat nefes aldırmadi. Sanki bir şeyleri hissettim. Biricik kızım babanla evlendikten sonra çok sıkıntılar çektim ama dönüp sana bir kere bile ne babanı kötüledim ne olayları sana hissettirdim. Sen benim canımdan değerlisin. Unutma ki, senin ne iyi ne kötü her durumunda, her zamanında son nefesime kadar yanındayım." sözlerini dolu gözlerle bitirdi.

Ona gidip sımsıkı sarıldım. İçimde bir ferahlama,huzur olmuştu. Senelerdir bu ilacı kullanmamıştım.
Eve geçtik, elime kağıt kalemi alıp ağlayarak yazmaya başladım. Başıma gelen olayları kalbimden, satırları döktüm. O şerefsizin benim güçsüzlüğümden nasıl yararlandığını, kalbime nasıl kızgın demirler soktuğunu , beni nasıl kandırıp zorladığını , onun yüzünden gözlerimi bozup - gecemi gündüzüme katıp - konuşamama sebebim olup - çocukluğumu bende alan  şerefsizi ve af dileyerek sayfalarca satırlara döktüm.

Kağıdı, kan çanağına dönüşmüş gözlerle annemin eline verdim.
Annem okumaya başladı.

Tam yarım saat sonra okumayı bitirdi.
Bana baktı. Tedirgin oldum o an ama annem sanki Güçlü durmaya çalışıyor gibiydi.

" Benim kızımın canını yakanın dünyasını başına yıkacağım. Bu kimsenin yaninda kalmicak. Bu kadar ucuz olmicak. Sen benim kızımsın benim gibi dik dur . Sen o zamanlar 5 yaşındaydın. Hakana gidicez o bize fazlasıyla yardım edicektir. Şimdi git dinlen. Ben varken bunun üstesinden kalkıcaz . içindeki korkuyu at sakin ol. Bana güven sen annecim . Bir daha o gözlerinde bir damla yaş akmasına izin vermicem birdaha ağlamicana söz ver ?"

10 yaşındaydım annem benim masumluğumu biliyodu bana kızamazdı ben suçlu değildim ki ..
Sonra anneme

Söz anlamında kafamı salladım.

Odama doğru ilerledim. İçimden kendimce konuşuyorum her dakika artik.
Şimdi kendimi fazlasıyla güçlü hissediyorum.

Gözyaşlarım akmamaya yeminliydi. Bedenim kararlıydı.

Onca seneden sonra ilk defa uyumayı istiyordum. Ben başından beri bu iğrenç olayı içimde yaşamamalıydım.

Düşünürken uyuya kalmıştım. Sabah annemin sevimli huzur veren sesiyle uyandım. Annemin huzuru bana tüm sıkıntılarımı unutturuyordu.

Kahvaltımı yapıp doktor hakana doğru yola çıktık.
Psikolojim fazla çökmüştü bedenim dik durmaya çalışıyordu. Buna rağmen yaşıyorsam annem için yaşıyordum.

Hastaneye gelip hakan amcanın odasına girdik. Hakan amca beni görünce anlamlı bakışlarını gözlerime dikti. Zaten geçen seferde oturup karşımda ağlayıp aklımda soru işareti bırakmıştı.

Beni odadan çıkarıp annemle yanlız konuştular. Konuşmaları çok uzun sürmüştü. Bunlar napıyolar içeride. Uzun bir bekleyişten sonra beni içeri aldılar. Benimle güzelce konuştular ve sedye gibi yatağa oturttular. Anneme gözlerimi pörtlettim noluyor diye?

"Korkma! Hakan amcan senin o yaşlarda çok küçük olduğun için fazla zarar görmemiş olabilirsin yada onu tıbbi yollarla halledicez dedi sen ona güven. Ayriyetten bu durumda arkamızda durucak oldukçada tanıdığı var. Ona gülümseyerek Teşekkürettiğini belirtir misin? " dedikten sonra

Hakana tebessüm ettim hemen ardından annem son kelimelerini getirdi
"Son olarak doktor hakan amcanın oğlu bir süre bizde kalıcak haberin olsun. Onu sevmiyosun diye kötü davranma ona lütfen. "

Meleğin Kanadını KırdılarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin