Bugün bizim günümüz

29 4 2
                                    

Gökyüzünün pamukları dökülürken yavaş yavaş bulutların arasından, her yer beyazın saflığına bürünmüştü. Etrafta kimsecikler yoktu. Herkes dondurucu soğukham kaçmış evine çekilmişti. Derken zil aniden ısrarla çalmaya başladı.  Ziya Bey gelmişti.  Kader koşarak kapıyı açtı ve çığlık atarak "Babacığım hoşgeldin!" dedi. Hemen babasının elindeki sıcak ekmek ve poğaçaları alıp mutfağa getirdi.  Annesi yine nefis bir kahvaltı hazırlamıştı. "Ooo Ayşe Sultan,  döktürmüşsün yine." derken kocaman bir öpücük kondurdu annesinin yanağına. Ailesini bir arada görmeyi özlemişti. Babası madende çalıştığı için en çok da babasını özlüyordu. Bu sabah da birlikte kahvaltı yapabildikleri nadir sabahlardan biriydi. Çünkü kardam dolayı babası işe gitmemişti ve Kader tüm günü birlikte geçirmenin tadını çıkarmak istiyordu. Derin düşüncelere dalarken kendini toparladı ve koşarak ablası Aylin br Şebnem'i uyandırmaya gitti.  "Hadi hadi uyanın artık bugün çok güzel bir gün olacak bugün bizim günümüz" diyerek perdeyi açtı. Kar neredeyse diz boyunu geçecekti ve hala usulca gökyüzünden süzülüyordu..
Kalvaltıda Ziya Bey'in öksürüğü hiç durmamıştı. Şebnem babasına su uzatırken gıcık tuttuğunu düşünmüştü. Oysa dün gece olanlardan bihaberdiler. Tüm gece öksürmüş, bir türlü uyuyamamıştı. Kızlarını telaşlandırmak istemiyordu. Onlara durumu hissettirmeden "gıcık tuttu heralde, biraz hava alırsam geçecek gibi" dedi ve balkona çıktı. Öksürüğü hâlâ geçmemiş hatta bazen nefes almasına da engel olmaya başlamıştı.  Aylin telaşlanarak balkona babasının yanına gitti. Babası onu görür görmez elindeki peçeteyi telaşla sakladı. Aylin "İyi misin baba ?" derken endişeyle karışık üzüntüsü sesinden okunuyordu. Her ne kadar uğraşsa da sesindeki titremeyi bastıramamıştı. "İyiyim güzel kızım, merak etme, biraz üşüttüm heralde." dedi ve "Babalara hiç bir şey olur mu " diyerek Aylin'i neşelendirmeye çalıştı. Güldü.  Zoraki bir gülümseme olduğunu aslında ikisi de hissediyordu. Aylin bir anlığına dalıp gitse de, babası "Oo donduk donduk hadi içeri geçelim. " diyerek sessizliği bozdu.  İçeri girdiklerinde annesi "Baba kız ne kaynatıyorsunuz siz orada ?" diyerek onlara takılmayı ihmal etmedi. Kalvaltıyı bitirdikten sonra Ziya Bey televizyon izlemek için odaya geçti. Şebnem üniversite sınavına hazırlandığı için oldukça stresliydi. Anne babasının stres yapmaması için verdiği tüm nasihatlere rağmen yine de içindeki o garip heyecanı bastıramıyordu. Biraz ders çalışmak için odasına çekildiği sırada Kader ödevleri için ablasından yardım istedi. Orta 3'e gitmesine karşılık oldukça başarılıydı. En büyük ablası Aylin ise Mimarlık Fakültesi'nde 3.sınıfta okuyordu. Daha iyi bir hayat için çok çalışıyorlardı. Aylin üniversiteyi kazandığında ailesi çok mutlu olmuş ve bir kez daha kızlarıula gurur duymuştu. Anne babalarının emeklerini, hayallerini boşa çıkarmak korkusuyla çalışıyor,  cok çalışıyorlardı. En çok da Şebnem korkuyordu. Babasının halini gördükçe daha da stresleniyordu. Hergün karanlığa kazma sallamaktan avuçları patlayan, ciğerlerinde kömür ; burnunda can kokusu olan babasına baktıkça başaramamak korkusu sarıyordu tüm benliğini. "Ya yapamazsam ?" "Ya onları hayal kırıklığına uğratırsam ?" "Ya... ?" Toparlandı ve kafasından silip attı tüm olumsuz düşünceleri.  Derin bir nefes aldı ve tekrar çalışmaya odaklandı.

*

Ziya Bey'in öksürmesi başlamıştı yine. gündüzleri idare ediyordu fakat geceleri daha çok zorlanıyordu. 

''Gel inat etme bey yarın bir doktora git. Daha kötü olmadan çaresine bakmak gerek.''

''Bir şey olmaz hanım iyileşiri ben sen canını sıkma. Hem iyiyim ben merak etme.''

  Ne kadar iyiyim dese de gözlerinden okunuyordu yorgunluğu. Sanki tüm dünyanın ağırlığını taşıyormuşçasına buğulu bakıyordu gözleri. Onu ayakta tutan tek şey güçlü sevgi bağlarıydı. Küçük yaşta annesini kaybetmiş, hayatı boyunca eksikliğini derinden yüreğinde hissetmişti. Babası annesine kıyasla daha otoriter soğuk bir adamdı.  Bu yüzden Ziya Bey hep ilgiye, sevgiye muhtaç büyümüştü. Hatta küçükken kendi kendine söz vermişti : Babası gibi bir adam olmayacaktı.  Ailesine karşı her zaman ilgili ve sevgi dolu olacaktı. Öyleydi. Babasının aksine daha iyi bir babaydı.

KARA TAŞWhere stories live. Discover now