Ondan herkes korkardı, okulun en belalı çocuklarından birisiydi. Son sınıfa kadar derslerini alınacak en yüksek notlarla vermişti. Örneğin daha önce 15 aldığı sınavlardan şimdiyse ünü sayesinde 36 alıyordu. Bu onun için basitti, ta ki disiplinli ve son derece çekici olan o öğretmenle tanışana kadar.
Dylan yaramaz bir çocuktu ve hep daha fazlasını isterdi ama Mahmut Tuncer asla onun sahip olabileceği bir şey değildi. O halay dersinde asla sırayı bozmaz, ritmde yanlışlık yapmazdı. Yapanlara karşıysa büyük cezalar verirdi fakat bunu herkes sır gibi saklardı.
Halay salonuna giren bedenle birlikte herkes büyükten küçüğe doğru dizildi, geçen hafta fantezili halay çekmişlerdi bunun etkisi sürerken bu hafta olacaklar öğrenciler için merak konusuydu.Mahmut pazardan yeni aldığı kunduraları ile birlikte kendini önceki günlerden daha karizmatik hissediyordu. Beyninde bir halay senfonisi yankılanırken önündeki kabarıklık kendisini belli etmeye çoktan başlamıştı.
Bu Dylan'ın dikkatini çekti fakat bakışlarını yutkunarak hemen çıplak bacaklarına çevirdi. Tüyleri almalıydı belkide halay derslerinde giydiği şortla öğretmenine bu yüzden çekici görünemiyordu çünkü ne zaman ona baksa Mahmut'un yüzünde iğrenti belirtisi kendini fişek gibi ortaya çıkarıyordu.
''Yov, sen kendi bacağını ne diye izliyirsen.'' İşte o ses diye düşündü, hayata döndürecek fakat içten içe ona zehir edebilecek adama aitti.
Dylan tüylerinin diken diken olduğunu hissetti. Kalbi davul çalarcasına atmaya başladı ve karşısında duran o derin kahverengi gözlerine baktı...ama bu sefer farklı bir şey vardı, ona iğrenmiş şekilde bakmıyordu.
Kurumuş ama halaya susamış dudakları aralanmış, üzerine giydiği mavi gömlek ter içinde kalmıştı. Ön taraftaki saçları dökülmeye başlamış alnı ışığın altında parlıyordu.
Mahmut önündeki çaresiz çocuğu halay mendili sallarmışçasına bir el hareketiyle kendine getirmek istedi. Sadece bacaklarını değil kaşlarının arasını da aldırmalı diye düşündü. Dylan kötü çocuk karizmasının yerle bir olacağını fark ettiğinde sessizliği bozmak istedi. Herkes pür dikkat onları izliyordu. Sanki İbrahim Tatlıses ve Yıldız Tilbe karşı karşıya gelmişcesine bir gerginlik vardı ortamda. Dylan korkuyordu çünkü bu yakışıklı adam her an mendilini çıkartıp onu halayı ve bacak hareketleriyle etkisiz hale getirebilirdi. Mahmut gözlerini karşısındaki ürkek çocuktan ayırmaksızın konuştu.
''Bugün ki konumuz halayın elli tonudur lo.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teacher // MAHMUT TUNCER (daddykink!)
HumorSadece, sabahları öğrencilerine halay dersi veren geceleriyse yatak dersinde bir numara olan herifin tekiydi ama ona aşık olmuştum. (Dylan O'Brien & Mahmut Tuncer)