4-yeni kişiler

20 1 0
                                    

Sınıfa girince öğretmenin isteği üzerine kendimi tanıttım.Tüm dikkaatler üzerimdeydi ama alışkındım bu duyguya.Yıllardır.Cümlemi bitirince Austin'in yanına oturdum.Ve asırlar sonra ilk kez ders dinlemeye başladım.Derse tüm dikkatimi vermiş olmalıyım ki kafama gelen kağıt parçası beni korkuttu.Arkama bakınca iki çocuğun bana bakarak gülüştüklerini gördüm.Önüme döndüm.Austin'in bakışıyla karşılaştım 'boşver' dercesine omuz silkti."Hep öyleler" diye fısıldadı.Tamam anlamında başımı aşağı yukarı salladım.Tekrar derse döndüm.

Kırk dakika oldukça çabuk geçmişti.Austin bir sonraki derste kütüphanede olacağımızı söyledi ve yapması gereken bir işi olduğu için sınıftan çıktı.O gidince nefesimi sanki yıllardır tutuyormuşcasına bıraktım.Hala yaşadıklarıma inanamıyordum.Elimi kalbime götürdüm ve kalp atişlarımı hissettim.

Bir süre sonra eşyalarımı aldım ve ayapa kalktım ve kalkmamla birlikte birine çarptğımı hissettim."A-afedersin seni görmedim." dedim ona bakarak.Çelik mavisi gözleriyle beni süzdü ve tek kelime etmeden sınıftan dışarı çıktı.Ne olmuştu yani, ona çarptığım için ben mi suçluydum?Ben düşüncelerime dalmışken bir kız sesi beni kendime getirdi.

"Defterini düşürmüşsün." Ona teşekkür ederek defterimi aldım."Bu arda ben Mia." "Elizabeth"dedim.Onunla birlikte kütüphaneye giderken "Çarptığın çocuk Tyler Lahey.Tyler hakkında seni uyarmak istiyorum." dedi.Ama daha sözünü tamamlayamadan kütüphaneye girmiştik ve Tyler tam karşımızda duruyordu.Mia sadece "Uzak dur." dedi.Başımı tamam anlamında salladım ve en yakındaki masaya oturduk.Etrafıma bakınca Austin'i gördüm, bana el sallad, karşılık olara gülümsedim.Başımı Austinden çevirirken Tyler dikkatimi çekti.Sandalyeye gayet rahat -hatta fazlasıyla rahat- bir şekilde oturmuştu ve telefonuyla ilgileniyordu.Başını telefonundan kaldıracak gibi olunca ona bakmaktan vazgeçtim.

"Kendine bir kitap almalısın bu ders okuma dersi."Mia bunu söylerken kendi kitabını çantasından çıkarmıştı bile.Ayağa kalktım ve kitaplığa doğru yürüdüm.bir süre hangi kitabı seçeceğime karar veremedim.Sonra gözüme takılan bir kitaba doğru gittim.Kitabın kapağına koyu kırmızı kabartmalı harflerle 'Romeo ve Juliet' yazılmıştı.Kitabı alırken "Gerçekten o kitabı okuyacak mısın?" dedi birisi.Sesin sahibine doğru döndüm ve karşımda Tyler'i görünce biraz şaşırdım. "Okumamam için bir neden göremiyorum." diye cevapladım sorusunu.Garip bir şekilde sırıttı."Gerçekten o hikayeye inanıyor musun?" dedi."Evet." dedim.

Birkaç saniye bekledi ve şöyle dedi."Romeo Juilet'in öldüğünü düşünüyor ve zehir içiyor.Ama Juliet daha sonra uyanınca Romeo'un öldüğünü görüyor ve Romeo'un hançeriyle kendini öldürüyor."

Devam etmesi için bekledim.

"Yani demek istediğim şey şu: Romeo ve Juliet aşkları için her şeyi göze almışlar ama sonları yine de ölümle sonuçlandı.Yani gerçek aşk hiçbir zaman ulaşılabilir değil."

Tek kaşımı kaldırarak ona baktım."Daha önce hiç böyle bir yorum duymamıştım." dedim.Omuz silkti ve ekledi "Tabi genellikle 'ayyy ne kadar romantik değil mi?' gibi yorumlar duyuyorsundur."Gülümsememe engel olamadım."Ama sana bir şey sormak istiyorum.Gerçek aşkın ulaşılamaz olduğunu düşünüyorsun.Peki bu aşkı aramaktan vazgeçmen anlamına mı geliyor?"dedim.Bir süre düşündü "Sanırım evet." dedi."Sanırım ben aşka inanmıyorum."

Önüne gelen ilk kitabı aldı ve uzaklaştı, ben de arkasından gittim.Kitabın rastgele bir sayfasını açtım ve okumaya başladım:

-Ah Romeo, neden Romeo'sun sen?

Son ders pencereye vuran yağmur damlalarını izliyordum.Zilin çalmasını iple çekiyordum.Zilin sesini duyunca yerimden fırladım ve yağmurlu havaya çıktım.Kimi yağmurdan kaçıyor, kimi açtığı şemsiyeyle ıslanmadan yürüyordu.Ama ben farklıydım, yağmurun altında yavaşca yürüyordum.Su damlalarının teker teker tenime değişinin tadını çıkarıyordum.Okul tamamen boşalmıştı ve sonunda yalnızdım.Yakındaki banka oturdum ve gözlerimi kapattım.Toprağın suyla buluşmasından oluşan o harika kokuyu içime çektim.

Orada ne kadar öyle durduğumu bilmiyorum ama sonunda ayağa kalktım ve yürüdüm.Caddeye çıktım.Yürümeye devam ederken harika bir spor araba yanımdan hızlıca geçti.Ve yolun kenarındaki su birikintisi doğruca üstüme sıçradı.Ben' lanet olsun!' derken araba yavaşladı ve bana yaklaştı.Cam açıldığında onun mavi gözleriyle karşılaştım."Hey, sen yeni kızsın değil mi?" Sesinde alaycı bir tını vardı."Özür dilemek için mi durdun?" dedim.Küçük çapta bir kahkaha attı "Ben ASLA özür dilemem." dedi aslanın üstüne basa basa."Zaten senden böyle bir kibarlık beklediğim için ben hata ettim " diyerek yürümeye başladım.O da hızlıca yanımdan geçti ve tekrar üstüme su sıçrattı, arkasından bağırdım."Seni pislik !"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 30, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SONSUZLUKTAN UZAK-askıda-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin