Bölüm 2

440 37 10
                                    

M.Ö 650.000 yy.

Gökyüzünden düşen meteor yeryüzündeki canlıların sağa sola koşuşturmasına sebep olmuştu. Yanan ateş topu, atmosferden girdiği andan itibaren kulakları dolduran hoş melodi,
Taşın yeryüzüne çarpmasıyla son bulmuştu. Minik bir tohumun toprakla buluşmasının tüm bitki örtüsünü yok etmesi oldukça hayret edici bir manzaraydı. Doğa Ana minik tohum tanesini elleri ile saklamış,korumuş ve bakmıştı.

1986,Busan - Büyüktaş ormanları

Kirli kar tabakası; minik ışıklarla aydınlanmaya başlayan gecede ,etrafa hoş elma kokusunu yaydı. Kar tanelerinin eşşiz güzelliğiyle toprakta filizlenen elma filizi ,mayhoş edicek cinstendi. Açlıktan sarhoş olmuş yavru ceylan ,ormanda yalparanarak yürürken gördüğü küçük filiz ,ağzının suyunu akıtmıştı. Seri adımlarla yanına gidip burnunu yeşil yaprağa değdirdi. Değdirir değdirmez çığlık atarak yandı. Vücudu rüzgarla karışmış bir avuç kül oldu.

Aradan saatler, haftalar ,aylar ve yıllar geçti. Minik filiz,o sürede genç bir elma ağacına dönüştü. Dallarında bulunan mis kokulu çiçekler ile ormanın manzarası daha da hoştu. Çiçeklerden biri titreyerek kıpkırmızı bir elmaya dönüştü. Ardından diğer çiçekler de onu takip ederek aynı işlemi gerçekleştirdi.
Yoldan geçen beyaz karavandaki genç çiftin de gözüne takılmıştı kırmızı elmalar.

Genç kadının canı tam da elma çekmişken bu elma ağacı onun için büyük bir şanstı.

"Ji Young, aracı durdururmusun? Bak şurada elma ağacı var"

Genç adam eşinin gösterdiği yere bakıp kocaman bir gülümseme yolladı yanında bulunan güzel bayana.

"Bu harika bir şey Sandara. Tam da iki yaşam kaynağımın da canı elma çekmişti değil mi?"

Genç kadın ,gözleri kısılasaya kadar gülüp aynı zamanda da başını hızla yukarı aşağı salladı.

Adam eşine hayranlıkla bakıp frene bastı. Yan koltuğunun kapısı açılınca tebessüm etti. Eşi hamileydi ve minik bebekleri olucaktı. Tam beş ay sonra eline alıcağı minik bebeğin hayali bile bayıltacak cinstendi. Haftaya cinsiyetini öğrenmeye gideceklerdi. Onun için kız veya erkek olması önemli değildi. Sağlıklı bir bebek ve sağlıklı bir eş istiyordu sadece. Tek korkusu da eşinin doğum yaparken başına birşey gelmesiydi. Bütün riske rağmen,eşi Sandara hamile kalma tehlikesini göz önünde bulundurarak hamile kalmak istedi. Öğrendiklerinde tek düşündüğü şey eşinin sağlığı ve gelecekteki sağlık sorunu olduğu için eşi kadar bu habere sevinememişti genç adam. Ne de olsa doğum esnasında eşini kaybetme riski vardı. Bu ihtimal her ne kadar yüzde otuz da olsa bu ihtimal bile endişelenmemek için yersiz kalırdı. Doktorla düzenli olarak konuşup,doğum için uygun ortam yaratmak adına haftada iki gün Seul'deki
Doktor arkadaşlarını ziyaret edip gerekli bilgileri alıyorlardı.

Genç kadın, kurumuş yapraklara basarak çıkarttığı sese uyuz olmuştu. Ağaçlardaki minik sincapları korkutmak istemiyordu. Daha yavaş adımlarla denese de ses daha da yüksek çıkıyordu bu sefer. En sonunda pes edip sincapları sevme yanını bastırdı çünkü o elmaları şuanda herşeyden çok istiyordu.
Elmaları görünce parıldayan gözleri ile tam da yavru bir tavşan gibiydi. Hangisini alıcağına karar veremeyince parmağı ile saydı kırmızı aşk toplarını.

"Portakalı soydum,Baş ucuma koydum ben bir yalan uydurdum. Ah!,gel bakalım minik elmacık"

Eline aldığı elmadan bir ısırık alıp kıkırdamaya başladı. 'Acaba bebeğim doğunca nasıl bir anne olucağım?'
diye geçirdi içinden. Kesinlikle bebeğiyle bebek olurdu. Asla ciddi bir insan olamamıştı ,ama eşi GD de onu bu yüzden seviyordu. Onun yanında sarışın genç kızı koruma isteği ile dolmuş ve sonrasında da aşka dönmüştü bu yakınlığı. Sandara'nın başına pek çok olay gelmiş ve bunlarda da GD asla onu yalnız bırakmamıştı.

Themis(¥£)JiKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin