Bölüm 3

361 25 24
                                    

Yüzüne vuran güneş ışıkları ve parlaklık yüzünden yattığı yerde kafasını haraket ettirip rahat bir pozisyon almaya çalıştı. Ama hangi pozisyonu alırsa alsın güneş onu takip ediyor ve rahatsız ediyordu. Aniden kafasını rahatsız eden sıcaklık kesilince tebessüm edip bulunduğu yere biraz daha sindi.

Fakat bu sefer abisinin yumuşak dudakları gözlerini açmasına sebep olmuştu. Genç çocuk,küçük kardeşinin saçlarını karıştırıp son bir öpücük kondurdu.

"Hadi kalk artık kookie, kahvaltı yapalım."

Uykucu adımlarla paytak paytak ilerkeyip banyoya girdi. Bu davranışları gencin gülmesine sebep olmuştu. Beraber mutfağa gidip sandalyelere oturdular.

"Jungkoook'la birlikte pikniğe gidebilirmiyim?"

"Tabiki oğlum. Hem Jungkook da buraları özlemiştir biraz gezmiş olur."

İki oğlunu kendine çekip sımsıkı sarıldı. Aile ortamının tekrar bir araya gelmesini özleyen yalnız değildi.

Kahvaltıdan sonra piknik sepetini hazırlayıp bisikletle beraber ormanda minik bir göletin yanında yapmaya karar verdiler. Piknik masasına yanlarında getirdikleri örtüyü serip üstüne sepeti koydular.

"Hyung, uçurtma uçuralım mı?"

Kafasıyla onaylayıp yanına geldi. Doğrusu onun sesini ve tatlılığını özlemiş cesur haraketlerini hep arardı. Evden getirdikleri uçurtmayı eline alıp tahta çubuğu Jungkook'un eline tutuşturup uçurtmayı Eline aldı. Rüzgarla birlikte koşup havaya kaldırdığında miğini oldukça mutlu ettiğini biliyordu.

Kahkahalarla uçan uçurtmayla etrafta koşuşturup sabit bir yerde durdu. Arada bir hyunguna bakıp gülümsüyor bu sayede Onu da mutlu ediyordu. Jimin,sofrayı hazırlayıp yemeklerle uğraşırken Jongin'i görünce ister istemez kasılıp arada bir kaçamak bakışlar atıyordu.

"Bak burda kim varmış. Özlettin be kendini Jimin. Nerelerdesin iki gündür?"

Kollarını Jimine doladığında arkadaki genci fark edip kulağına eğildi. "Yeni eğlence mi buldun yoksa kendine? Aslında tatlı çocukmuş."

Duraksayıp kafasıyla onaylamadı. Gözlerini kardeşinde gezdirip Jongin'e baktı. "O'ndan uzak dur Jongin. Ve o benim sevgilim de değil"

Kahkahalarla arada hımlayıp kafasını salladı. "Sizce de sevgiliniz olmayan birine karşı fazlaca korumacı değilmisiniz Park Jimin?"

"Tanrı aşkına nerenden anlıyorsun bilmiyorum ama küçük kardeşimden uzak dur Seni kurukafa. Arkadaşlarım da olsanız onu korumak bana düşer"

İstediği cevabı almış olacak ki tatmin olup sofradaki birkaç şeyi ağzına tıktı. Kocaman gülümseyip sofraya oturdu.

"O çocuk artık bizim grupta Jiminie"

Fakat bu arkadaşını fena halde sinirlendirmişti. Elini masaya serçe vurup tısladı. Söz konusu kardeşini pis bir işe dahil etmek kelimesi dahi karşısındaki gence dalması için geçerli bir sebepti.

"Siktir git Jongin. Onu böyle bir işe bulaştırdığını dahi görmek bırak duymayacağım bile!"

Karşısındaki Onun bu sinirli tavırlarına karşın oldukça eğlenir duruyordu. Eline birkaç tane üzüm alıp kahkaha atmaktan çekinmemiş ve kardeşinin yanına gitmişti.

Elinini masaya vurup hahlayarak Onların yanına ilerledi. Ne de olsa bu iti bir melek kadar masum bebeği ile başbaşa bırakamazdı.

"Hyung!"

Koşarak gelip abisine sarıldı. Ona heo sarılmak istemesi abisine karşı beslediği sevgiyi Hyunguna ifade ediyordu açıkça. Sevgisi karşılıksız değildi elvet. Jimin,Jungkook için herşeyi göze alırdı.

"İyimisin Kookie? Jongin birşey mi yaptı?"

"Hayır abi. Sadece seni çok özledim. Hyung ben sensiz nasıl o kadar yıl yaşayabilmişim?"

Elini yumuşak saçlara atıp iç geçirdi. Jongin konusunda biraz kuruntu yapmış olabilirdi. Arkadaşları arasında en serseri tip o olsa da arkadaşlarının kardeşlerine ve sevgililerine yanlış bir şey yapmazdı.

"Benimle dalga mı geçtin Jongin"

"Eh, belki birazcık. Ama beni tanısaydın öyle şeylere kalkışmayacağımı bilirdin"

"Kusura bakma. Söz konusu Jungkook olunca aklımdan herşey çıkıyor. O benim için çok kıymetli."

Anladığını ifade edip piknik alanına Jimin'le birlikte dönüp Jungkook'u oyun oynamadı için bırakmıştılar.

"Yoongi bu adam yüzünden sende ceza çekiyorsun. Zeus sana da ceza vericek"

"Biliyorum Jungkook, ama elimden birşey gelmez."

"Bana oyunda katılırmısın gideseye kadar? Cidden eğlenceli"

Tebessüm ederek eline rüzgar gülü alıp oradan oraya koştu. Umut dolu haliyle gülemeden edemeyip diğerkini de kendi eline alıp peşinden koştu.

Uzaktan bakan biri onların çocuk olduğunu rahatlıkla düşünebilirdi. Ama biri nerden baksan 680,diğeri ise 134 yaşındaydı. Neyseki sadece Jungkook'u görebiliyorlar ve bu sayede Yoongi yırtabiliyordu. Sırtüstü yere yatıp elini yanaklarına koydu.

"Woah ciddi ciddi enerjim yükseldi. Bu tür şeylere daha sık vakit ayırabilsem keşke."

"Yoongi, bir bedene sahip olmak istermiydin?"

Acemi melek ,kıdemlisine bakıp evet anlamında başını salladı imkansız olsa da. Bir bedene sahip olabilmek için; 500 yaşında Athena'nın emri altında 200 yıl çalışmalı ardından da Bilgi sahibi olmalıydı. Nerden baksa 800 yaşını bulurdu. Ailesi yüzünden savaşda kara damga listesinde olup diğer melekler gibi eğitim alma hakkına sahip olamamıştı.

"Eğer istersen Themis'den senin için dilek dilerim."

"Efendim ben Themis'in himayesinde bulunmuyorum. Hizmetlerim Athena'ya"

Anladığını ifade eder şekilde başını salladı. Athena ile Themis aralarında hiç melek alışverişi yapmamış ve birbirinin işlerine karışmamışlardı. İstese bile Yoongi'nin bedene sahip olma şansı çok azdı.

'Tanrıçam lütfen yardımcı olun bize. Size yalvarıyorum'

Birileri başını belaya sokmaktan çekinmiyor gibi (͡° ͜ʖ ͡°)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 14, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Themis(¥£)JiKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin