Agememnon bu gidişata bir dur demeliydi. Danışmanı "Efendim ne yapmamızı istersiniz?" dedi. Agememnon "Capital Fabrika' dan bir mühendis ile görüşmek istiyorum. Hemen getirin!" dedi. Danışman hiçbir şey söylemeden çıktı. Kapıdaki askere yanaştı. "Capital Fabrika'dan bir mühendis şefi getirin. Üç saat içinde. Yoksa seni hungalara yem ederim. (Hunga= Aslan benzeri yırtıcı bir hayvan) Asker başını onaylarcasına salladı. Ve avluya doğru koşmaya başladı. Danışman tekrar içeri girdi. Agememnon'un önüne gidip "Mühendis üç saat içinde gelecek efendim." dedi. Agememnon "Güzel" dedi ve biraz bekledi. Ardından "Sen çık." dedi. Danışman "Emredersiniz efendim" dedi ve dışarı çıktı. Agememnon oturduğu tahtından kalktı ve devasa camlara göneldi. Ellerini arkasında kenetledi ve dışarıyı izlemeye başladı. Eski günleri düşünüyordu. Bir hata yapmış olabilirdi -kendine göre-. O askerdi. Ne denirse onu yapardı. Milyarlarca kişinin sorumluluğunu üstlenmeden, bir an bile düşünmeden olaya bodoslama dalardı. Ama artık böyle yapamazdı. O bir kraldı. Henüz yaşayamadığı gençliği yaşamak istiyordu. O bunları düşünürken saatler geçmişti. Birden biri kapıyı çaldı. Agememnon başını hafifçe kapıya çevirdi. "Gel." dedi. İçeri yaşlı, beyaz önlüklü bir adam girdi. "Bir mühendis istemişsiniz efendim. Ben Hert Colmbya. CAMH'ın baş mühendisiyim. Bir sorun yoktur umarım" dedi. Agememnon ona tam olarak döndü. Tahtına oturdu ve "Evet, Kardakyan'lara karşı güçlü bir silaha ihtiyacımız var. İki devlet şu anda eşit bir durumda. Ki savaşta eşitlik değil, üstünlük önemlidir." dedi. Mühendis, konuşma bitince "Uzun zamandır üstünde çalıştığım bir proje var. Dev bir savaş gemisi. Tam atmış bin kişilik. Üstelik dev bir iyon topu yolluyor ve düşman gemilerinin elektrik sistemini bozuyor. Sonra da onları savunmasız bırakıyor. Ve gemi top mermileriyle de düşmanları yok ediyor." "Atmış bin kişi ha. Hmm ilginç. Normal bir gemi en fazla iki bin kişi alıyor. Bu kadar askeri nasıl sığdıracağız?" "Gemi çok büyük efendim. Tam 102 katlı. Çok uzun ve geniş. Sadece bir donanmayla tek başına başa çıkabilir." "Eski bir asker olarak ilgimi çekti. Ama işi kral olarak da düşünmeliyim. Bize maliyeti ne olacak?" "Hesaplamalarıma göre toptan malzeme alırsak fiyat yarıya iner. Yani normal bir geminin on beş katı efendim." dedi. Agememnon ayağa kalktı. Tekrar cama döndü. "Karşıdaki inşaatı görüyor musun?" "Evet efendim." "İşte o inşaat bitmeden o gemi hazır olacak" "Bu mümkün değil ef..." Agememnon birden mühendise döndü ve ona hızlıca yürüdü ardından "İstiyorum." diye sakince konuştu. Mühendis "O zaman tüm Cenosis'in enerjisini kesip kapital fabrikaya vermemiz gerekir efendim. Ki bu halkın tepkisini çeker, ıı sonra mühendislere ek ücret ödemelisiniz. Yani bu size normalden çok daha pahalıya çıkar." dedi. Agememnon yavaşça tahtına tekrar oturdu. "Sen dert etme. Sadece dediğimi yap. Eğer başaramazsanız hepinizi o inşaattan atarım haberiniz olsun." "Peki efendim. Hemen gidiyorum akşama başlayacağız. Halkı siz mi bilgilendirirsiniz biz mi?" "Ben hallederim. Gidebilirsin" Mühendis yavaş yavaş kapıya doğru yürüdü. Büyük kapının düğmesine bastı. Kapı açıldı. Koşarak hangara gitti. Geldiği gemiye bindi ve CAMH'a döndü.
Agememnon, tahtın kolluklarında bulunan düğmelerden birine bastı ve danışmanı içeri girdi. "Buyrun efendim." "Halka sesleniş yapacağım. Cenosis'teki tüm holograsları açın." "Konuşma odasına gidelim efendim". Agememnon ayağa kalktı. Hemen tacını taktı. Tac, altın bir çemberin dört kenarına altından çubukların bulunduğu bir biçimdeydi. "Gidelim". Danışmanı kapıya yöneldi. Agememnon arkasındaydı. İkisi beraber kapıdan çıktılar. Agememnon'un özel korumaları gittiklerini görünce onlara katıldılar. Avluya geldiklerinde dümdüz ilerlediler. En sonunda, koridorun sonunda, karşılarına bir oda çıktı. Danışman gidip düğmeye bastı. Ardından düğmenin üstünde sayıların bulunduğu bir panel açıldı. Şifreyi girdi -2-2-2-5-8-9-5-4-2-2- . Kapı açıldı. Oda yuvarlaktı. Sadece bir kürsü ve odanın ortasında kare şeklinde bir yer vardı. Dijital bir alandı. Altı camdı ve camın neredeyse her yerinde kameralar vardı. Agememnon camın üstüne çıktı. Bir kamera gelip bedeninin her yerini çekti. Kürsünün üstünde iki tuş vardı. Biri kırmızı diğeri siyahtı. Tüm oda karanlıktı. Sadece camın altından vuran ışık Agememnon'un güzel yüzünü aydınlatıyordu. "Hazırmısınız?" "Evet" "3-2-1-Kayıt" Danışmanı kırmızı düğmeye bastı. Agememnon'un önüne tekrar bir kamera geldi. Konuşma metni yoktu. Etkilyici olmalıydı. "Halkım, Cenosisliler! Bu akşamdan itibaren altı gün boyunca tüm Cenosis'in enerjisi kesilecek. Biliyorum durumdan hiç memnun kalmayacaksınız. Ancak büyük zaferler için küçük fedakarlıklar yapılmalı. Lütfen bir protesto gösterisi düzenlemeyin. Sizi anlıyorum. Ama bu proje gerçekleşirse emin olun daha rahat olacaksınız. Proje gizli tutulacaktır. İsteyenler için Gregg'de kamplar kurduracağım. İsteyen gidebilir. Jeneratör alabilirsiniz. Yiyecek gönderimi devam edecek. Şimdiden teşekkür ederim." dedi ve kare alandan çıktı. Danışman kaydı durdurmak için siyah düğmeye bastı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Advent'in Sonu
Science FictionÇok ileri bir çağdaki imparatorluğun batışa doğru gitmesi... Persius'un bıraktığı yıkık yönetimi devralan Agememnon'un içerdeki ve ya dışardaki düşmanlarla yaptığı fiziksel ve zekasal savaş...Saltanatın kötü yanlarından birini gösteren Advent'in Son...