Basın salonuna girdiğinde gözlerine inanamadı. Karşısında yüzlerce kişi vardı. Yaklaşık kırk kadar kamera ve mikrofon, geri kalanları ise ses kaydediyordu. Agememnon biraz durdu. Ardından kürsüye yöneldi. Kürsüye çıkmak için merdivenleri çıktı. Salon anfi şeklindeydi. Kürsünün iki kenarından uzanan merdivenler, kürsüye gelince birleşiyordu. Mikrofon düğmesine bastı. Korumaları alanın her yerini doldurmuştu. Tüm kalabalık onu dikkatle ve sessizlik içinde dinliyordu. Bu arada içlerinden bir tanesi ayağa kalktı. "Efendim, tüm evren basını yaptığınız darbeyi reform olarak değerlendiriyor bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?" dedi. Agememnon şaşkındı. Federasyon'un bu konudaki sert tepkisini az çok tahmin edebiliyordu. Sözünü geçirebildiği sistemlere kendisine karşı bir tavır takındırmış olması gerekti. Ancak Federasyon böyle yapmamıştı. Çünkü Fırat artık macera istiyordu. Sürekli ne denirse yapılmasından sıkılmıştı. Biraz mücadele, rekabet ve hak ederek kazanılmış ganimetler istiyordu. "Evet. bu konuya şöyle girelim. Başkan Fırat düşündüğüm tepkiyi göstermedi. Tam olarak nedenini ben de bilmiyorum. Bu gün bir darbe yaptım. Ancak bu darbe, reform hareketidir. Halka zulmeden bir kralı tahttan indirmek reforma girer. Ancak bir asker olarak tahta geçmem ise darbedir. Ben ne yaptıysam arkasındayım. Ve her şeyin de hesabını verebilirim." Bir diğer muhabir çıkıp "Peki Kral Darin'in yıktırdığı ibadethaneler? Onlar ne olacak? İnsanlar korkuyorlar."dedi. Agememnon bu konuyu çok düşünmüştü. Sert bir şekilde "Tabiki geri yaptıracağız! Bakın, ben Hygia'lıyım..." (salonda herkes şaşırır.) "... Ve orada ne tanrı, ne ilah, ne yaratıcı, ne de elçi... bunların hiçbiri yoktur. İnsanların ve benim düşüncem -Eğer tanrı varsa ve bizi yarattıysa, bize yardım ederdi. Ancak Hygia'da her gün binlerce kişi ölüyor. Tanrı nerede?- dir. Evet. Bizim düşüncemiz buydu. Kimse bize karışamazdı. Ve ben bunu size açıkça söyleyebilirim ki din, insanların birşeye bağlılık veya şükran duygusunu aktarmak istemesiyle alakalı. Ya da toplumsal huzuru sağlamak için uydurulmuş birşey olabilir. Ancak diğer insanların düşüncesine saygı duymak zorundayız. Aynı fikirde olmasak da. Bu yüzden Tüm tapınak, cami, kilise ve sinagogları geri yaptıracağım." dedi. Toplantının asıl amacı reformu açıklamakken sözler yön değiştirmişti. Agememnon sıkıldığını anlayınca "Daha fazlası için danışmanımla görüşün lütfen." dedi ve kürsüden indi. Basın ona doğru koşmaya başladı. O kapıdan çıkar çıkmaz, korumaları kapının önünü kapattı. Agememnon koridorda ilerlerken danışmanı kürsüye çıktı. "Sakin olun lütfen sakin olun..." dedi. Herkes ona baktı. Basın yerine geçti. Korumalar kapıyı açtı dışarı çıktı ve kapıyı tekrar kilitledi. Agememnon tahtın yanına tekrar gitti. Saf altından olan tahta bakıyordu. Oturdu. Yılladır hiç bu kadar rahat bir yere oturmamıştı. Danışmanı tekrar içeri girdi. "Efendim, Başkan Fırat sizinle görüşmek istiyor." dedi ve elindeki hologrası gösterdi. "Aç." dedi Agememnon. Danışman hologrası yavaşça yere koydu ve düğmesine bastı. Basmasıyla Fırat'ın hologramı belirdi. "Hayırlı olsun Agememnon" dedi. Gülümsüyordu. "Tahta çıkmışsın. Tıpkı Persius'un hayalindeki gibi. Neyse, şartlarını ikimizin belirleyeceği bir anlaşma yapmak istersen, Kardakyan Federasyonu burada" dedi ve hologram yok oldu. Agememnon çok sinirlenmişti. Pişkin bir şekilde anlaşma teklif ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Advent'in Sonu
Bilim KurguÇok ileri bir çağdaki imparatorluğun batışa doğru gitmesi... Persius'un bıraktığı yıkık yönetimi devralan Agememnon'un içerdeki ve ya dışardaki düşmanlarla yaptığı fiziksel ve zekasal savaş...Saltanatın kötü yanlarından birini gösteren Advent'in Son...