14 - nazın sitemin belli değil, ben senin neyinim anlayamadım

2.5K 355 114
                                    

İbrahim Tatlıses - Kim Bu Gözlerindeki Yabancı

şaka şaka laşklasaklsdasj

Kim Feel - Youth

''Eh.'' Jongin elimdeki süt kutusunu koklayıp öğürmemle kaşlarını kaldırıp bana yarım bir bakış bıraktı. ''Sana alışverişe çıkmamız gerektiğini günler öncesinden söylemiştim.''

Süt kutusunu burnumu tutarak çöp kutusuna tıktım ve gözlerimi kısarak ona ukala bir bakış attım. ''Öyle mi?'' dedim bir elim istemsizce belime giderken. ''Her gece başka bir barda sürtmek yerine eve gelseydin o zaman.''

Tek dizinin üzerine koyduğu ayağını ve dizini sallamayı bırakırken kollarını çözdü ve koltukta tamamen bana döndü. ''Öyle mi?'' dedi aynı ukala bir bakışla. ''Her şeyi baştan aldığımızı ve bütün bunların seni ilgilendirmediğini sanıyordum ben de.''

Kollarımı çözerken yaslandığım tezgahtan doğruldum ve hafifçe yutkunurken omuz silktim. ''Banane canım.'' dedim ardından. ''Fark etmemiş olabilirsin diye söylüyorum.'' Gözlerimi bilerek kocaman açarken başımı salladım. ''Ev arkadaşın olarak konuşuyorum şu anda, bu ev ortak sorumluluğumuz altında ve sen sorumsuz davranıyorsun, yoksa beni ne ilgilendirir?''

''Tabi ki.'' Başını sallarken sırıttı ve önüne döndü. ''Kendini yatak odasına kilitlemek sorumsuzluk sınırları dahilinde değil çünkü.''

''Aynı şey değil.'' Gözlerimi kısarak ona yargılayıcı bir bakış attım. ''Yanıma gelmediğinden emin olmam gerekiyordu.''

''Daha bir dakika önce yanına gelmeyerek sorumsuzluk ettiğimden yakınıyordun.''

''Yanıma değil, eve, ev ortak alanımız, konuyu saptırıyorsun.''

''Evet.'' Bir kez daha başını salladı ve sinir dolu bir nefes bıraktı. ''Yatak odası ne, lahana yaprağı mı?''

Gözlerimi kocaman açarken inanamazlıkla dolu bir nefes bıraktım ve ''Koltukta yatmayı bu kadar sorun edeceğini bilseydim.'' dedim başımı sinirle sallarken. ''Yatak odasına kendimi değil seni kitlerdim.''

Sinir bozucu bir tıslama bıraktığında elimdeki havluyu koltuğa fırlattım ve ''Tamam!'' diye bağırdım. ''Ben yatarım koltukta tamam mı, tamam!''

''Saçmalıyorsun şu anda.'' Oturduğu koltuktan doğrulurken o da sinirle tısladı ve etrafımdan dolanıp ortadaki meyve sepetine uzandı. ''Bir yıl boyunca orada uyuyabileceğini sanmıyorsun herhalde, değil mi?''

''Yoo.'' dedim başımı sallayıp. ''Gayet de sanıyorum.''

Bir elinde sepet bir elinde kirazla tam önümde dikildi ve ''Aç ağzını.'' dedi. ''Kiraz ye biraz.'' Kaşlarımı çatsam da dudaklarımı araladım ve kirazı dudaklarımın arasından tepmesine izin verdim. ''Nereden buldun bunu?'' dedim o ikinciyi tıkamadan. ''Dün yoktu.''

''Sabah aldım.'' Omuz silkti ve ''Yalnızca arkadaş olduğumuzu sanıyordum.'' diye devam etti ben çiğnemeye devam ederken. ''Kim arkadaşıyla aynı yatakta uyumaktan çekinir ki?''

Artık son noktaya geldiğimi fark edince göğüs kafesimi şişirecek kadar derince soludum. ''Geçmişte arkadaşıyla öpüşmemiş ve onun kollarında inildememiş olan herkes!'' Aniden bağırdığımda, bana inanamıyormuş gibi bir bakış bıraktı. Kararan gözleri gözlerimden dudaklarıma kaydı ve gözlerini kapatırken başını salladı.

''Bile bile yapıyorsun.'' O homurdandığında, karşı çıkmak için dudaklarımı araladım ama o ''Sus.'' diye durdurdu beni. ''Yemin ederim bile bile yapıyorsun.''

ten points to gryffindor // sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin