Gözlerini açtiğinda son derece süslü bir tavanla karşılaştı.Tavan bilmediği ama kısmen siyah bir taşa benzeyen maddedendi.
Kendi köyünde böyle bir maddeye hiç rastlamamıştı.köydeki evler genelde tahtadan veya ahşaptan olurdu ve aralarında kalan bosluklari çamur veya tezekle kapatirlardi.(tezeği köyde yasamis olanlar bilir hayvan diskisi olarakta bilinir)
Hareket etmeye çalıştığında kendisinin bir yatakta olduğunu anladi.Yatak çok yumuşakti.okadar yumuşaktiki bir an kendisinin pamuğun içinde olduğunu zannetti.Yataktan kalkmaya çalişirken kendini halsiz hissetmişti.vucudunda herhangi bir sorun olup olmadigina bakti. Diştan bir sorun yokmuş gibi görünüyordu.ama vucudu sanki ölene dek çalılıştırılmış gibi halsizdi.vucudunda bir sorun bulamayınca neden burada olduğunu hatırlamaya çalişmişti.
Anılar aklına geldikçe gozleri yaşarmaya başlamişti.sonunda kendini tutamayip ağlamaya başladı.Nasıl ağlamazdi bu yaşına kadar ona bakan kisi ölmüştü.oda olayları kaldiramamış ormana doğru gidip orada kaynak canavarlari tarafindan parçalanmak istemişti.Sonra bir melekle karşılaşmişti
Tüm hatirladiklarindan neden burada olduğu ile ilgili bir sonuç alamayinca düşünmeyi bıraktı.Yataktan kalkip odaya bir göz atti
Oda oldukça genişti ayrıca iyi isik aliyordu. Yatak kollarini açtiginda bile kendisinden 2 tane daha alabilecek kadar genişti. Yatagin sağ tarafinda dolaplar sol tarafinda ise bir sehpa vardi dolaplar altin sarısı işlemelere sahipti bu işlemeler bazi yerlerde gül bazi yerlerde tanimadigi çiçek figurlerine benziyordu sehpanin uzerinde de altin islemeli desenler vardi ama neye bemzediğini anlamamisti sehpanin uzerinde birkaç kağit bir bardak ve su dolu surahi vardı.
Sürahiyi görunce susadığını hisseden cocuk sürahideki suyu bardaga doküp kana kana içmişti.sehpanın üstündeki kağıdı eline alip baktı ama sembol benzeri şeylerin hiçbirini anlayamadı.kağidi yerine koyunca dolaba dogru bakti. Dolabin içinde ne olduğunu merak etti. Dolaba dogru birkac adim attiginda bacaklarinin onu daha fazla taşıyamayacağini anladi cozumu ise dolabin yanina yataktan yuvarlarak gitmeyi uygun gordu.
Dolabi açtığinda gozlerini kapatmak zorunda kalmıştı.zorla da olsa gözlerini açtiğında buseferde ağzi açik kalmisti. dolaptaki elbiseler okadar guzel ve işiltiliydiki rüyada olup olmadigina emin olamammişti.belkide kuçücük hayati boyunca hiç görmedigi bu guzel kumaslar karsisinda dili tutulmustu gercekmi diye elini uzatip dokundugu kumas ona okadar yumusak gelmistiki daha once boyle yumusak bir seye dokunmadigina yemin edebilirdi.onun daha once ne fazladan bir cift elbisesi nede bunun tuzde biri kadar yumusak bir elbisesi olmustu onun elbiseleri yirtik pirtik elbise denmeyecek halde olurdu ama o hiç bu durumdan şikayet etmezdi ama su anki dokundu elbise ona eskiden olan elbiselerini unutturmus keske benim de boyle bir elbisem olsaydi ozamanlar dedirtmisti elbisenin verdigi hissi iyice tatmak icin birkaç nefes suresi oyle kalmis sonra elbiselerden birini secip ustune giydi
Dolaptan aldigi giyisiyi giydiginde aynaya bakti ama aynada kendisini degil yakisikli bir genc efendiyi gorunce saskinliga ugradi genelde yuzu kir pas icinde oldugu icin temiz halini gorunce afallamisti.birde elbise ustune eklenince saskinligi tavan yapmisti aynayla ilgilenmeyi bitirdiginde yatagin karsisindaki kapi yiyi gordu derin bir nefes alip kapiyi acti.
Evet bir bolum daha attik bakalim kac bolum gidecez
Ayrica su telefondan yazma isi cok zor ya parmaklarin agirdi
Herneyse yorum yapmayi unutmayin elestirileriniz beni daha iyi bir yazar olma yolunda guclendirecektir
Ayrica fazla abartmayin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVAŞÇI
ФэнтезиÖlümsüzlük yolunda haklı veya haksız yoktur Hikaye Argenta ve elementa tarzı bir kitap